#tüm seyyahnerede-0 başlıkları

Birinci Balkan harbinden sonra eşit olmayan bir paylaşım yapılıyor ve balkanların büyük kısmı
Bulgaristan'ın oluyor. Bulgaristan'dan rahatsız olan Yunanistan ve Sırbistan ittifak oluyor. Yapılan
ittifakı anlayan Bulgarlar hiçbir hazırlık seferberlik yokken taraflara saldırıyor.
Birleşen Yunan ve Sırp orduları Bulgarları Makedonya'dan çıkarıyor. Bu durumu gören Romenler
hemen Yunan Sırp tarafında savaşa katılıyor.
Bulgar cephelerde tek tek yenilmeye başlıyorlar.
Bu durumu fırsat bilen Osmanlı devleti Edirne'yi tekrardan geri alıyor.
Sırbistan- Romanya- Yunanistan'la Bulgaristan Bükreş antlaşması imzalıyor. Bu antlaşma ile Romanya
ve Yunanistan sınırlarını belirlediler.
2. balkan savaşı sonunda birçok balkan Türkü Arnavutluk'tan göçmüştür. Birinci balkan savaşıyla
kutuplaşmalar başlamıştır ve Osmanlıyla almanlar dostluğu da başlamıştır. Osmanlı yüzyıllardır
hüküm sürdüğü balkanlardan elini çekmiştir.
1897 yılında Hasburk monarşisiyle Rus çarı arasında ir ittifak yapıldı. Konu olarak balkanlarda
izlenecek politika konuşuldu.

1908 eylülünde her iki imparator dış işleri bir araya gelip şu konuşuluyor;
-rus çarı boğazlardan geçiş hakkı karşılığında Bosna Hersek'in hasburk imparatorluğuna ithak
etmesini tanıyacağını söylüyor.
1 ay sonra hasburk imp. Bosna Hersek'i egemenliği altına alıyor. Rus çarı bu duruma şaşırıyor.
- 1905'te Japonya Rusya'ya karşı bir savaş kaybediyor ve Rusya'da bir devrim başlıyor. Bu yüzden
hasburk imp. Bunun tam zamanı olduğunu düşünüyor.
-Sırplar hasburk imp. Bosna'yı egemenliğine almasını kabul etmek zorunda kalıyor.
-çar Sırplara yardım ediyor.
Bu gelişme hem Sırplar hem de Rusya için küçük düşürücü oldu. Hasburkla ittifak olayı sona erdi.
Rusya bundan böyle doğu sorununun yeniden gündeme gelme gelmesini sağlamaya çalıştı.
Rusya balkan devletleriyle kendi aralarında ittifak yapmaya başladı. Rusya'nın gayesi hasburk
monarşisine karşı cephe kurmaktı.
Bu toplumlar cephe kurmaktansa Osmanlıyla savaşmayı seçti.
1912 mayıs-ekim: Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ müttefik oldu.
Karadağ Osmanlıya saldırı başlattı. Ardından Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan'dan destek
açıklamaları geldi.
Savaşın en büyük çatışmaları Bulgaristan'la yapıldı. Orduların başında bulunan nazım paşanın
hazırlıksız yakalanması yüzünden büyük bir hezimet yaşandı. Osmanlı orduları bütün Trakya'yı
Çatalca'ya kadar bırakıp geri çekildi.
Sırbistan'a karşı kum ovada büyük bir yenilgi yaşandı.

Yunanlılar ordularını Selanik'e gönderdi ve Tahsin paşa tek kurşun atmadan bütün orduyu yunan
birliklerine teslim etti. Yunanlılar Selanik'ten sonra ege adaları, Bozcaada, limni, somatraki ve Taşöz,
adalarını ele geçirdi.
Kuzey Arnavutluk; Sırbistan ve Karadağ tarafından ablukaya alındı. Osmanlı teslim olmak zorunda
kaldı.
Avrupalı büyük güçler araya girip Londra barış ant. İmzalandı. Yeni Osmanlı Bulgar sınırı midye-enez
hattı olmuştur. Edirne Bulgaristan'a geçti. Girit Yunanistan'a bırakıldı. Makedonya'nın merkezi
Sırbistan'a bırakıldı. Arnavutluk bağımsızlığını ilan etsin isteniyor. Çünkü hasburk imp. Sırplarla
arasında bir tampon bölge olmasını bu sayede egeye doğru güçlenebileceğini düşünüyor. Tampon
bölge 2. balkan harbinden sonra kuruluyor.
