istiklal caddesi

/ 3
İstanbul'un beyoğlu ilçesinde bulunan ve tarihin güzel caddelerinden birisidir. Lakin ki artık öyle değildir. 1970-80'lerdeki hali ile bugünkü hali arasında inanılmaz bir fark var, resmen caddedeki ağaçların hepsi kesilmiş, tramway kaldırılmış, sokaktaki esnafın yerini büyük mağazalar almış, dört bir yanını suriyeli, iranlı ve bilimum arap ülkesinden gelen insanlar kaplamıştır. Yazık oldu güzelim caddeye...
Gençlik zamanlarımda Kadıköy’den Karaköy vapuruna atlayıp oradan Galata yokuşunu yürüyerek veya Finikülerle çıktığımız , o zamanlar hem İstiklal Caddesi nin hem de yaşlarımızın güzelliği itibariyle bize büyülü gibi gelen tarihi bir caddedir.
O zamanlar diyorum çünkü gerçekten o zamanlar bir başka güzeldi.Daha doğru bir ifade ise o zamanlar güzeldi. (Evet şimdi güzel olduğu pek söylenemez) Tütsü kokuları,tramvayın sesi,sokak sanatçılarının hoş müzikleri aaah ah..
O eski sokak sanatçıları entellektüel havası falan kayboldu heryer hilülühilülü halay çekenlerle doldu. Doğru düzgün gidip eğlenebileceğiniz mekan kalmadı heryerde apaçi mekanlar kulüpler (kulüp neamınagoheyjdj)
Neyse yani kısacası Taksim çok bozdu öyle böyle bozmadı yani önünü alamadık. Bozdu bozdu bozdu daha artık bozmaz dedik gene bozdu. Taksimi son yıllarda işgal eden insan kitlesi ne yazık ki İstiklal’in içine etti. ama Kadıköy ü yedirmeyiz :)
İstanbula ilk defa gelen her bireyin taksim meydandan galata yokuşuna kadar bilfiil amaçsızca yürüdüğü yol.
90'lar istanbul gençliğinin zafer kalesi, hüznü, umudu, öfkesi, çabası ve daha nicee nicesi... ama bugünlerde onar metrede bir kazılmış çukurlarla, bir sürü birbirini takip eden arap yazılı alış-veriş dükkanlarıyla dolu; istanbul ve türkiye'nin en ünlü meydanı.benim de çok güzel anılar ve çok büyük hasretle en derinlerde sakladığım. umarım çok daha güzel günlerini görürüz.
malesef artık açık bir alışveriş merkezinden başka şey değildir....
tramvay yoluna beton döküp yeşile boyayarak “doğaya aç mısın al betonu kokla! ” dedirtilen güzelim caddemiz.

tarihi binaları vizyonsuz dükkanlara kiralanarak sağından solundan kablo geçirilen saçma tabelalarıyla vandallığın diz boyu olduğu caddemiz.
çocukluğumun korkulu rüyası, ara sokaklarından kaçtığımız şimdilerin açık hava avmsidir. Çok fazla arap turistin akınına uğrayan, patlayan bombalar sonrası çok esnaf batıran, herkes için faklı anlamlar barındıran, tüm deliliğini sergileyebileceğin türkiye'deki tek yerdir.

geçenlerde korumalarıyla dolaşırken denk geldiğim belediye başkanının "nasıl olmuş istiklal" sorusuna "güzel ama ağaç yok, ekmek lazım" dediğim de "ekicez" cevabını aldım. umarım politik bir geçiştirme değildir
tarihi binalarıyla, biribirinden farklı kimliklere hitap edebilmesiyle, nostaljik tramvayın altına bezenmiş yapay çimlerin hüznüyle, fransız kültür merkezinden galatarasay lisesine muazzam Saint Antoine kilisesinden, muhteşem falafelleri olan falafel zone adlı işletmesine kadar ne kadar eskisi kadar naif olmadığını bilsem de kalabalık olmadığında daha mutlu gezebileceğim cadde.
istanbul'da yaşamayanlar için yazıyorum,

arkadaşlar bir zamanlar aşığı olduğumuz yer araplar ile dolduruldu. milliyetçilik yapmıyorum fakat bu bilinçli bir şekilde yapılıyor. istiklal resmen itibarsızlaştırıldı ve estetiğini kaybetti. eski havası yok. sıradan bir cadde haline geliyor. kaliteli mekanlar birer birer kapatıp gidiyor. çünkü buna zorlanıyorlar. gerek düşünce farklılığı yönünden gerekse yüksek kiralardan.

ama yine de buraya aşığım ve aşık olucam. sonuna kadar sahip çıkıcam. umarım eski havasını bir gün yakalayacaktır!
son patlayan bombalardan sonra artık tadı da kalmayınca senelerdir gitmediğim cadde. Geçenlerde bir iş için mecbur gittim ve tüylerim ürpererek gezdiğim caddedir. Her tarafı inşaat,yollar rezalet. Dükkanlar tamamen arap turistlere alışveriş için dönüşmüş. Kaybetmişiz..
/ 3