#tüm talundrux entry'leri

doğayla bütünleşmek istiyorsanız konserve olmayan yemeklerdir,

közde patates ve balık avlama şansı varsa sopaya saplanmış balık süper olacaktır.
work&travel için istanbul'da abd vizesi için görüşmede bu soruya sırıta sırıta "gambling" demiştim, gideceğim yer atlantic city'ydi. kadın gülmüştü, sohbet etmiştik resmen ve vizeyi almıştım.
yabancı dil öğrenmediğiniz sürece ulusla ilişkiler olarak kalmaktadır.
ben bu yolu çok severim, aslında kazıp durmasınlar bu yol böyle kalsın, mersine(silifkeye doğru) bir havaalanı yapsınlar daha iyi. (tamamiyle kişisel zevkim için söylenmiştir bu söz, yoksa tabi ki o güzergaha yol lazım, böyle ulaşım felç)

ancak bu yolu otobüsle gideceksem inatla ve ısrarla en önden bilet alır, gündüz yoluna çıkar ve yolun güzelliklerini roller coaster edası bir havada izlerim.
tekneyle balığa çıktığınızda 20 metrelik yerde bile dibi gördüğünüz, 2 saatte 10 çeşitten fazla balık yakaladığınız güzel koylara-denize sahip mersinin antalya ilçesi (Mersine çok uzaktır burası, antalya daha yakındır. Ama yeni yol projeleri bu durumu değiştirecek bakalım)
Work&travel NJ, Atlantic city 2010;

3 katlı bir evin 1 odasını tutmuştuk arkadaşlarla, evde 6 oda daha vardı bu şekilde watçılar tarafından tutulan (romen, rus, bulgar, türk karışık). Ev sahibimiz yaşlı kumarbaz ve bir dul olan vietnam kökenli iyi yürekli Leni'ydi ve bizimle beraber yaşıyordu.

Bir gün evde 2 arkadaşız bir şey almaya uğramıştık, bir baktık kadın bağırıyor, evde sesler, hemen süpürge tarzı bir şeyler kapıp (sopa amaçlı) eve dalmıştık ve eve hırsızlığa giren 2 zenciyi kovalamıştık, zenciler tepkimizden şaşırdıkları için doğrudan kaçmışlardı.

Leni bizim kahramanlığımıza o kadar şaşırmıştı ki, dakikalarca bana ve arkadaşıma teşekkür etti, ağladı durdu, sizin yerinizde başkası olsa yardım etmezdi dedi vesaire..

Neyse efenim, yaz bitti, wat bitti, ev sahibiyle vedalaşma zamanı geldi, kadın bize bir çanta getirdi ve yatağın üstüne döktü. Kol saatleri ve orjinal taş bileklik doluydu çanta. Kadın siz benim hayatımı kurtardınız, bunlar benim eski dükkanımdan kalanlar, istediğinizi alın dedi.

3 bileklik 4 saat almıştım. (1 saati 1 sene sonra sevgilime hediye etmiştim, doğru kişiyi bekliyordum ayağına, hoş doğru kişi değilmiş o ayrı :D )

Velhasıl kelam, bizim bu canhıraş olaylara müdahele huyumuz karşılığında çok güzel bir hediye sepetiyle dönmemizi sağlamıştı.
Romanya'yı kesinlikle öneririm.

Transilvanya'yı özellikle güzel karlı sakin bir günde görün efenim.

Sibiu da gezin, braşov u görün, daha sonra timişoara'ya gidin ve öğrenci şehri nasıl olur yaşayın ve daha bir çok yer (cluj, oradea..) Beklediğinizden daha güzel çıkacaktır.

Bir de çay orada da çay. Bakkala cafeye nereye gidersen çay diyin çay için :D biz çok acı çekmiştik bir ara tea diyoruz anlamıyorlar, çayın romencesini bilmiyoruz falan.

Kısaca romanya'yı rotanıza ekleyin.
vakti zamanında work&travel için az kalsın alaskaya gidecektim, lakin ben yaz insanıyım dedim ve yazın bile serin olan alaskaya gitmekten vazgeçtim.

İlerde iskandinavya-sibirya-alaska şeklinde bir kuzey rotası düşünmekteyim.
yanınızda poşet olsun.

Eğer çantanız su geçirmez değilse ve tecrübesizseniz, kampınız da yaz kampı değilse, çantaya eşyalarınızı poşetleyerek koyun. Sonra teşekkür edersiniz.
Ayrıca bu poşetleri daha sonra çöpleriniz için kullanabilirsiniz.


Bir de kamp yaparken şehir hayatını unutun, doğayla bütünleşmeye çalışın ona zarar vermeyin.