#tüm kedilimedili entry'leri

hiç karşılaşamamış olmakla birlikte ani gelişecek yıldız kaymalarına karşı dileğimin şimdiden hazır olduğu olaydır.
keyif içinse tuborg gold, atıştırıyorsam bomonti, param azsa marmara, babamı özlediysem tombul efestir.
dünyaya doğru yürümekle meşhur şair.

yıkılma sakın'da "yaşamak bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki" der, sevgilim hayat'ta ise "ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır" diye ekler ve gönlümüze taht kurar.

şairliğinin yanında waldo sen neden burada değilsin, taşları yemek yasak ve desem öldürürler demesem öldür gibi kitapları da vardır. 40 yılın şiirlerini topladığı kitabı "erbain" mutlaka okunmalıdır.
aileyi pek çok şeye ikna etme sürecinin en zorlu aşamalarından sayılabilir.
otostopta tanışılan güzel insanlardan, keyifli anılardan ve sağladığı maddi kolaylıktan bahsetmek vb. tabii ki aileyi yumuşatacaktır. ama belki de insan, çevresini kendi istediği koşullarda yaşayacağına ve kendi kararlarını alabileceğine ikna ettiği zaman gerçek anlamda "ikna etmek" söz öbeğinin getirdiği ağırlıktan kurtulacaktır. belki de kendi seçimlerinin ve sonuçlarının sorumluluğunu almak, çevreyi ikna etmekten ve memnun olmalarını sağlamaktan daha katlanılasıdır. denenmelidir, en fazla ne kaybedilecektir.
ne yapsam içinden çıkamadığım kötü bir döngüdeyken genazino'nun "mutsuzluk zamanlarında mutluluk" kitabı ile birlikte beni hayatıma yeniden yön verebileceğime inandıran sırça fanus kitabının yazarı.

başlamadan önce ufak tefek psikanaliz okumaları yapmak kitabı ve yazarı daha farklı çözümlemenizi; yazarın küçük detaylara intiharının gerekçelerini ve ruh halini nasıl dağıttığını fark etmenizi sağlayacaktır
geceyi buzz gibi otogarına kıvrılarak, güvenlik görevlilerinin nedendir bilmem "burda kalmak yasak" bahanesiyle oradan oraya dolaştırmalarıyla ve sıfır uykuyla geçirdiğim; güneş doğar doğmaz ise tüm gece yağan yağmurun yerini görüş mesafemi yirmi metreye düşüren bir sise bıraktığını gördüğüm ve hayal kırıklığıyla başladığım şehir.

öğlene doğru harita yüklendiğindeyse tüm yorgunluğumu bi anda unutturan, her sokağını şaşkınlıkla yürüdüğüm eski mardin'de buldum kendimi. sanırım "büyüleyici" dersem en doğru tanımı yapmış olurum. labirenti andıran sokakların tadını çıkardıktan sonra; raflara bakarken artık basımı olmayan bir hasan hüseyin kitabına kavuşabileceğiniz mardin sahafına ve üşüdüğünüz zaman sobanın yanında ıhlamur içebileceğiniz fikret abi'nin kıraathanesine mutlaka uğramalısınız. esnafın güleryüzü ve hoş sohbetinin yanında bol bol tadımlık şarap ve yöresel kahve ikramı da şehri sevdiren küçük güzelliklerden.

güney kurtalan ekspresi'yle diyarbakır'a gidecekler için ise, ilçe otogarından sürekli kalkan minibüslere binerek kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. rotaya eklenmeli.