Ant. Sonrasında Osmanlının balkanlardaki hakimiyeti sona eriyor.
soğuk savaşın başlangıcı 1945-1953 yılları arasıdır. yayılması 1953-1969 yılları arasında gerçekleşmiştir. yumuşama ve 2. soğuk savaş dönemi 1969-1985 yılları arasında olup bitişi 1985-1991 yılları arasında gerçekleşmiştir.
rusya 2. dünya savaşından sonra Doğu avrupayı komünist yapmaya çalışıyordu. bunu üzerine ABD Rusyaya karşı olarak avrupaya yardım (Marshall Planı) yapmaya başladı (kalkınması için). Rusya bunu üzerine Cominform Planını oluşturdu. bunun amacı avrupayı komünistleştirmeyi hızlandırmaktı. ABD'nin bu plana cevabı gecikmedi. 9 nisan 1949'da NATO'yu kurdu. amaç sovyetler birliğine güvenliği için ABD'nin katkısını sağlamak, bölgeye tehtit oluşturmadan Almanyanın yeniden silahlanmasını gerçekleştirmekti. Rusya durur mu hemen karşılık olarak Varşova paktını kurdu
küreselleşme tartışmasında en yaygın söylem ulus devletlerin zayıflayacağı ve sona erecek olmasıdır. sovyetlerin yıkılmasından sonra bazı insanlar devlet sınırlarının anlamsız kalmasını bekliyorlardı. ulus devlet avrupanın modernleşmesinden sonra 18. yüzyıldan beri uygulanan bir devlet sistemiydi. habermas'a göre küreselleşme ile birlikte devletler, vatandaşlarının ve çevrelerindeki olayların kontrolünü kaybettiler. uluslararası sermaye sahipleri, dünya ekonomisine sahip olmaya çalışırken yerel ve küçük üreticileri engellemekte ve ele geçirmek istemektedir.
küreselleşmenin savunucularının en önemli iddialarından biri, küreselleşen bir çağda ulusların geleneksek kimliklerini koruma şansının bulunmamasıdır. küresel kültür, tüm toplumları belirli bir düzeyde etkileyebilir, ancak yerel özelliklere uyum sağlamadan, yerel düzeyde etkileyici olamaz.böylece küresel kültür belirli oranda lokalize olur. küreselleşme sürecinin kaçınılmaz olduğunu savunanlar dünyanın bütünleştiğini ve ingilizcenin bu süreçte ortak dil olması gerektiğini vurguluyorlar.
küreselleşmede egemen stil her zaman Batılıdır. her ülke gittikçe batılılaşıyor. kimliğini kaybetmeye başlayan bir toplumda Milliyetçi hareketler, bu sürecin farkında olan liderlerin çabaları ile diriltiliyor. küreselleşmeyi hızlandıran başlıca faktör sovyetlerin yıkılmasıdır. bununla birlikte milliyetçilik yükselmeye de başlamıştır.
Milletler Cemiyeti , günümüzdeki Birleşmiş Milletler'in temeli sayılabilecek bir yappıydı. I. Dünya Savaşı'nın ardından İsviçre'de, 10 Ocak 1920'de kuruldu. Amacı, ülkeler arasında yaşanabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek idi. tabii başarısız olmuştur (malum 2. dünya savaşı çıktı). başarısız olmasının sebebi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin ve ABD'nin milletler cemiyetine dahil olmaması ve milletler cemiyetinin avrupa örgütü olmaktan kurtulamamasıdır. bunun yanında ingiltere ve fransanın görüş birliği içinde olmaması örgütün etkinliğinin azalmasına neden olmuştur.
liberalizm, milliyetçilik ve sanayi devrimi = avrupayı değiştirdi ve bu olay emperyalizmi doğurdu. bu en çok afrikayı etkiledi.endüstiri devrimi avrupanın tüm dünyaya üstünlüğünü kurmasına neden oldu. devrimden önce keşifler çok değildi. devrimden sonra artmaya başladı. aradaki bu fark bilimdeki buluşların üretim süreci için kullanılmasıydı. bu süreçten sonra üretim yapılması gerekiyordu. avrupa yeni ülkelere ihtiyaç duymaya başladı çünkü ürettiklerini satmak istiyordu. 19. yüzyılda avrupa ülkeleri en iyi ekonomiye sahip oldular. avrupa silahlarını ve ordusunu güçlendirdi. bu da avrupanın üstünlüğünü artırdı. 19. yüzylda insanlar sadece kendileri için değil diğer ülkelere de satmak için üretmeye başladı. bu yüzyılda tarım zanaat ve ticaret tamamen değişti. üretimde uygulama, yeni buluşlar,buharlı makine, sanayide mekanikleşme, avrupanın sermaye artışı sanayi devrimini oluşturmaktadır.
