#tüm jackie-brown entry'leri

12 yıldır atatürk havalimanı dış hatlar terminalinde çalışıyorum. sizin, sülalenizin, 7 ceddinizin bile göremeyeceği yabancı ülkeden insan gördüm. buna istinaden gördüğüm en güzel kızlar iranlılardır. konu kilit

edit: imlâ
bankacılık yıllarımda benim de yaşadığım sendromdu. sevmediğim bir iş değildi ama gerçekten 1,5 yılıma ızdırap olmuş insanlarla çalıştım. gelişmiş ülkelerde bunu aşabilmek adına üniversiteler ile şirketlerin insan kaynakları departmanlarınca esnek, yarı zamanlı ya da sıkıştırılmış iş haftası tarzı yönetim uygulamaları geliştirilmiştir (bkz: alvin toffler) ayrıca çalıştığınız bir üst yöneticinizin sergilediği liderlik de çok önemli. siz dinleyen, anlayabilecek ve ihtiyaçlarınıza uygun bir yöneticiyle çalışıyorsanız bu sendromu yaşamazsınız, varsın az kazanın ama sizi mutlu eden yöneticiler şart.

edit: imlâ
çok değil bundan 5 seneye kadar bile önce pek çok insan spor salona sosyalleşme, kız/erkek arkadaş bulma vesilesiyle giderdi. 3 aydır gittiğim salonda gözlemlediğim şu, artık insanlar birbirinden o kadar umudu kesmiş ki, kimse birbirinin suratına dahi bakmıyor.

geçenlerde bir şarap tadım etkinliğindeydik. 30 yaş üzeri kurumsal ablalar vardı. plazadan çıkıp gelmişlerdi belli. eskiden kafalar güzel olunca kakara kikiri, sonra kızı evine bırakırdın ve derken muhabbet gideceği yere kadar giderdi. etkinlikte 20 kişi vardı. önce içtiğimiz şarapların bölgeleri, topraklarının karakteristik özellikleri, şarap yapım serüvenlerini slayttan izledik. öyle bir ciddi ortam vardı ki, sanırsınız uzaya roket gönderdik de yörüngesine oturacağı anı bekliyoruz. tüm etkinlik boyunca da kim kiminle geldiyse mekandan da onunla ayrıldı. kimsenin başka birisiyle selamlaştığını dahi görmedim.

velhasıl başa döneceğim. artık ilişkilerden hatta aynı şeyleri tekrar yaşamaktan bıkmış insanlar ve çevresindeki diğer insanlarla da aynı şeyleri yaşayacağını bildiği için artık kimse kimseyle ilgilenmiyor, kimse kimse için de çabalamıyor. hatta çabalamayı aklından dahi geçirmiyor, çünkü karşısında yılların yorgun ve kırgını bir insanı inandıramayacağının o da farkında diyerek parçamı bırakıyorum.
son 1 haftada 2 defa über kullandım. İlkinde şoför 6-7dk uzakta olmasına rağmen geldi ama arabanın içi leş gibi sigara kokuyordu.

bir diğeri de malum şahsın fotoğrafını koymuştu aracına. direkt şikayet ettim.
kuran’da asla adı geçmeyen, yeri olmayan, ingilizce candle kelimesinden türeme anma günülerinden biri. ayrıca kandil simidi, cartı curtu derken islamcı tacirleri sevindiren gündür.
hani kilo verirsiniz ya da spor yaptıkça kendinizi daha mutlu hissedersiniz, yorgun dahi olsanız spora gitmek istersiniz ya işte bu para biriktirmek için de böyle bir motivasyon gerekiyor. mesela dolar alırsanız, artarsa sizi mutlu eder ve yine dolar almak istersiniz. kısacası size olacak faydasının elle tutulur ve amacınıza uygun olması gerekir. unutmadan, kredi çekerek para biriktirmek evet bir yöntemdir ancak şu an için faizlerin yüksekliği dolayısıyla iyi bir seçenek değildir.
pazar akşam 18:00’de başlardı. ertesi günü okul olduğu için bizimkiler başladığı saatlerde evde annem ütü yapardı. dizide toplumsal tabaka insanın gözünün içine sokulurdu. bizimkiler ailesi toplumun laik kesimini oluşturan tabakayı gösterirdi. iyi eğitimli, entelektüel görüşlü, klasik müzik ya da flamenko dinleyen, küpeli damatları olabilen bir sınıftı bu. toplumun alt kesimini kapıcı cafer ve çevresi oluştururdu; açgözlü, düşene tekme vuran, kötü niyetli, saygısız, kaba, güçlünün yanında duran şark kurnazı diyebileceğimiz tipik yoz anadolu insanıydı bunlar.
tanım: kürt ırkının varlığını inkar eden faşistlerin kürt böreğine uydurduğu isim.

bakın benzer inkar ve götten uydurma nasıl yapılıyor; “kürt diye bir şey yoktur. onlar dağ türküdür. bu, güneydoğu'daki insanlarımızın, dağlarda karda yürürken ayaklarından çıkan kart kurt diye seslerden oluşmuş bir kavramdır. onun için bu isimle anılmışlardır."

kaynak
senaristliğini gani müjde , selçuk erdem, birol güven gibi türkiye’nin en entelektüel komedi zekasına sahip insanlarının yaptığı replikleriyle unutmayacak 90’lı yıllara ait dizisidir. yamulmuyorsam öğle saatlerinde startv’de yayınlanıyordu. özellikle

- taksi!
- yolcu!

repliği hala akıllardan çıkmaz.

edit: imlâ