#tüm begemos entry'leri

tutunamayanlarda selim ışık'ın önsöz yazarı olmak gibi bir fantazisi vardı. Bazı kitapların isimleri o kadar güzel oluyor ki insan kitaplara isim bulmak istiyor. Güzel kitap isimlerine için için haset ediyorum.

göçmüş kediler bahçesi
fakat müzeyyen bu derin bir tutku
muhtelif evhamlar kitabı
varolmanın dayanılmaz hafifliği
ben ruhi bey nasılım
parfümün dansı

Uzar gider böyle böyle.
'Endoplazmik retikulum' ne olduğunu hatırlamasam da kulağıma şiir gibi geliyor.
Bir de 'şedde' var tabi.
Amerika kendi demokrasi rezervini bütün dünyaya ihraç ettiği için ülkesinde demokrasiye ihtiyaç duyar hale geldi. Keşke demokrasi götürdüğü ülkeler biraraya gelip Amerika'nın demokrasi ihtiyacını karşılasalar.
Distopyalar ütopyalardan daha çok ilgimi çekiyor. Belki de güzelim ülkemize dair umutları her geçen gün biraz daha yok ettikleri içindir.

1984'teki büyük biraderi omuz başlarımda hissediyorum resmen.
Sabahattin Ali'ye şair gözüyle bakamıyorum bir türlü. Muazzam bir şarkı sözü yazarıymış gibi geliyor. Herhalde bestelenen şiirlerinin kalitesinden kaynaklı. Besteciler şiirlerin ruhunu tam manasıyla yakalayabilmişler.

Aldırma Gönül, eşkiya dünyaya hükümdar olmaz, benim meskenim dağlardır, leylim ley, dağlarda kartal gibiydim, geçmiyor günler geçmiyor ilk aklıma gelenler...
Üniversite 2. Sınıftayım. Alttan İngilizce dersini aldığım için o senenin İngilizce dersini alamıyorum. (Bu süreç edebiyat bölümünün İngilizce yüzünden uzamasına kadar gidiyor) final haftası gelmiş. Bizim evde toplanılıp ders çalışılacak.(derslikte bilen bilmeyen dağılımı nasıl olacak; kim, kimden nasıl faydalanacak tarzı ciddi ve stratejik şeyler ağırlıklı bir çalışma planı bu.) Benim sınavım yok. Nispet yapacam illaki.

Hava soğuk olduğunda dolabı çalıştırmayan saz aşığı büfeci amcamızdan biraları aldım, nevaleyi düzdüm. Film kiralamanın zirve olduğu yıllar filmimi de kiraladım. Heyecanla akşamı bekliyorum. Akşam oldu. Herkes toplaştı salonda masanın etrafına. Ben odamdayım, İngilizce kelimeler havada çarpışıyor. Çıktım odadan buzluktan birayi aldım, elimde çerez tabağı... "gençler sessiz olun film izleyecem" havasıyla odama geçtim. Filmi açtım.

O film "Zeynep'in sekiz günüydü." Keşke o sınava gireydim, keşke o üniversite daha da uzayaydı da böyle bir şeye maruz kalmayaydım. Sanat sanat olalı böyle bir şey görmemiştir. Zeynep''in yedi günü siyah beyaz ve yedi kez aynı gün yaşanıyor. Sekizinci gün diskoya gidiliyor. yıldız tilbe dansıyla film renkleniyor, bir adamla çıkıyor, takılıyor ve sabah her şey yeniden siyah beyaz... Son... Sabahları yumurta soyduğu zaman dilimi diskoda geçirdiği zamandan çok daha fazla... koronada geçen bir yılın film olduğunu düşünün ve bunu size izlettiklerini.

normalde izlemezdim, lanet gelsin böyle günlere derdim ama ruhum işkenceler içinde izledim. Üstüne üstlük nispet yapacam diye kahkalarla izledim. Sonra içeri girip saatlerce ballandıra ballandıra filmi anlattım. Kimse benim yaptığım aptallığı yapıp izlemedi. Ne mutlu onlara!
Şahsi fikrim sinemanın zirve yaptığı yıldır: ucuz roman, esaretin bedeli, aslan kral, olağan şüpheliler, Leon, forrest gump, maske, salak ile avanak, vampirle görüşme, Ed wood...
Film izleyemez olduk azizim! diye ihtiyarca bir giriş yapmak istiyorum. 3 filmden 2'sinde felaketler içerisinde bir dünya ve onu kurtarmak için cansiperane bir şekilde ortaya atılan mutasyonlu veya yedi ceddinin üzerinden silindirle geçilmiş birileri var.

Büyük düşündükleri için mi dünyayı kurtarıyorlar yoksa dünyadan birilerini anlatamayacakları için mi büyük konular seçiyorlar bilemiyorum. Ama koca, yaşlı, şişko dünyayı rahat bıraksınlar artık istiyorum. Uçmadan, kaçmadan, üfürükle ordu yıkmadan, yapay zekaları çarpıştırmadan filmler de olsa olmaz mı?

izlenmedikleri veya gelir getirmedikleri için çekilmedikleri bir gerçek. ama dünyanın bu gerçeğini anlatmak da bir iş değil mi? Böyle filmler Yok mu? var tabiki!!! (sanat filmlerinin o aşırı sıkıcı gerçekçiliğini kastetmiyorum.)

1994 yılı filmleri anlatmaya çalıştığım tam olarak bu dönem işleri. Zekice kurgusu olan, insan merkezli, herkes için değil de sadece etrafındaki insanlar için büyük meseleleri barındıran filmler.

Ya da beni aşıyor artık bu işler. Yüksek olasılık...
Parmak gösterdiği bir video sürekli karşıma çıkıyor. Tertemiz delirmiş gibi. Saygı duydum.