#tüm kedilimedili entry'leri

kullanımı mevcut olan tüm sosyal medya hesaplarımda "gün yüzü gördüğümüz mü var?" diyerek aktifleştirdiğim moddur.
fiyat-performans başarısıyla hepimizin gönlüne taht kurmuş mağaza zinciridir. "aa ne güzelmiş bu" diyerek indirimden aldığım en dandik bisiklet kaskı dahi çok uzun süredir günlük kullanımda yetip de artmaktadır.
belki de yeterince "yemek seçme şansının bulunmaması" durumuyla karşılaşmamış insandır. çünkü bir süre sonra her koşula uyum sağlamak zorunda kalıyor insan.
viyana üniversitesinde tıp eğitimi aldıktan sonra ruhsal kökenli hastalıklar, özellikle de isteri üzerinde çalışmalara yönelen; viyana psikanaliz enstitüsü'nün kurucusu ve 1930 goethe armağanı sahibi avusturyalı nörolog ve psikanalist. 1900'lerde psikanalitik kuramı geliştirir ve nevrozların tedavisine yoğunlaşır.

hatalı eylemler'de sağlıklı her bireyde sık gözlenen ama nevrozlarla fazla ilgisi olmayan davranışları inceler; kitle psikolojisi'nde bireysel psikoloji ve toplum psikolojisi arasındaki zıtlıktan yola çıkar, uygarlığın huzursuzluğu'nda ise konuyu biraz daha irdeler ve "uygarlığın gelişimi, birlikte yaşamanın getirdiği saldırganlık ve huzursuzluğu yenebilecek mi?" diye sorar.

benim tekrar tekrar okuduğum eseri ise iki kavram arasındaki terimsel ve davranışsal farkları ortaya koyduğu yas ve melankoli makalesidir, minicik bir cep boy baskı halinde edinebileceğiniz bu eseri kaç kez okumuşumdur bilmiyorum. bir diğer önemli eseri ise, psikanalize ilginiz olsun veya olmasın, cinselliğe ilişkin görüşlerini topladığı dört makaleden oluşan aşkın psikolojisi'dir. bunlar dışında bir histeri vakası analizi, nevrozların genel kuramı, rüya gibi eserleri de bulunmaktadır.
sonunun "korkmuyor musun?" veya "ne işin var?" olarak tamamlanması muhtemel söz öbeğidir. (bkz: otostopta en çok duyulan cümle)
doğanın belli bir adalet anlayışı olduğudur. ister ilahi adalet diye anılsın, ister başka bir enerjiye bağlansın, ne denirse densin; edenin bulacağı veya ekilenin biçileceği su götürmez bir gerçektir.
kendisinden farklı statülerde bulunan insanlara, alt veya üst fark etmeksizin, nasıl davrandığı ve nasıl iletişim kurduğudur.
insanın kendi düşüncelerini çeşitli yöntemlerle eriterek istenen biçimde yönlendirmedir, etki altına almadır. kitleler üzerinde olduğu kadar bireyler arasında, özellikle de ikili ilişkilerde yaşandığında korkunçtur.
en kısa tanım olarak, benimdir. ama her ikizler burcu bireyi gibi ben de genelleme yapılmasından yana asla değilimdir, üzülüyoruz demeyin öyle.
asla uyku tutmaması sonucu yapılan planlar, kurulan hayaller; "yapabilirim, yetiştirebilirim, halledebilirim" gibi kendi kendini yükseltmeler sonucu gelen; muhtemelen hayatın gerçekleriyle çok geç olmadan bir kez daha yüzleşince geçiverecek olan his. keşke hiç gitmese.