#tüm matakatakatuka entry'leri

korkmaktır. korkarsın; sonrasındaki bilinmezlik korkutur. bazen de sevdiklerini geride bırakmak. o ilk adımı atmaya korkarsın. kimisi için din korkusudur. hayattan o kadar bıkmışsındır ve lanet etmişsindir ki, canını almaya hazırsındır. ancak bir isim verdiği ya da vermediğin bir korku ele geçirir seni. atlayamazsın o uçurumdan, içemezsin o ilacı, çekemezsin tetiği ve kesemezsin bilekleri...
hayatta kalmak için hiçbir sebebin kalmasa bile korku duygusu seni sürekli etkiler.
benim gibi arabası olmayanın taban tepmesine sebep olan bölge.. güzel mi güzel; ama uzak arkadaş. bloklar arasındaki mesafe zaten fazla.. o nedenle oraları fazla ziyaret etmem, zaten müzeye gideceksem önce central park'da bir dolaşır geçerim. mümkün olduğunca o taraftan gitmem. size de tavsiye etmem*
itiraf ediyorum, ilk zamanlar kim olduğunu bilmiyordum. adı geçiyordu, "kim bu lan" diyordum. neyse sanırım belinden rahatsızlanıp döndükten sonra adını daha sık görmeye başlayıp, bir post altında grubun kurucusu olduğunu öğrenmiştim. herkes başkan diye sesleniyor diye de olabilir. sonrasında goygoyrail sayfasında domates yemesiyle sinir olmuştum. o sıralar gurbetteydim ve bizim oraların domatesinden yoktu. vallahi yoktu. hatta memleketten gelen son salatalığımı da yedirmişti bu herif.
başlıkların yeni olmasından dolayı son gelen entryleri en başta göremiyoruz. bu durum geçince konuşalım. sayfalar sonra yazdığım entrynin okunduğunu umut ediyorum.
güzel sözlük vesselam*
bu sayfaya ilk katıldığım zaman çok hüzünlü vakitlerimdi. arkadaşlarımın beni sadece ödev vs. konularda kullandığı, evde kavganın gürültünün eksik olmadığı dönemler. depresyonda olabilirim o dönem emin değilim** asosyal olduğum kesin. üniversitedeki arkadaşlarımdan biri interrail yapacağını söylemişti. bunun üzerine interrail diye bir şeyi fark edip, sözlüklerde anıları okumaya başladım. itü, ekşi derken anılar yetmedi, facebookta aramaya, görsellere bakmaya başladım. interrail yapamayacağımı biliyordum, belki ileride**(umudumu kaybetmedim!) facebook'da interrail türkiye sayfasını bulmuştum. işte orada interrail yapacak arkadaşım da üye; ama ben interrail yapmayacağım ki. neden gireyim o sayfaya....
en azından anıları okuyup hayal gücümle birleştirir kendi senaryomu yaparım, diyerekten bastım başvuru düğmesine. iyi ki de yapmışım. ilk girdiğimdeki düşüncem; "ee burda sadece interrailden bahsedilmiyor ki" sayfada da üye sayısı çok değildi o zamanlar. olayları çekirdek almış izliyorum.
sayfanın gelişimine bakıyorum ve bana etkisi de çok güzeldi. aklıma arada sırada kalan gitmeyi istediğim, neredeyse tüm üyelerin bir üst geçit merdivenine sığdığı etkinlik gelir. gidemediğim için arada hüzünlenir ve gülerim. vay canına, bu sayfanın gelişiminin bir kısmına şahit olmuşum be, diye düşünürüm.
sonrasından da bahsedeyim biraz; o zorlu seneden sonra daha beter bir sene daha geçirdim. o sayfadan arada yardım bilgi ve destek aldım. sonraki sene artık kafamda mezun olunca gezme ve yapmak istediklerimle ilgili plan yapmakla geçti. kafama koymuştum, mezun olunca gezicektim. 4 senenin acısını çıkarmam lazım. (merhaba ben okulkolik)
gezdim. yurtdışında yaşadım. bilgilerimi sayfada paylaştım ve hala ihtiyacı olanlara yardımcı oluyorum. anasayfam çiçek gibi..interrail aracılığıyla tanıdığım diğer sayfalar ve topluluklarla daha da güzelleşti.
evet, çok kalabalığız. evet, bir sürü kötü olay oldu. tabi ondan katbe kat fazlasıyla güzel ve iyi olaylara da şahit oldum, parçası oldum.
kötü olaylar, kişiler bu sayfanın güzelliğini bozamaz, biz birbirimize ilham verdikçe**
işte böyle, ne zamana interrail türkiye ile ilgili düşünsem şu yukarıdaki düşünceler doluşur kafama...
saçma bir sorunu nedeniyle hemen hemen her parçasını değiştiren ama laptopumu değiştirmeyen apple firmasının canım bilgisayarı. üstelik tüm bu değişimler ve sistem formatından sonra aynı hatanın geri dönmesi benim hayattan umudumu bir an kesti** sonuç; kendi haline bıraktım.
gezip getiriyorsam oradan az bilinen ilginç bir eşya ya da oyun alırdım. eğer aynı yerdeysek o an ne ihtiyacı varsa onu...
dünyada belgeseli yapılan ilk otobüs hattıdır. sabah 6 gibi ilk duraklarında binerseniz, sıcacık bir ortam görürsünüz. asıl zorluk köprü trafiğine girmeden önceki duraklarda..yoksa anadolu tarafı rahatça oturuyor ve yolculuğun keyfini çıkarıyor**
en iyi mi bilmem; ama outdoor zincir mağaza olması yani kurumsal olması bakımından türkiye'de tek marka diyebiliriz. sonuç olarak; onunla karşılaştıracak bir mağaza zinciri daha ülkemizde yok.