#tüm talundrux entry'leri

önce kendini dinle, sadece kendini dinle, sonra kendini dinle.. çevre için değil kendin için yaşa. seviyorsan söyle, istemiyorsan belirt, sıkıldıysan değiştir. yıllar geçtikçe zaten keşke kendimi dinleseydim diyeceksin, o yüzden yıllar geçmeden kendini dinle. aklın yapamadıklarında kalmasın.
kışın avrupada karlı meydanlarda her yerde bulabileceğiniz şarabın; sıcak, baharatlı ve şekerli hali.

etraf karlıysa içmesi kesinlikle daha zevklidir.
adınızı sorduklarında benimki gibi değişik bir isminiz varsa masa, sandalye, ejderya, mahmut falan gibi aklınıza ne gelirse sallayın, sonra adınızı yanlış yazıyorlar madara oluyorsunuz.

bir de bence boşuna gitmeyin, onun yerine (bkz: caribou) ya gidin daha iyi.
size küçük bir mutluluk hikayesi anlatayım;

üniversitedeki ilk yılımda(2007), kyk da kalıyorum, ilk dönem daha burs-kredi vb yok, maddi olarak zor bir durumdayız, resmen hayatta kalmaya çalışıyorum. öyle ki 6 zeytin 15kuruş, 12 zeytin 30kuruş ve ben 12 zeytin almaya cesaret edemiyorum tasarruf edebilmek için.

o sıralar (bkz: uykusuz) 'un yeni dönemleri, 1.5 mu 1.75tl mi ne fiyatı ve her hafta çarşamba (perş de olabilir) günü yeni sayısı çıkıyordu. işte o yeni sayısını alıp yurda gelirken içim içime sığmıyordu, ranzanın üst katındaki yatagıma çıkıp derginin en ufak yerine kadar okuyordum ve bir kaç saatliğine tüm dertlerimden uzaklaşıyordum.
küçükken mersin'de yazlıkta kayalıklardan midye vb kabuklu deniz canlılarını toplayıp bıçakla etini çıkarıp oltaya takarak balık avladığımız canlı.
ellerimiz öyle kokardı ki arap sabunuyla yıkardık yinede 3 gün kokusu burnumuza gelirdi. bu yüzden izmire ilk geldiğimde ısrarlara rağmen iğrenerek 1-2 tane yiyordum.

şimdilerde biranın yanında 20-25tane götürebilirim, ancak hala 70-80 adet yiyenlere şaşırıyorum, içkisiz yiyince çocukluğumdaki koku geliyor burnuma ve midem bulanıyor
cok yuksek hayallerim var benim, ve tek hedefim hayallerim ugruna yasanmis, adanmis bir hayatla ölmek. yani hedefim; hayat ne yaparsa yapsin hayallerimden vazgecmemek..
gezgin olmayanların gezgin sözlükte gezmek ve gezmemekle ilgili yazılar yazdığı başlıktır.

gezgin insan bir çocuk gibi meraklıdır, her şeyin içini açıp bakmak ister, sizde dünyanın içini açıp bakacaksınız hem de her yerine, anlamasanız da sevmeseniz de bir bakıp hmmm diyip geçeceksiniz. interrail yaparak, gezgin olunmaz. ama isimlere bakıyorsun hopgezgin çokgezgin (temsilidir)

vakti zamanında moğol bir arkadaş kırık türkçesiyle "abi her yere git moğolistan a gelme, dümdüz böyle hiç bir şey yok komple düz ve ot" demişti. kendisiyle abd'de tanışmıştık, o yüzden (bkz: moğolistan) son sıralardadır benim için. ama her yere gitmek görmek gerekir. yinede bozkır yaşantısı göçebe çadırları vb meraklılar için üst sıralarda olan bir ülkedir. benim önceliklerim farklı sadece.

edit: imla
bir de yeşil şişe tuborg var, yurtdışına ihraç ettiğimiz, ama türkiye'de carlsberg sattıkları için o ürünleri yurtiçi piyasaya süremiyorlar.

şişe tuborg fıçı birası damağımda güzel bir tat bırakıyor. içimi efese göre daha yumuşak ve tadı daha güzel olan bira.
siz bir everest e tırmanmak kaç para sanıyorsunuz?

bir eşyanın sıradan tüketici için olanı ile profesyonel kullanım için olanı arasında fark vardır.
asgari ücretle kredi çekip 4500tl ye tlf alan gencin abi millet geziyor valla, sponsoru var para var geziyor biz daha beylikdüzünden çıkamadık gibi söylemleriyle yargıladığı ve kendi haline hayıflandığı bir ülkede, hiç para biriktirmeyerek, bilgi deneyim yaşanmışlıklar biriktirerek yaşayan gezgin arkadaş.