şimdi şöyle, iskoç viskisi denince olayın derin bir tarihi var; 1400’lerden bu yana adamlar bu işi yapıyor. üretim süreçlerinde meşe fıçılarla yıllandırma ve suyun saf kalitesi gibi detaylar var ki, tadı da tam olarak buradan geliyor. iskoçya'nın havası, suyu, toprağı bu viskilerin karakterini oluşturuyor. farklı bölgelerden çıkanlar da birbirinden epey farklı; highland meyvemsi tatlar verirken, islay bölgesinden çıkanlar isli ve biraz daha tok bir tat sunuyor. hangi markalar mı? glenfiddich, macallan, lagavulin... tadına bakınca “ha işte bu!” diyorsunuz. çünkü bu viski, yılların emeği, sabrı ve ustalığı.
ben yeni duyumlamısken sözlük ahalisi de öğrensin diye geldim. yeni bir ürün satın aldığımızda bizi daha çok şey almaya iten bir kısır döngü. diderot rahatsızlığım var efendim dısarı çıkmam bütçemiz açısından tehlikeli
psikolog bluma zeigarnik tarafından keşfedilmiştir. yarıda bırakılan görevler yük olur insana. doğru söylüyor beynimin içinde bir sivrisinek varmışçasına daha fazla yer kaplıyor beynimde, tamamlasam bu kadar düsünmücem