#tüm begemos entry'leri

Dizilerde gereksiz, alakalı alakasız bir 'bok' ve 'siktir' yüklemesi var. İngilizce mantığa Türkçe giydirmeye çalışma çabası çok gereksiz. Küfredecekse adam akıllı etsin. Sürekli 'shit', 'fuck' durumu saçma oluyor.
Pera Palas'ta gece yarısı dizisinde de çoğu yerine oturmayan küfürle dolu.
bir keloğlandan güncele ulaşabileceğim aklıma gelmezdi. bunca kafayı kuma gömmüşlük halinde söylenmek isteneni ne güzel söylemiş.

Elbet biliyorum genellemeler yanlış ama palmiye ağacının olduğu yerler bir başka güzel sanki.
Kariyer planlaması doğrultusunda güzel bir iş. Ülkenin yeni siyasetçisi olmaması için hiçbir neden yok!!!
Sanırım bu ülkenin en büyük problemi. Herkesin her şeyi istediği gibi konuşup, istediği gibi tartisabileceğini düşündüren cahil özgüveni... Gerekirse simit ye diyenin simit yememesi, telefon kullanmayı bile bilmeyen dayıların telefonu lüks zannetmesi, ekonomi bilmeyenin hüküm verilmiştir demesi yani özetle herkesin her boku bilmesi... bu ülkede bir bilene soralım demek bu kadar zor olmamalı.
belli kanallar ve belli hesaplar dışında herhangi bir şekilde 'acaba neler oluyor?' diye merak edip azıcık bakınıyorsanız; akıl ve ruh sağlığı içerisinde hiçbir şeyi değerlendiremiyorsunuz. bunu da demiş olamazlar yani olmaz öyle şey diyerekten kendinizi kandırma çabası içerisine düşmeniz kaçınılmaz. zaytunghaberleri bile hafif kalıyor yanında. Hatta zaytung haberlerinin gerçekliği bile söylenenlerden, olanlardan, anlatılanlardan daha anlamlı ve daha tutarlı.

sanırım ülke gündemini takip eden herkesin kendine özel bir küfür külliyatı oluşmuştur. insan hırsını, hıncını başka türlü atamıyor. 'Bilal gibi olmanın' kafasını yaşamak herkesin hakkı olmalı.

gezmenin, tozmanın, yemenin, içmenin, eğlenmenin, sanatın, kültürün konuşulması gereken yerde yemeden, içmeden, gezmeden, anlamadan, bilmeden bomboş kafa ile yaşanması bekleniyor. Bekleyen beklemekte haklı da iletişimin bu kadar kuvvetli olduğu çağda bu kadar anlamsız güruh nasıl oluyor anlamıyorum. neyse cevher 'atlı okçuluk'ta herhalde. 'ya hak' deyip birde onu denemeli.
Öğrencilerimden edindiğim izlenimlere dayanarak şunu söyleyebilirim: dram tabağı üzerine gezdirilmiş aşk sosuyla, biraz da aksiyon biraz da aksiyon diyerekten baharatlandırılmış Türk dizilerinin çekik gözlüsü.

Not: tamamen önyargı ile yazılmıştır.
Alkolsüz yaşanan bu kafayı, milletle paylaşmayıp şahıslarına saklamalarını şiddetle kınıyorum.
Açılış, kapanış, normale dönüş, ucundan azıcık açılış, biraz kapanış, mitingli açılış, çokça kapanış, açılamayış, mübarek ramazanın yüzü suyu hürmetine tam kapanış. Aç kapa, aç kapa... bir uyanıyorsun açık, bir uyuyuyorsun kapanmış... Yaşasın...
Bugün Didem madak'ın doğum günüymüş. Yaşamını, hissettiklerini kelime kelime, dize dize şiirlerine nakşetmiştir. Şiirleri biyografi gibi okunabilir. Ama bir biyografiden çok daha içlidir. Yazacak bir sürü şey vardır elbet ama 'ahlar ağacı' deyip konuyu kapatıyorum.