#tüm nes başlıkları

(bkz: mehmet aslantuğ)'un attığı bir tweette okuduğum ve sonuna kadar katıldığım liste:

değer verilen şeyler:
-para
-partiler
-diziler
-ünlüler
-futbol
-beton
-biatlık
-köylü kurnazları

değer verilmeyen şeyler:
-kitaplar
-bilim
-hayvanlar
-ormanlar
-aydınlar
-sağlıkçılar
-eğitimciler
-medeni insanlar
her geçen gün çoğalan, görgüsüz, tahammülsüz, kaba, cahil araç kullanıcılarına verilen ad. geçtiğimiz günlerde seydioğlu baklavaları'nın sahibi olduğu belirtilen 2 insan müsvedesinin estirdiği terörü izledik. tutuklandılar ve umarım hak ettikleri cezayı alırlar da emsal teşkil eder diğerleri için. buna çok benzer bir olayı üç kere de ben yaşadım. birincisinde (bkz: e5)'e bağlanırken sapağa emniyet şeridinden dahil olmaya çalışan birine yol vermedim, sinirlendi ve trafik açıldığında makas atarak önüme geçti. frene basıp beni durdurdu, arabamın ön camını yumruklamaya başladı. geri vitese takarak yanından uzaklaşıp polise haber verdim, bilmiyorum ne oldu. diğer olayda yine sapakta yol vermediğim bir minibüs 2 şerit yolu keserek önümde durdu, yine aynı taktikle yanından uzaklaştım. son olayda ise istanbul'un göbeğinde ve sıkışık trafikte otoparktan yola yeni dahil olmuş, emniyet kemerimi bağlarken önümdeki araçla aramda oluşan yarım araçlık ara için korna çalan dolmuş şoförüne ne var dediğim için oldu. adam dolmuştan inip kapımı açtı, ki düşünün daha araba 2. vitese geçmemiş ve kapıları kilitlememiş. bağırdı çağırdı, ben ona bağırdım çağırdım, polis çağırdım ama kaçtı. plakasını verdim ama ne oldu bilmiyorum. şuna eminim ki arabayı kullanan bir kadınsa ve (kro) erkek o yolu alamamışsa bunu gurur meselesi yapıp saldırıya geçiyor. bir de klasik "kadındır kötü kullanıyordur" ön yargısıyla yaklaşanlar var. 15 yıldır istanbul trafiğinde ve şehirlerarası yollarda yılda min 20.000 km. yapan biri olarak söyleyebileceğim tek şey şu: kadınlarda daha ürkek kullanma, kontrolsüz çıkışlar, sol şeridi düşük hızda işgal etme gibi kronikleşmiş hatalar olabilir ama erkeklerin de bin tane kusurunu sayabilirim. emniyet şeridini kullanma, sapaklarda yandan kaynama gibi şark kurnazlıklarından vazgeçmeliler mesela. (bkz: kadın - erkek ayrımcılığı) yapmaya gerek yok, her şeyde olduğu gibi bunda da iyisi vaaaar kötüsü var. konu biraz dağıldı, konunun özü, ülke olarak cahilleşiyor, kabalaşıyor ve tahammülsüzleşiyoruz. bunun da en güzel örneklerini trafikte yaşıyoruz maalesef.
adı d100 karayolu olarak değiştirilmesine rağmen istanbul şoförlerinin e5 olarak adlandırmaya devam ettiği, türkiye'nin doğusu ile batısını birleştiren en önemli karayolu. ne zaman e5'i kullansam hep pişman olurum. her yerinden bağlantı olması, yeni araç kullanmaya başlayanların tem'den korktuğu için hep burayı kullanması, şirinevler-haliç-mecidiyeköy gibi bağlantı noktalarının 7 gün 24 saat sıkışık olması vb... yüzünden. hep söylüyorum bir gün istanbul'u terk edersem bunun en önemli nedeni trafik olur.
bugün izlediğim bir belgesel bölümüyle yaptığım karşılaştırma. bkz şu anda bizim suriye göçmenleriyle yaşadığımız sıkıntıları vaktinde almanlar türk göçmenlerle yaşamışlar. daha önce köyünden dışarı çıkmamış insanlar almanya'ya yerleşip istisnalar hariç kısmı hiçbir şeye ayak uyduramamışlar. şu anda suriye'den büyük şehirlerimize yerleşen göçmenler gibi. daha iyi koşullarda yaşamak umuduyla yollara düşenler devletlerin yaptığı hatalar nedeniye hem yerli halkı mutsuz ediyor hem de kendileri mutsuz oluyor. bir röportaj izlemiştim. adam bilmem kaç yıldır almanya'da yaşadığından ama tek kelime almanca öğrenmediğinden gururla bahsediyordu. belki buraya gelen göçmen de türkiye'ye geldim ama kendi yaşantımı aynen burada da devam ettirdim diye seviniyordur... neyse, bu işler planlı programlı olmalı. ülkeler göçmen kabul ederken belirli kurallar-koşullar çerçevesinde hareket etmeli. hiçkimse hiçkimsenin ülkesine elini kolunu sallayarak girmemeli.
(bkz: kıbrıs) (bkz: gazimağusa)'da bulunan katedral olarak inşa edilmiş, sonradan camiiye çevirilmiş mabed. aziz nikolas katedrali iken lala mustafa paşa camii olmuş.
lala mustafa paşa camii - nes-zEuOX lala mustafa paşa camii - nes-kbfYT
ilk kez (bkz: girne)'de gördüğüm meyvesi dallarında değil gövdesinde olan ve tropik incir olarak da adlandırılan ağaç. görmek isteyenler için not: (bkz: lala mustafa paşa camii) bahçesinde yaklaşık 720 yaşında ve epey görkemli bir cümbez ağacı bulunuyor.

cümbez ağacı - nes-OymTO
kıbrıs gazimağusa (famagusta) sahilinde bulunan ve kıbrıs'ın yerel yemeklerini yiyebileceğiniz çok keyifli cafe-restoran. limonatası da harika.

the palm house - nes-Btjgt
israil ve filistin kökenli nohuttan yapılan leziz köfte. vejeteryan mutfağının şahı. burger, salata, dürüm her şeye yakışıyor. hele de taze cevizle iyi ikililer.