#tüm turconapoletano başlıkları

diğer afrika ülkelerine kıyasla daha gezilebilir ve daha güvenli olan etiyopya başkenti.

şehrin adı yerel dilde yeni çiçek anlamına geliyormuş. çiçek gibi şehir gerçekten de. etiyopyalılar ortodoks olduğu için şehirde ilk göze çarpan kiliselerin ve yunanların aya yorgi dediği aziz george un ikonları.

yine bir afrika şehrine oranla oldukça ucuz bir şehir. normal şartlarda afrika ülkeleri özellikle turistik olanlar dışarıdan gelenler için pahalı olabiliyor ama misal addis ababa da müze girişleri ya ücretsiz ya da türk lirasına oranladığınızda 3 tl yi geçmiyor. taksi de şehir içi mesafelerde 8-10 tl civarı tutuyor.

kahvenin ilk keşfedildiği yer aynı zamanda etiyopya. addis ababada tomaca kahvecisi çok meşhur ve gerçekten de ömrünüzde içebileceğiniz en güzel kahvelerden birini satıyorlar hem de 3 tl den bile az bir ücretle.

dünyanın bilinen en eski insansı fosili etiyopya ulusal müzesi içinde burada sergileniyor. adı ise lucy. evrim ve insanlık tarihi ile ilgili müze gerçekten ilgi çekiciydir. kızıl terör müzesi ise ülkenin atlattığı kanlı darbe dönemini çarpıcı şekilde anlatıyor. ülkenin küba ile olan iyi ilişkileri ve şehirdeki küba anıt ve parkları çok ilginçti.

hayat meskel meydanı denen büyükçe bir alanın etrafında dönüyor. piazza bölgesi şehrin en eski ve en kalabalık bölgelerinden biri. kültür şoku yaşamak isteyenlere birebir. ben aldırış etmem macera severim diyenlere ise merkato dedikleri afrikanın en büyük açık hava marketi diye övdükleri pazar alanındaki kalabalığa karışmasını tavsiye ederim.

fakat özellikle merkato ve şehrin etrafında yankesicilere dikkat. genelde 10-15 yaş arası çocuklar ikili gruplar halinde sağlı sollu size sarıp dikkatinizi dağıtıyor, ilk fırsatta cebinize saldırıyor. ama korkulacak birşey yok dikkatli olduğunuz sürece yanınıza gelemezler.

son olarak gece hayatı ve güzel restoran deneyimi için havalimanı civarındaki üst tabaka bole bölgesi oldukça popüler.özellikle yod abysinna adındaki restoran geleneksel şovlar ve dans gösterileriyle ünlü.
son dönemde neredeyse sıfır üretim ve gelişim gösteren metal müzik piyasasının çıkardığı ender başarılı gruplardan biri.

rock off 2015 teki gruplar arasında görüp de fikir sahibi olmadığım tek gruptu. festival alanında gojira tişörtlü gençlerin çoğunluğunu ve sahnedeki performanslarını dinleyince grubun kalitesini anlamış oldum.
amerikan sound ama elemanların fransız olması da ayrı bir ilginç.

metal müzik sevenlerin es geçmemesi gerektiğini düşündüğüm bir grup.
şu anda babylon ile birlikte istanbul daki en güzel etkinliklere sahne olan, garajistanbul un yerini bir nebze de olsa doldurabilen konser mekanı.
yüksek binaların ve sık ağaçlı ormanların iç içe geçtiği Malezya başkenti.

en ünlü ve görkemli binası petronas kuleleridir. gecesi ve gündüzü ayrı bir güzel olan bu kuleler dünyanın en yüksek ikiz kuleleridir ayrıca. iki kule farklı iki rakip şirketi tarafından yapılınca da rekabet sayesinde yapımı 6 sene sürmüş. altında 4 katlı alışveriş merkezi bulunuyor. kule kısmı ise ülkenin petrol şirketi petronas tarafından ana ofis olarak kullanılıyor. arkasında bulunan park kısmında zaman geçirmek gerçekten çok güzel.

dünyaca ünlü gökdelen tepesi camekan havuz bu şehirde bulunan face suiteste bulunuyor. ben şahsen havuz sevmediğim için gitmedim ama ana grupta kaçak girip resim paylaşanlar çok rağbet görmüştü.

bukit bintang ve petalling sokağı gezilmesi gereken yerlerden. bukit bintang hem alışveriş hem de barlar sokağı ile ünlü bir yer. low yat plaza adında elektronik ürünlerin uygun fiyatlara bulunduğu avm de burada. yakınlarında taze tropikal meyvelerin satıldığı bir sokak pazarı da var. petalling ise çin mahallesi olarak geçiyor ve sokak dükkanları ile ilgilenenler için ideal bir gezi yeri. aynı zamanda yerel lezzetler tatmak için en doğru yer

şehre araba ile 10dk uzaklıkta muhteşem bir budist tapınağı var. batu mağaraları olarak geçen bu yer girişinde büyükçe bir budist tanrı heykeli ile sizi karşılıyor. heykelin hemen yanında dik uzanan merdivenler sizi tapınak ve törenlerin yapıldığı doğal mağaralara götürüyor. merdivenden çıkarken size yüzlerce maymun eşlik ediyor ama korkmayın saldırgan değiller ve insanlara alışıklar. büyük mağara içinde hala törenler yapılıyor ve giriş ücretsiz. solda bulunan dark cave ise ücretli ve tur ile geziliyor.
genel olarak her konuda doğru bildiğimiz yanlış şeyler mevcut ama biz bu entryde ülkeler, şehirler ve kültürler üzerine doğru bildiğimiz yanlışlardan bahsedelim, ufkumuz açılsın. aklımıza geldikçe de yine buradan eklemeler yapalım.

