#tüm jackie-brown entry'leri
türk kızı için şu pantolon u alıp göt cebine sokmaktan ibarettir. başka bir etkisi olduğunu sanmıyorum.
edit: imla
edit: imla
70’li yılların ersan ve dadaşlar grubunu hatırlatmışlardır.
bünyesinde eca ve serel gibi yapı malzemelerine ait 20 şirketi barındıran elginkan holdinge ait bir vakıftır. elginkan vakfı, 1985 yılında elginkan ailesi’nin son temsilcisi ekrem elginkan tarafından şirketlerinin sonsuza kadar yaşaması amacıyla 1985 yılında kurulmuştur. vakfın mütevelli heyeti, aralarında itü, boğaziçi, odtü gibi üniversitelerin yanı sıra, tübitak gibi 20 kuruluş temsilcisi ve 14 değişmez üyeden oluşuyor.
kaynak: hayrına holding
vakıf bünyesinde öğrencilere burs, ücretsiz eğitim, konaklama gibi hizmetler sunuluyor. manisalı bir aile olduklarından mütevellit, manisa organize sanayi içinde meslek lisesini andıran büyük bir komplekste eğitim faaliyetlerini sürdürmekteler. eğitim saatleri içinde koridorlarda konuşmak dahi yasaktır. bu eğitim işini oldukça ciddi yapıyorlar. yemekhane ve yatakhaneler askeriyeyi andırır.
web sitelerinden eğitimlerin başlıkları, yeri ve saati gibi bilgileri alabilirsiniz. aynı zamanda burs duyuruları da yapılıyor.
her ne kadar eğitim alanında gösterdikleri bu ciddiyet ve katkılar için takdir etsem de geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olay dolayısıyla bu “ücretsiz eğitim” dedikleri şeyin parasının nasıl ve kimlerden çıkarıldığı hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
geçen akşam işten geldim. valide banyodaki musluğun kırıldığını söyledi. suyu açtığımız başlık göbekten kırılmış. neyse dedim alırız bir tane. ertesi günü koçtaş'a gittim. kalite kalite, marka marka bataryalar var. aldık mı iyisini alalım dedim. verdim parayı eca aldım yine. 250 lira bataya + 60 lira da montaj için aldılar.
dün sabah geldiler montaja. konu garantisinden açıldı. adamlar 20 yıl garanti veriyor bataryaya. eleman dedi ama abi garanti şartnamesi var aç bak oku. ben okumadan çocuk anlatmaya başladı. şebeke suyunuz 5 bar'ın üstündeyse tazyik düşürücü valf var eca'nın ondan takmanız gerekiyor ve lavabonun altındaki muslukların da değişmesi lazım, filtreli musluklardan var yine eca'nın ondan almanız, filtreleri de 2 yılda bir değiştirmek gerekiyor dedi. yoksa diyelim bu musluk yine diğeri gibi kırıldı. aradınız müşteri hizmetlerini, geldiler ve musluğa baktılar. musluğun içinde kireç, kum gibi taneler görürlerse garanti dışı kalır. fiyat nedir bunların dedim. valf 120 lira eca'nın olmak zorunda. filtreli musluklar 50’şer lira.
250 + 60+ 120 + 100 = 530 lira
elginkan'ın burs paraları böyle çıkıyor demek..
edit: kaynak eklendi
edit2: işbu başlık, adı geçen holding ve vakfı karalama değil, sözlük ahalisini yaşanılan tecrübe üzerinden bilgilendirme amacı taşımaktadır.
kaynak: hayrına holding
vakıf bünyesinde öğrencilere burs, ücretsiz eğitim, konaklama gibi hizmetler sunuluyor. manisalı bir aile olduklarından mütevellit, manisa organize sanayi içinde meslek lisesini andıran büyük bir komplekste eğitim faaliyetlerini sürdürmekteler. eğitim saatleri içinde koridorlarda konuşmak dahi yasaktır. bu eğitim işini oldukça ciddi yapıyorlar. yemekhane ve yatakhaneler askeriyeyi andırır.
web sitelerinden eğitimlerin başlıkları, yeri ve saati gibi bilgileri alabilirsiniz. aynı zamanda burs duyuruları da yapılıyor.
