#tüm nes entry'leri

çadırda uyumak bile eziyetken nasıl keyif aldıklarını anlayamadığım eylemdir.
ortadoğu'da bir arap ülkesi olduğumuzdur. çok da haksız sayılmazlar. benzer noktalarımız her geçen gün artıyor.
kabusun diğer adı, istanbuldan kaçmak istememin en büyük nedeni. yazın biraz rahatlar diyorsunuz bakım yapacağız diye her yerini kazıyorlar daha da beter oluyor. hafriyat kamyonları her saat her yerde. bir yazı vardı, "istanbul hasta bizi de hasta ediyor" diye. çok haklı.
beton yığınına çevrilmiş fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla. yakında kadıköy kurbağalı dere gibi koku ve sivrisinek yuvasına döner. ayrıca bence gölün kenarlarındaki oyuntular düzensiz bir görüntüye neden olmuş. dikdörtgen yapsalarmış da beton havuz lakabını tam olarak yansıtsaymış! yazık...
ihmal nedeniyle anneleri yavrularından, sevenleri birbirinden ayıran kaza. bugün gördüğüm anne-oğul fotoğrafından sonra çekilen acıyı yüreğimde hissettim. profil

hiç umudum olmamakla birlikte sorumlular cezasını çekse keşke...
Yemeğin yanında, hele de buz gibi olunca en sevdiğim içecek. Ne meyve suyu, ne başka şey yerini tutamıyor. Ama sağlığa zararlı olduğu için uzak durmaya çalışıyorum. Genellikle şişenin sadece yarısını içip bırakıyorum. Gün içinde hiç içmiyorum. Bazen de yemekte ayran ya da yoğurtla kendimi kandırıp mümkün olduğunca az tüketiyorum. Sağlık kıymetli sonuçta
seyahatim 1 mayıs işçi bayramına denk gelmişti ve uffizi kapalıydı. çok üzülmüştüm. neyse, tekrar gitmek için bahanem oldu. harika bir şehir...