#tüm murat-sahin entry'leri

rıza babadır o, ramiz dayıdır, gandalftır. hükümet kursa oy verilecek, oğlum olsa ismi verilecek kulağına 8 kere fısıldanacak isimdir. restorana gittiğinizde çıkardığı pisliği temizleyen, mağazaya gittiğinde denediği ürünü katlayıp geri yerine bırakan, yerde çöp görünce kaldırıp çöpe atan, çöp bulamayınca dakikalarca elinde taşıyan kişidir. allah razı olsundur, eyvallahtır, kesenize berekettir, yine beklerizdir, güle güle efendim'dir.
hükümet kursa oy vereceğim, oğlum olsa ismini verip kulağına 8 kere fısıldayacağım isimdir. anlaşılamayan sözlerde hep imdada yetişmiştir. ayrıca googledan şarkı sözünü yazıp aratmaya muhtaç bırakmamıştır hiçbirimizi. en çok beğeniyi alıp hem gönlümüzde hem de youtubeda kendine en üstte yer edinmiştir.
' doğu ekspresine neden bilet yookkkkk, allaamm çıldırıcam' gibi postları her gün görmemiz de sonuçlarındandır.
aslında geçirilen zaman yılbaşı değil yıl sonudur. bütün sene boyunca yaptığın, yapmak isteyip yapmadığın ve yapmak isteyip yapamadığın şeyleri sineye çekip değerlendirmek, gerektiği kadar yordun mu bedenini, yoksa hep mi yattın? gerektiği kadar maddi kazanç sağladın mı yoksa hep ekside miydin? gerektiği kadar dostlarınla mıydın yoksa hep gereksiz vakit mi öldürdün? falan diye düşünüyor olabilir insanlar belkim..
metro durağının metrobüs durağına uzak olmasından ötürü yakındığım duraktır. senin yüzünden hergün şirinevlere geçip metroda tekrar yenibosna durağından geçiyorum havalimanı için. metroyla metrobüs arasına mesafe koyan belediye, kınıyorum sizi
btk kaydında olduğu gibi dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, bizim ülkemizde sadece yurtdışına çıkıcak olan yolculardan 'madem yurtdışına çıkıcak paran var, orda madem eğlenicek, gezicek ya da eğitim alıcaksın bu 15 TL sana koymaz' düşüncesiyle pasaport kontrolü öncesinde bayılmak zorunda olduğumuz 15 lira karşılığı alınan puldur. Hiçbir işe yaramaz, pulu alır kontrolü geçip çöpe atarsınız.
tabiki de karşı değilim bana kalsa herkese ücretsiz olmalı devlet otobüsleri ancak sırf bedava diye bağdat caddesinde milyonluk villalarda kalan teyzelerin her gün kadıköy cadde arasında olta atıyor olması da caddede çalıştığım dönemde beni ayar etmiyor değildi. tamam teyze yaşlısın da milyarlık massimo dutti poşetleriyle bedava otobüse binip benden yer beklemene de benim gönlüm razı değil be.
açlıktan ölmeyi ve pislikten suratıma bakılmamasını göze alarak şu sıralar gitmeyi en çok istediğim ülke. tac mahalin avlusuna kamp atıp dönmek bile yeterli olucaktır benim için. çoğunuz tarafından hoş bakılmayacak olsa da özellikle ölü yakma törenleri çok fazla dikkat çekici. tamam ölü yanıyor onda sıkıntı yok da yakınları? jest, mimik, trip, acı? o hallerini çok fazlaca merak ediyorum, hemen ardından ganj nehrine girip duş almak , akşam sofrada thali'ye girişmek ve bolywood'dan esintilerle karşılaşmak? kim bilir belki aamir belki shahrukh khan.