ufak bir italya derlemesiyle başlayayım o zaman.

roma dondurması diye bir şey yoktur. italya nın genelinde gelato denen dondurma çok meşhurdur. hemen her şehirde iyi bir dondurmacı vardır.

roma daki aşk çeşmesi trevi çeşmesidir. bizden başka bu çeşmeyi aşk çeşmesi olarak adlandıran yoktur.

pompeide bulunan taşlaşmış insan figürleri aslında şehir ilk bulunduğunda üstündeki tabaka kırılarak alçı dökülmesi ile altta kalan boşluğun şeklini almasıyla ortaya çıkmıştır.

napoli ye veya sicilya ya gittiğinizde mafyaya denk gelmeniz imkansıza yakındır. zira mafya çok daha büyük paralarla oynar ve şehrin çok çok dışında bir yerde örgütlenir. yani sizin cebinizdeki ile ilgilenmez o yüzden de korkulacak bir durum yoktur.

italya da pizza meşhur değildir. pizza daha çok napoli ye özgüdür ve diğer şehirlerdeki pizza kimi zaman bizdekinden bile kötüdür. napoli pizzasını lezzetli yapan şey mozarellası ve odun fırınında pişmesi.

spagetti bolonez diye birşey de yoktur. spagetti napoli ye bolonez sosu da bologna ya özgüdür. bolonez sosu tagliatelle için kullanılır. spagetti ise domates veya sarımsak sosu ile yenir.
acun ele geçirmeden önce tv8 de yayınlanan Gülhan Şen adlı dünyalar sevimlisi kadının sunduğu gezi programı.
bilgi vermekten çok işin makara kısmını ön plana çıkararak kameraman ve kamera arkasında bulunan ekibiyle muhabbet ederek sempatik bir anlatım yapardı Gülhan hanım ablamız. tv8 sonrasında bir ara trt haber de denk gelmiştim. hala orada devam ediyor mu bilmiyorum ama kadın enerjisi ile kendini izletme potansiyeline sahipti.
şahane içimi olan, ertesi gün ne mide bulantısı ne de baş ağrısı yapan mutluluk iksiri. lıkır lıkır gidiyor içerken çile çekmiyorsun. beefeater ve tanqueray en beğendiğim ve de önerdiğim markalardır.
kimilerine göre kaos, pislik, fakirlik gibi negatif şeyleri temsil eden bana göre ise harika yerler ve misafirperver insanları barındıran bangladeş in başkenti.

şehir ile ilgili ilk izlenimler tamamen bir kültür şoku. gerçekten kalabalık bir yer. insanlar ve şehir hindistan daki bir şehirden farksız. tren üstünde seyahat eden insanlardan tutun da kanalizasyon dökülen nehirde çamaşır yıkayanlara kadar her türlü şok görüntü burada da var.

ama insanları gerçekten sevgi dolu ve yardımsever. şehir kalabalık ve sıkıntılı gibi dursa da tek bile gezseniz kimse size yan gözle bakmıyor. şaşırtıcı derecede güvenli bir şehir.

trafik gerçekten rezalet ötesi. kornalar hiç ama hiç susmuyor. on kilometrelik yol abartısız bir buçuk saat sürebiliyor. bu yüzden erken kalkmakta yarar var. ülke geneline nazaran daha elit yerler Gulshan ve Jmuna bölgeleri. bu iki yer de güzel restoran ve kafelere sahip zengin kesimi. ama asıl gezilmesi gereken yerler daha güneyde bulunan eski şehir merkezindeki yerler.

En etkileyici yerler ise muhteşem bir saray olan Lalbagh fort, nawab denilen yerel yöneticilere ait bina olan ahsan manzil, ingiltere de bir okulun kampüsündeymiş hissi veren üniversite binası. ve tabi ki dünyaca ünlü birçok markanın üretim yeri olması nedeniyle orijinal ürünleri çok daha ucuza alabileceğiniz en az kapalıçarşı büyüklüğündeki yeni market. Bir de adını hatırlayamadığım iğne atsan yere düşmeyecek bir köprü vardı. gerçek anlamda sıradışı bir deneyimdi.
zamanın osmanlı imparatorluğu hanedanı için saray olarak inşa edilen,içinde pahabiçilmez kutsal emanetler ve hanedan hazinesinin nadide parçalarını barındıran, dünyanın alan bakımından en geniş müzelerinden biridir.

osmanlı ailesinin ilk sarayı olarak bilinse de şu an istanbul üniversitesinin bulunduğu alanda bulunan ilk saray sonrası ikinci saraydır. üç avludan oluşur. asıl müze bölümü ikinci avlu ile başlar. ikinci avlunun sağında mutfak bölümü vardır. herkesin merak ettiği harem bölümü de ayrı bir girişi ve ücreti ile ikinci avluda bulunur. dünyaca ünlü kaşıkçı elması ve kutsal emanetler ise son avludadır.
istanbul un mimari harikası ve tartışmasız en muhteşem camisidir. Mimar Sinan ın kalfalık eseridir belki ama usta işi yapılmış bir mimariye sahiptir. temelinde taş bloklardan oluşan depreme karşı raylı bir sisteme benzeyen koruyucu bir yapı bulunduğu söylenir ki aynı sistemin japonlar tarafından kopyalandığına inanılır.

Sırf akustiğini duymak için bile ziyaret etmek gerekir. kapı üzerinde bulunan is odası buraya özgü bir mimari yapıdır. şehrin en yüksek tepelerinden birine konumlanmıştır. şehrin en iyi boğaz manzaralarından birini arka avluda hamam bölümünün ufak kubbeleri arasında izlemek paha biçilmezdir.