#tüm kedilimedili entry'leri

zamana, uzama ve bağlama göre değişebiliyor olsa da; benim için içtenlikle söylenmiş olması ve klişe bir teselliden öte gerçeklik de içeren bir destek hissettirmesiyle anlam kazanan cümlelerdir.
sadece bir günümü geçirdiğim bir şehirde, ağrı kesici almak için girdiğim eczaneden bir senedir cuma mesajı almama yol açan hadisedir.
birlikte öğrenilen ve şaşırtan pek çok şeyin, keşfedilen sokakların, yepyeni bir şehrin ışıklarına karşı tokuşturulan biraların da güzelleştirdiği; kolay kolay unutulamayacak dostluklardır.
benim için en hatırlamak istemeyeceğim haliyle soğuk hava, ıslak ayakkabılar, cepte beş kuruş kalmaması ve azıcık da ıssızlık içeren anılardır.
aynı kitabın hem karton kapak hem de ciltli seçeneği bulunuyorsa çoğu zaman aralarındaki ciddi fiyat farkından dolayı da okur açısından ister istemez oluşan durumdur; yayın evleri içinse maddi kaygılardan kaynaklı olabilir. yine de uzun süreli kullanımlarda yıpranan veya sağlıklı muhafaza edilmek istenen kitaplar konuma göre değişiklik gösterebilse de matbaalarda çok uygun fiyatlara istenen renkte (bordo, lacivert, koyu yeşil, siyah) ciltlenebilmektedir.
bazen aynı gecenin sabahı uyanmak istememekle ortak da olabilen nedenlerdir.
türk edebiyatına birbirinden nitelikli eserler bırakmış şair ve yazar.

tiyatroya uyarlanarak yıllarca sergilenen şiirsel metinlerden oluşan "yalnızlıklar", seçme öykülerinin toplandığı "ölü zaman gezginleri", yunus nadi roman ödülü almasını sağlayan "gölgesizler", en sevdiklerimden biri olan ve her yaştan okuru kendine bağlayacak "ben bir gürgen dalıyım" gibi pek çok kitabı yayımlandı. uykuların doğusu, harfler ve notalar, kayıp hayaller kitabı, geçmiş şimdi gelecek ve başlarken yalnızsın bitirdiğinde daha yalnız gibi diğer eserleriyle ise farklı edebiyat ödüllerine layık görüldü.

kitapları pek çok dile çevrilen; kendine has dil ve anlatımıyla okurda çok farklı bir tat bırakan hasan ali toptaş için yapılabilecek en doğru tanım, gerçekten de yaşayan en iyi yazarlardan biri olduğudur.
22 haziran 1993 günü akşamı, saat altıya çeyrek kala başladığı şiir çalışmalarına, 4 eylül 1998 sabahı on biri yirmi geçe son veren ve bu çalışmalar sonucu "gidiyorum bu" adlı şiir kitabını yayınlayan şair.

yakın zamanda, senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği "put şeylere" adlı sinema filmi vizyona girmiş, ayrıca "filim okulu" adlı senaryo atölyesinin kapılarını açmıştır. yine yönetmenliğini yaptığı leyla ile mecnun'u ise sanıyorum ki duymayan kimse yoktur. tekrar şiire başlamak için "gidiyorum bu" kitabının girişinde söz ettiği ve tevekkülle oluşmasını umduğu koşullar tam anlamıyla gerçekleşmiş midir bilememekle birlikte, başta "üçüncü nüks" olmak üzere pek çok şiiriyle gönlüme taht kurmaya devam etmektedir.

"sana hayranlık besliyorum
besler gibi bir kuzuyu
içimdeki sızıyı
göynümdeki kazıyı
allah değilim lakin
atlatsaydım pusuyu
sana kendim' yaratıp
kurtulurdum mevzudan"
topu daha iyi hissedebilmek için kramponunu çorapsız giydiği ama maçlara bandajsız çıkmadığı söylenen, karpatların maradonası olarak da anılan futbolcu.