her ne kadar eğitim alanında gösterdikleri bu ciddiyet ve katkılar için takdir etsem de geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olay dolayısıyla bu “ücretsiz eğitim” dedikleri şeyin parasının nasıl ve kimlerden çıkarıldığı hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
geçen akşam işten geldim. valide banyodaki musluğun kırıldığını söyledi. suyu açtığımız başlık göbekten kırılmış. neyse dedim alırız bir tane. ertesi günü koçtaş'a gittim. kalite kalite, marka marka bataryalar var. aldık mı iyisini alalım dedim. verdim parayı eca aldım yine. 250 lira bataya + 60 lira da montaj için aldılar.
dün sabah geldiler montaja. konu garantisinden açıldı. adamlar 20 yıl garanti veriyor bataryaya. eleman dedi ama abi garanti şartnamesi var aç bak oku. ben okumadan çocuk anlatmaya başladı. şebeke suyunuz 5 bar'ın üstündeyse tazyik düşürücü valf var eca'nın ondan takmanız gerekiyor ve lavabonun altındaki muslukların da değişmesi lazım, filtreli musluklardan var yine eca'nın ondan almanız, filtreleri de 2 yılda bir değiştirmek gerekiyor dedi. yoksa diyelim bu musluk yine diğeri gibi kırıldı. aradınız müşteri hizmetlerini, geldiler ve musluğa baktılar. musluğun içinde kireç, kum gibi taneler görürlerse garanti dışı kalır. fiyat nedir bunların dedim. valf 120 lira eca'nın olmak zorunda. filtreli musluklar 50’şer lira.
250 + 60+ 120 + 100 = 530 lira
elginkan'ın burs paraları böyle çıkıyor demek..
edit: kaynak eklendi
edit2: işbu başlık, adı geçen holding ve vakfı karalama değil, sözlük ahalisini yaşanılan tecrübe üzerinden bilgilendirme amacı taşımaktadır.
düşünsenize halkın can ve mal güvenliğini koruma gibi asli bir görevi olan devlet, yavrunuzu/yakınınızı evinizden alıyor ama o yakınınızdan yıllardır bir haber alamıyorsunuz. bir devlet görevlisi de çıkıp bu insanlara şu oldu diye açıklama yapamıyor. annelerin devletten yanıtlamasını istediği tek şey, bu eğer bir cinayetse yakınlarımızın mezarları, hadi onu geçtik kemikleri nerededir? kısacası sonuna kadar haklı bir direniş öyküsüdür.
asıl başlık “gezginlerin gitmek istediği ama paralarının yetmediği yerler” şeklinde olacaktı ama başlık sınırına takıldı.
şu hayatta yapmak istediğim ama yapamadığım hiçbir şey, gitmek isteyip de gidemediğim hiçbir yer olmadı. sadece zamansızlktan gidemediğim yerler arasında bali var.
edit: imlâ
şu hayatta yapmak istediğim ama yapamadığım hiçbir şey, gitmek isteyip de gidemediğim hiçbir yer olmadı. sadece zamansızlktan gidemediğim yerler arasında bali var.
edit: imlâ
esas uzmanlığım finans olmasına rağmen (spk ileri düzey türev piyasalar sertifikası, imkb staj, tbb diğer teşkilatlanmış piyasa ve borsalar sertifikası, yaklaşık iki yıl bankacılık) on yıldır uluslararası alanda faaliyet gösteren bir şirketin denetim departmanında orta düzey yöneticilik yapıyorum.
mayıs sonu, bilemediniz haziran ortası türkiye’den siktir olup gidiyorum. on yıl boyunca 40 bin dolar para biriktirdim. 10-11 bin dolara tekabül eden bir de tazminat alacağım. şu lanet olası doların fırlaması yüzünden gideceğim güne kadar çalışmak, ne olursa olsun kenarıya biraz daha para atma derdindeyim. ama gel gelelim bundan 8-9 ay kadar önce biten ve eğitim süresi boyunca anamdan emdiğim sütü burnumdan getiren yüksek lisans yüzünden insanlıktan çıktım ve hala kendimi toparlayabilmiş değilim.
