#tüm songlkaradeniz entry'leri

Türkiye’nin en doğusundaki il. Iğdır 3 ülkeye sınır komşusu olma özelliği taşır. Bunlar İran, Ermenistan ve Nahçıvan’dır. Iğdır’ın al alması diye bir türküsü vardır. Kayısı, elma ve vişne gibi pek çok meyvenin yetiştiği memleketim. Bodrum’da doğup büyümüş olsam da ailem Iğdır’lıdır. Bende 4 kere gittim. Çok güzel anılar biriktirdim. Iğdır’ın köylerinden biri olan Badıllı’ya da gittim. Annemin doğduğu köydür. Yaşıtım olan teyzelerimle koyun otlatmaya gittiğimizde geven adı verilen dikenleri yakarak çay demleyip, yumurta pişirmiştik. çok güzel piknik hatıralarım vardır. Bir sefer koyunları otlatmak için tepeye çıktığımızda suyumuz bitmişti ve keçi sütü sağıp çiğ çiğ içmiştik. Ayrıca tam adını bir türlü söylemeyi beceremem fakat söyle bir şeydi: “gania guri” adında kırmızı renkli bir suyun olduğu iki tane farklı boyutlarda çukur vardır. Şifalı olduğuna inanılır. Ayrıca yazın soğuk kışın sıcak olduğu söylenir. Yazın soğuk olduğunu test edip onayladım fakat kışın nasıldır cidden bilemiyorum. Keşfedilip, görülmesi gereken güzel bir şehirdir.
Bir tanesi benim annem. Eşi tarafından yıllarca şiddet görüp sömürülmüş bir kadındı. 2007’de babamı boşadı. İyiki dediğim bir olaydır. Ardından açıktan ilkokulu bitirdi, motosiklet sürmeyi öğrendi ve bizi tek başına büyütmeye devam etti. Gurur kaynağıdır benim için annem. Zorluklarla tek başına mücadele etmiş bir kadındır. Bir kadının istedikten sonra yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Motosikletlilere ve kadınlara saygı duyun. Bu toplumun saygıya ve eşitliğe ihtiyacı var.
Bodrum’un bir mahallesidir. Sakin bir yerdir. Adını eski osmanlı amirallerinden olan turgut reis’ten almıştır. Çatal adasına bakar sahil şeridi. Dünyanın en güzel günbatımı burada batar. Bodrum her köşesinde olduğu gibi bu mahalledeki evlerde beyazdır ve bir çoğu begonvil döşelidir. Mandalinası eşsizdir. Doğup büyüdüğüm şehrin bir mahallesidir. Sakin ve ucuz bir tatil planlıyorsanız eğer Bodrum’da em ideal yerdir. (bkz: bodrum)
İngiliz feminist yazar. 25 ocak 1882’de Londra’da doğmuştur. Kendisiyle tanışmam doğduğum tarihte doğmuş önemli insanların kim olduğunu merak edip araştırmamla olmuştur. Kendimle özdeşleştirdiğim birçok özelliği vardır. Feminist, yazar ve derin kişilikli olması gibi. 28 mart 1941’de ceketinin cebine taşlar doldurarak ouse nehrine bırakmıştır kendini.
Eşi Leonard’a bıraktığı son mektubunda şu satırlar yazılıdır:
“En sevdiğim,
Yine delirecekmişim; bu korkunç günleri atlatamayacakmışız gibi hissediyorum. Ve sanki giden zamanı geri çeviremeyeceğim. Sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum. Bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum.”
Kendine has bir havası var. Eski güzelliğinde kalmadığını söyler birçok eski müdavimi. Ben ilk kez Ağustos 2015’te gördüğüm için eskiye yönelik bir karşılaştırmada bulunamıyorum. Fakat yine de o kalabalık insanı garip bir şekilde İstiklal’in bir ucundan diğer ucuna ahengle sürüklüyor. Fakat ilk ziyaret ettiğimde “neden bu kadar çok polis var?” diye sorgulamıştım. Bodrum’lu olmamın etkisi olarak o kadar polisi bir arada görmeye alışık değilim çünkü. Sakin şehrin insanıyım ben. Kaosa gelemiyorum.
Nefes alan her canlının yapması gereken şeydir. Doğa hepimize faydası olan bir mucizedir. Bu eşsiz mucizeye saygı duymazsak eğer soluyacak bir gıdım oksijenimiz, yiyecek bir lokma yemeğimiz ve içecek tek bir yudum suyumuz bile kalmaz. Doğa bize değil ama biz doğaya muhtacız. O sebeple haddimizi bilip doğaya saygı duymak zorundayız. Bu inkar edilemez bir gerçektir. Ki doğa gibi eşsiz bir mucizeyle aynı gezegen içindeysek bunu şükran bilip doğaya saygı duyalım. Bu bizim asli vazifemiz olsun.
Saraybosna’daki savaşta çocukluk müzesi. Bosna katliamına tanık olan çocukların hatıra ve eşyalarının sergilendiği müze. Kendisinin de savaş mağduru olduğu jasminko halilovic tarafından kurulmuş bir müzedir. İlk başta kitap olarak yayınlanan hatıralar ocak 2017’de müze kurularak sergilenmiştir.
Ben tam bir sene sonra ocak 2018’de ziyaret ettim bu müzeyi. İnsana hem tebessüm ettiren hem de acı acı yutkunmasına sebep olan bir müze. Çocukların savaşa olan bakış açısını görüyorsunuz ve derinden sarsılıyorsunuz. Savaşın yarattığı yıkımı en iyi anlatabilen bir müzedir. Bosna’daki diğer müzelerden daha çok gidilip görülmesi gerektiğini düşünüyorum bu müzenin.
war childhood museum - songlkaradeniz-H9g2R war childhood museum - songlkaradeniz-1Prrk
İlk yurtdışı deneyimini yaşadığım şehir.

