kişisel belgesel

Kendi hayatının kaydını tutma isteği ölümlülüğün, gelip geçiciliğin önüne geçmek, kalıcılık sağlamak için bir yol gibidir. Bedeni ya da nesneyi fotoğraflamak bir nevi ölümsüzleştirmek sayılabilir. Aile fotoğrafları da çoğunlukla bu amaç doğrultusunda çekilir; ebeveynlerimizin gençlik fotoğrafların bize dönem hakkında bilgi verirken o yaşlardaki hallerini tanımamızı sağlar, çocukken ailemizle çıktığımız bir tatil fotoğrafına bakınca, o tatilin ne kadar güzel geçtiğini anımsarız. Zamanın karşısında, bellekte silikleşen anıyı canlı tutmak, ölümsüzleştirmek; fotoğraf çekmedeki amaçlarımızdan biri de budur. Kişisel belgecilerin de temel olarak yaptıkları, kendi bellek kayıtlarını tutmak şeklinde yorumlanabilir. Tıpkı insanların yazı ile günlük tutmaları gibi, kişisel belgecilerde günlüklerini görsellikle tutmaktadırlar. Kendi hafızalarının yükünü imgeye bırakmışlardır. Dünyayı ve kendilerini görsellikle anlamlandırırken, bir yanda da unutmanın karşısında durmaya çalışırlar. Bu kendi “ölümlülüklerinin bir envanterini tutmak” gibidir.

(bkz: değişik fanteziler)