iki yıl boyunca tüm hayatım şu şekildeydi; sabah 05:15’te kalkıp işe gidiyordum. akşam 5’te mesaiden çıkıp 3 vesait okuluma gidiyordum. akşam 11’de ders bitiyor ve benim evde olmam gece 12’yi buluyordu. sabah yine 05:15’te kalk ve işe git. düşünsenize 2 yıl boyunca hayatım hep bir şeyleri yetiştirmeye çalışmakla geçti. bazen “1 gün neden 30 saat değil?” diyordum kendi kendime. 3 ay berbere gidemediğimi biliyorum. çünkü berbere gideceğim zamanda ya dönem projesini bitirmem, ya makale incelemelerini halletmem ya da ders çalışmam gerekiyordu. sabah 10’da açılan kütüphanede yer tutmak için 6’larda kütüphane önlerinde o soğuklarda sıra bekledim. kaç defa zatürreden döndüm. üzerine bir de tez eklenince neredeyse aklımı yitiriyordum. hem fiziken, hem de ruhen inanılmaz derecede tükendim. işte ben de başlıktaki gibi sikerim parasını deyip, tazminatımı alıp haziran ayına kadar evde deliler gibi uyumak istiyorum. ama sadece uyumak
mayıs sonu, bilemediniz haziran ortası türkiye’den siktir olup gidiyorum. on yıl boyunca 40 bin dolar para biriktirdim. 10-11 bin dolara tekabül eden bir de tazminat alacağım. şu lanet olası doların fırlaması yüzünden gideceğim güne kadar çalışmak, ne olursa olsun kenarıya biraz daha para atma derdindeyim. ama gel gelelim bundan 8-9 ay kadar önce biten ve eğitim süresi boyunca anamdan emdiğim sütü burnumdan getiren yüksek lisans yüzünden insanlıktan çıktım ve hala kendimi toparlayabilmiş değilim.
iki yıl boyunca tüm hayatım şu şekildeydi; sabah 05:15’te kalkıp işe gidiyordum. akşam 5’te mesaiden çıkıp 3 vesait okuluma gidiyordum. akşam 11’de ders bitiyor ve benim evde olmam gece 12’yi buluyordu. sabah yine 05:15’te kalk ve işe git. düşünsenize 2 yıl boyunca hayatım hep bir şeyleri yetiştirmeye çalışmakla geçti. bazen “1 gün neden 30 saat değil?” diyordum kendi kendime. 3 ay berbere gidemediğimi biliyorum. çünkü berbere gideceğim zamanda ya dönem projesini bitirmem, ya makale incelemelerini halletmem ya da ders çalışmam gerekiyordu. sabah 10’da açılan kütüphanede yer tutmak için 6’larda kütüphane önlerinde o soğuklarda sıra bekledim. kaç defa zatürreden döndüm. üzerine bir de tez eklenince neredeyse aklımı yitiriyordum. hem fiziken, hem de ruhen inanılmaz derecede tükendim. işte ben de başlıktaki gibi sikerim parasını deyip, tazminatımı alıp haziran ayına kadar evde deliler gibi uyumak istiyorum. ama sadece uyumak
35’lik abi tavsiyesi;
verip de kötü olacağına, vermeyip de kötü ol
verip de kötü olacağına, vermeyip de kötü ol
yapacağınız üniversiteye göre kalitesi de değişen yüksek öğrenim programıdır. bir e-5 üniversitesinde yaparsanız ver parayı al diplomayıdır ama kampüs imkanları, akademik kadrosu, öğrencilerine sağladığı imkanlar ve ders içeriği itibariyle fark yaratan bir üniversitede yaparsanız hem mesleki hem de entelektüel birikiminize katkı sağlayacaktır.
ayrıca bir vakıf üniversitesinde tezli mba yapmış biri olarak, tezsizlerle aynı sınıfta, aynı dersleri, aynı akademisyenlerden aldık. aynı ödevleri yaptık, aynı sınavlara girdik. üstelik adamlar bizden 2 ders fazladan aldılar. tek eksikleri, biz tezlilere veri analizi dersi zorunluydu, tezsizler sadece araştırma yöntemleri aldı must ders olarak. velhasıl kanımca küçümsenecek bir eğitim programı değildir
ayrıca bir vakıf üniversitesinde tezli mba yapmış biri olarak, tezsizlerle aynı sınıfta, aynı dersleri, aynı akademisyenlerden aldık. aynı ödevleri yaptık, aynı sınavlara girdik. üstelik adamlar bizden 2 ders fazladan aldılar. tek eksikleri, biz tezlilere veri analizi dersi zorunluydu, tezsizler sadece araştırma yöntemleri aldı must ders olarak. velhasıl kanımca küçümsenecek bir eğitim programı değildir
inanma seni sikecek