eardex

dünyanın herhangi bir şehrinde yaşam masraflarının ne kadar olduğunu öğrenmek için en iyi site.
hep yaşadığım ve sadece benim mi başıma geliyor merak ettiğim olay. askılıktan hoşlansam talibi çıkar o derece...
Kendi hayatının kaydını tutma isteği ölümlülüğün, gelip geçiciliğin önüne geçmek, kalıcılık sağlamak için bir yol gibidir. Bedeni ya da nesneyi fotoğraflamak bir nevi ölümsüzleştirmek sayılabilir. Aile fotoğrafları da çoğunlukla bu amaç doğrultusunda çekilir; ebeveynlerimizin gençlik fotoğrafların bize dönem hakkında bilgi verirken o yaşlardaki hallerini tanımamızı sağlar, çocukken ailemizle çıktığımız bir tatil fotoğrafına bakınca, o tatilin ne kadar güzel geçtiğini anımsarız. Zamanın karşısında, bellekte silikleşen anıyı canlı tutmak, ölümsüzleştirmek; fotoğraf çekmedeki amaçlarımızdan biri de budur. Kişisel belgecilerin de temel olarak yaptıkları, kendi bellek kayıtlarını tutmak şeklinde yorumlanabilir. Tıpkı insanların yazı ile günlük tutmaları gibi, kişisel belgecilerde günlüklerini görsellikle tutmaktadırlar. Kendi hafızalarının yükünü imgeye bırakmışlardır. Dünyayı ve kendilerini görsellikle anlamlandırırken, bir yanda da unutmanın karşısında durmaya çalışırlar. Bu kendi “ölümlülüklerinin bir envanterini tutmak” gibidir.

(bkz: değişik fanteziler)
Artik bildirimler gondermesiyle iyice farkindalik yaratan akilli telefonlar nerede ne yaptigimizi neleri sevip sevmedigimizi kim oldugumuzu en gizli sırlarımızı bile doğru bir şekilde bilen ve sosyal medya aracılığıyla bizleri yönlermeye başladığını düşünüyorum. Black mirror seneryosu gibi ama insanlari yönetmek ve istediği toplumu oluşturmak için bundan daha güzel bir yöntem olamazdı gibi geliyor. Belki ben karamsardüşünüyorum ama yakın gelecek pek özgürlükçü görünmüyor.
dostlar farkında mısınız ne kadar tepkisiziz artık?
eskinden dolar çıktıgında, et fiyatları arttığında, belediye olsun, devletsel sürecler olsun insanlar tepki verirdi. Kasa fırlatırdı, et almayarak protesto ederdi ve bunlar karsılığını alırdı.
şuan?
ekonomi, eğitim, vizyon, din bi çok etken herşey çok kötü giderken ülkede herşey olağan durumda ilerlemeye devam ediyor. kimse sesini çıkarmıyor. sahi biz ne ara bu kadar bastırıldık?
aldığı 1400 lirayı hiç bi yere kullanamayan insanların tepkisi ne ara bitti?
yoksa verilen sus payları, korku imparatorlugu herşeyin önüne mi geçti?
zamanla çok kişinin bildiği filmlerdir.

*the fall
*noviembre
*little miss sunshine
*lock, stock and two smoking barrels
...
diye devam eder..
Ya arkadaslar gercekten boyle bir sey var mi.hic inanmazdim ama sanirim herkes cocukken o burcun yorumlarini okudugu icin o kisilige burunuyor.karakter ilerleyen yaslarda oturuyo.burcun aska etkisi oldugunu dusunuyorum.ya birde kizlarin burclarla ilgilenmeside hosuma gidiyo.burcla ilgilenmeyen kizla olmaz yani.
olmazsa olmaz'dır bu şaka onun için. devamında 'ne tarafa gidiyosun, ben bırakıyım'la süslerler samimiyeti. genellikle babası tarafından araba ona hep hor görülmüş, ehliyeti aldıktan sonra yavaş yavaş araba üzerine hakimiyet kurmuş ve artık bakkala dahi arabayla gidicek seviyeye ulaşmıştır bu kişiler. 3 günde 1 araba yıkar, arabanın alarmına bastıktan sonra tek kapı kolunu açmaya çalışıp, kapıların kilitlenip kilitlenmediğini kontrol ederler. oturduğu koltuğun üzerinde mutlaka kilim, yastık tarzı bir rahatlatıcı unsur, arabanın dikiz aynasına asılı da bir cd vardır, uzun zamandır rastlamıyorum fakat henüz nesilleri tükenmiş değil :)
muhtemelen 5 saniye içinde yaşadığın şoku üstünden atamadan uygulama silinip kuzenim görmüş bahanesiyle sevgiliyle kavga edilir. (bkz: boynuz yemek)