#tüm jackie-brown entry'leri

the imitation game ile gönlüme taht kurmuş, doctor strange ve sonrasında the current war filmindeki thomas edison rolüyle de combo yapmış oyuncu.
sene 2001, istanbul işletme öğrencisiyiz. uluslararası işletme dersine giren hocamız vardı (isim vermeyeceğim ama sonradan iktidar yancısı olup, thy’de güzel yerlere geldi). hakkını yemeyeyim, dersleri oldukça rahat, şen şakrak geçerdi. çıkışta kâh basketbol oynar, kâh avcılar’da künefeciye giderdik. velhasıl o yıllarda bu bahsini ettiğim markalar daha türkiye sınırları içine girmemişti. sadece karaköy’deki amerikan pazarı’nda bulunabiliyordu ama inanılmaz pahalı ürünlerdi. o yaşıma kadar bu markalardan bir haber yaşamıştım. hocayı başka bir şey giyerken de görmezdiniz zaten. yaz kış yandan cepli jack wolfskin kargo pantolon, columbia gömlek, north face outdoor bot, north face mont falan giyerdi. evinin, arabasının, üniversitede odasının anahtarlarının bulunduğu anahtarlık bile dağcı klipslerindendi. o zamanlar sadece ithal olarak bulunabilen bu ürünler artık türkiyede dikiliyor. bu markalara ait hiçbir ürüne sahip olamadığım için bir karşılaştırma da yapamayacağım ama north face hep bir sempatik gelmiştir bana.

edit: imlâ
okuma ve yazmayı 4 yaşında, üstelik kendi başına öğrenen biri olarak ilkokulu es geçiyorum.

orta okulda bazı ailevi problemleri algılayabilmemle birlikte notlarda düşüş.

orta ikiden başlayıp tüm lise hayatım boyunca altyapılarda oynanan basketbol sonucu her dönem 4-5 zayıf (5 zayıf getirdiğim günü çok iyi hatırlıyorum. karneyi eve bırakıp basketbol oynamaya gitmiştim).
idealist bir din adamının tüm ülkede eğitim seferberliği başlatmasını anlatan bir kitap. bana biraz abartı gibi geldi ama benzer bir kişilik de nikolai frederik severin grundtvig’dir.

Nikolai Frederik Severin Grundtvig (1783 – 1872): Danimarkalı filozof ve din adamı. Danimarka Lutheran kilisesindeki dini bir akım olan Grundtvigianism kurucusudur. Tarihçi ve eğitimci kişiliğiyle de bilinen Grundtvig, erken İskandinav edebiyatı üzerine çalışmaların da öncülerindendir. klasik okulları elitist olarak eleştirmiştir (o yıllarda kuzey avrupa’da lise eğitimini sadece elitistler alabiliyormuş). 1844'ten sonra, her toplumsal tabakadan gençlerinin eğitim almaya teşvik ettiği gönüllü yerleşik halk liselerinin kurulmasına ilham kaynağı olmuştur. bu okullar İskandinavya’ya ve pek çok avrupa ülkesine yayılmıştır (The Editors of Encyclopedia Britannica, 1998). (yüksek lisans tezimden alıntıdır)
öncelikle kendinizi örümcek, kızları da ağa düşecek bir av olarak görmekten vazgeçin. neyse konuya geleyim. sene 2007.. prag’da klasik müzik konserinin yapılacağı salonu ararken bir çek kadına salonu sordum. avm’den çıkmıştı elinde de 2 tane karton torba. ingilizce bilmediği için benimle salonun olduğu caddenin başına kadar geldi yeri göstermek için. sonra konsere onu da davet ettim. yaşı benden epey büyüktü. yani ben 25-26 falandım, o 35’in üzerinde. ona da gişeden bir bilet aldım. salonda yanımdaki koltuklar dolu olmasına rağmen rica ettik falan yanıma oturdu. ara olunca birer kadeh şarap aldık fuayeden. kadında sıfır ingilizce. sadece birbirimize bakıp gülümseyip durduk. şarap bitip salona tekrar geçerken birbirimize sarıldık. ertesi günü otelime geldi, saatlerce seviştik. evliymiş bu arada.. ben türkiyeye dönünce anlattı.

avrupa’da zor bir durum değil bu. profesyonel fotoğraf makinam vardı (5d mark3) onun sayesinde çok kızla tanıştım. gidin bir bara oturun. yan masanızdan çakmak isteyin, anında muhabbetin ortasında bulursunuz kendinizi. insanlar yabani değil, kendilerini tehdit altında hissetmiyorlar, size çok güveniyorlar ve bu yüzden kolay iletişime geçiyorlar. siz de öyle olun..
@songlkaradeniz

kaçtım..

bu topraklarda “onun” benzerini, aynı tadı, aynı kokuyu kimsede bulamadım..

kaçtım..

17 ülke gezdim..

54 şehir..

çok seviştim.. ingilizle, çinliyle, meksikalıyla, porto rico’luyla, amerikalıyla, çekle, ispanyolla..

ama bulamadım..

bulamayacağımı anladığımda çıktı içimden. içimden çıkınca da gezmeyi bıraktım.
beğendiğim bir kıyafeti parası neyse bakmadan almak bu kapsama giriyorsa en iyi örneği benim sanırım. beymen’de beğendiğim bir ceket vardı, o gün niyeyse almadım. aradan neredeyse 1 ay geçti, İzmir’e ailemin yanına gitmiştim. karşıyaka mavibahçe avm’de beymen’e girip aldım. fiyatı 2600 lira.. evet 1 cekete 2600 lira verdim, kafaya koymuştum bir kere.