3 siyonizm düşünce yapısı bulunmaktadır
siyasal siyonizm : karışık halde bulunan yahudilerin bir devlet kurarak orada yaşamak için oluşturuldu.
kültürel siyonizm : kültür olmadan devlet olmak yeterli olamazderler
revizyonist siyonizm : en sert siyonizmdir. güç ve kuvvet önemlidir. siyasetin tekrar yapılandırılması gerektiğini savunurlar
1998'de UNSCOM ( united nations speciel commission) ıraktan çekildi. kitle imha silahı var mı yok mu bunu denetlemek için oradaydı. çekildikten sonra ABD ve müttefikleri ''çöl tilkisi'' operasyonuna başladı.ırak havadan bombardımana maruz kaldı. BMGK (birleşmiş milletler genel kurulu) kararıyla BM izleme ve değerlendirme komisyonu ülkede kitle imha silahlarına ilişkin denetlemelere tekrardan başladı. çöl tilkisi harekatı ABD ve ingiltere tarafından 16-19 aralık 1998 tarihinden yapıldı. gerekçe olarak ırak yönetiminin UNSCOM çalışmalarını engellemesi ve BMGK kararlarına uymamasıydı.harekatın hedefi ırakın askeri ve güvenlik hedeflerini vurarak bu ülkenin kitle imha silahlarını üretmesinin, depolamasının ve taşımasının engellenmesiydi olarak açıklandı. aslında saddam her her fırsatta yaptığı konuşmalarda kendilerinde kitle imha silahı olmadığını vurgulamıştı. hatta BM'ye, ekip gönderin araştırılsın bakılsın demişti. BM bu teklifi kabul etmedi. çünkü ABD'nin ıraka girmesi gerekiyordu. tüm bu savaş ve denetlemeler bittikten sonra hillary clinton kürsüye çıkıp ırakta kitle imha silahı yokmuş üzgünüz diye açıklama yaptı.
1990'ın ağustos ayında gerçekleşen ve körfez savaşının başlangıcı olarak kabul edilen çatışmalardır. ırakınn 7 ay boyunca kuveyti işgaliyle sonuçlanmış ve abd'nin önderliğinde koalisyon güçleri tarafından ıraka karşı mücadele başlamıştır.
1990 yılında ırak, kuveyti eğimli sondaj yaparak kendi petrollerini çalmakla suçladı. öte yandan bazı ırak kaynaklarına göre devlet başkanı saddam hüseyin'in kuveyte saldırma kararı işgalden aylar öncesinden alınmıştı. bazıları ise ırak'a iran-ırak savaşı esnasında aldığı 80 milyon doların üzerindeki borcu ödemediği ve kuveytin ürettiği petrolün çok fazla olmasının ırak ırak petrollerinin değerini düşürmesi gibi sebeplerden dolayı savaşa girdiğini söylemekteydi. 2 ağustos 1990 günü başlayan ve çoğu çatışmalarda ırak cumhuriyet muhafızlarının kuveyt silahlı kuvvetleri üzerinde üstünlük kurmasıyla geçen işgal 2 gün sürdü. çatışmalar sonucunda kuveyti topraklarına katan saddam, kuveyti ırakın 19. ili olarak tanımladı.
etnosembolcülüğün ortaya çıkması modernizmin eleştirisiyle oldu. bu görüşü savunanlar çağdaş ulusların doğuşları etnik geçmişleri dikkate alınmadan anlaşılmaz diyor. ve bunları etkileyenlerin mitler,semboller, değerler ve geleneklerdir diyor. daha sonra John Amstrong diye bir adam etnik bilincin uzun bir geçmişe sahip olduğunu ve bu bilincin en önemli özelliğinin kalıcılığı olduğunu söylüyor. bu nedenle etnik kimliklerin nasıl oluştuğunu bilmek istiyorsanız yüzyıllar öncesine bakmanız gerektiğini belirtiyor. daha sonra norveçli Fredick Barth'a da söz hakkı doğuyor ve bu etnik gruplar kendilerini kendi özelliklerine göre değil de yabancılarla karşılaştırarak kendilerini tanımlar diyor.