(bkz: ilk yurt dışı seyahat deneyimi)
(bkz: ukrayna )

Ukranya’nın Kiev ve odessa’ya nazaran daha güvenli ve sakin şehridir. Çikolata ve kahve fabrikaları görülesi iki lezzet mekanıdır. Yediğim en lezzetli çikolata ve pastalar bu güzel şehirdeydi. Sokak sanatçılarını dinlemek çok keyifliydi. Saksafon çalan bir gence hayran hayran bakakaldım bir seferinde. Yöresel kıyafetleri aşırı güzel. 2017 yazında gitmiştim ve zenginler gibi yediğim halde züğürtler gibi ödedim. Çünkü züğürttüm, öğrenciyken gitmiştim. Uçak bileti, konaklama, yeme-içme her şey dahil toplam bir haftalık harcamam 600 liradır. Daha fazla bir harcamam olmamıştır. Şimdi daha pahalıya denk gelir tabiki. Çünkü Türk lirası günden güne değer kaybediyor, umarım daha fazla değer kaybetmeye devam etmez. Yoksa yurtdışı benim için imkansız hayal olacak.
Fransızca kökenli başkalaşım anlamına gelen kelime. Bir tırtılın kelebek olmak için kozasında geçirdiği değişim sürecini metamorfoz olarak adlandırabiliriz.
18’inci yaş günümde evde tek başınaydım. Yağmurlu bir akşamüstüydü. Boş bir defteri elime alıp başına “Metamorfoz” yazmıştım. O gün değişmek, daha iyi bir benliğe dönüşmek adına kendime bir söz vermiştim. Bu sebeple benim için derin anlamları olan bir kelimedir. Kişisel değişim öykümün başrolündeki kelimedir. (bkz: ilk yurt dışı seyahat deneyimi)
Fazlasıyla maceralı bir deneyimdi benimki. 2017 haziranda Ukrayna Lviv’e gerçekleştirmiştim ilkimi. Bodrum istanbul arası uçağımı kaçırmış, tekrar bilet almış ve sabiha’dan lviv’e fırtınalı, ölümü teğet geçen bir uçuş gerçekleştirmiştim. Sonunda ise mutlu son. Lviv’deyim. Keyifli ve bana farklı bakış açısı katan bir deneyimdi.