#tüm nes entry'leri
ankara'da bulunan ve dünyanın en önemlileri arasında yer alan müze. hitit, urartu, asur, frigya uygarlıklarının miraslarını burada sergileniyor. çivi yazısı ile tabletlere yazılmış kanunları, ince işçilikli takıları, mısır kraliçesi nefertiti'nin hitit kraliçesine yazdığı mektubu ve hatta boşanan eşlerin haklarını içeren tabletleri görebilirsiniz. mutlaka gidin.
keşke her insanda olsaydı dediğim erdem. ama meşhur serzenişimizdeki gibi "vefa istanbul'da bir semt adıymış!"
bugün katledilişinin 26. yılı olan güzel, aydın insan; araştırmacı-gazeteci. o gün annemle babam alışverişten geldiklerinde haberi alıp ellerinde ne varsa salonun ortasına bırakmış ve hemen evden çıkmışlardı. ertesi gün maltepe camisinden kaldırılan cenazesinde ince yağmur altında binlerce kişiyle birlikte saatlerce ağlamışlardı. daha küçüktüm ve uğur mumcu hakkında pek bilgi sahibi değildim. ama okudukça, konuşmalarını dinledikçe ne kadar kıymetli bir insan olduğunu keşfetmiş ve derin bir üzüntü yaşamıştım. hala da o üzüntüyü taşıyorum. "vurulduk ey halkım, unutma bizi" demişti. unutmadım ve saygıyla anıyorum... uğurlar olsun
uzun zamandır düşündüğüm, en nihayetinde dün gerçekleştirdiğim eylem. 3,5 yaşındaki öykü arin ve daha nicelerine umut olmak için siz de bağışçı olun.
gide gide 1 mayıs'ta gittiğim ve gezme imkanı bulamadığım canım müze. neyse, floransa'ya tekrar gitmek için güzel bir bahane en azından. harika bir şehir...
ankara'nın en güzel şeylerinden biri. bir kere gözünüz doyuyor önce. salatası, patatesi, çiğ köftesi, çayı, cacığı, tatlısı derken nefes alamayacak hale gelebilirsiniz. gülçimen aspava çok iyi. merkezi esat'ta. emek 8. cadde köşesine de açmışlar, harika. mutlaka gidin. gülçimen aspava
şimdiye kadar yaptığım bilet araştırmalarında henüz uygun bir fiyat yakalayamadığım istanbul'un yeni havalimanı. beklentim sabiha gökçen havaalanı uçuşları gibi uygun fiyatlı uçuşların olmasıydı en azından şimdilik. ama atatürk havalimanı ile aynı fiyatlar. ayrıca çok uzak. metro ulaşımı sağlanmadan kullanışlı olacağını düşünmüyorum.
evlat kokusu, sevgilinin kokusu, yağmurdan sonraki toprak kokusu... offff hepsi süper...
doktor yazısı gibi bir şey. türkçesini bile anlayamıyorum!
karda çok iyi gidiyor. ilk içtiğimde ankara elmadağ'daydık. daha 16-17 yaşlarındaydım. kartopu oynamış, ekmek arası sucuk yemiş ve mangal üstünde hazırlanan sıcak şaraptan içmiştik. annem ısıtıp içine kuruyemiş ve kabuk tarçın atmıştı. sanırım karanfil de vardı biraz. çok keyifli bir gündü.