#tüm gezdimgordumyazdim entry'leri

hakkımı helâl etmem'den tutun da evlatlıktan ret'e kadar yolu olduğu benim ailemi bile ikna edebildiysem, çok da zor olan bir durum değildir.
fare gibi yaşayıp fare gibi ölen insanların topluluğu. fazlası değil.
şu girdiğim yazdığım entrye kadar bütün yazılanlar sevgililer gününe emperyalist,para tuzağı, tek bir güne indirgendiği hakkında felan olmuş. ben ise tam tersini düşünüyorum.

merakımda soruyorum. annenize en son ne zaman sarılıp, onu çok sevdiğinizi söylediniz? ya da babanıza. en son ne zaman birine yardım ettiniz? en son ne zaman hiç tanımadığınız bir hastayı ziyaret ettiniz? en son ne zaman bir engelli arkadaşımızı mutlu ettiniz? en son ne zaman sevgilinize hediye aldınız? (bu soruda çok ciddi değildim aslında)
olayı çok dramatikleştirmeyeceğim zira ben bu günleri farkındalık yaratmak açısından önemli olduğu kanısındayım. anneler günü, babalar günü, dünya sağlık haftası,engelliler haftası gibi günler yılda bir kez de olsa bize bazı şeyleri gerçekten hatırlatıyor. sevgililer gününü kenara bırak hadi. diğer bir çok özel günler veya haftalarda da ekonomiye ciddi anlamda yarar sağlayacak kadar alım-satım yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. hadi öyle olsun, para tuzağı diyelim. eee ne var bunda? ülke ekonomisine faydalı oluyorsun o da kötü bişey değil. hadi ülke de umrunda değil. sevgilini mutlu ediyorsun. bu da iyi bişey bence. neyse kısaca çok da şeeyetmemek lazım.
amaçsız isen değmez.
ye-iç-yat şeklinde ise hayatın değmez. ki zaten ona yaşamak denmez. o var olmaktır. sadece varsın. yaşamak dediğin şey başka bir şeydir. ama hiç bir insanın kendine amaç belirlemesi de zor değildir. imkanları ne olursa olsun, her kişinin mutlaka uğrunda mutlu olabileceği bir motivasyon kaynağı vardır. onu bulun.
kışları sobalı evinde okula gitmek için sabah zar zor uyanıp, pencereden baktığında 2 karış kar görmek, hele ki kahvaltı ederken izlediğiniz sabah haberlerinin alt yazısında okulunuzun tatil olduğu yazıyorsa iki kat mutluluğu yaşamak.. kahvaltıdan sonra iyice giyinip kuşandıktan sonra mahallede ki arkadaşlarınızın ziline basıp kardan adam yapmaya çağırıyorsanız mutluluğun kombosunu yaşıyorsunuz. çok özlüyorum o zamanları çok..
sadece ukrayna değil, avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde öncelikli ve ucuz olan su gazlı sudur. bizde ki maden suyunun daha seyreltilmiş hali olarak düşünün. normal içtiğimiz suyu bulması hem zor hemde diğerlerine göre pahalıdır.
yaklaşık 3 saat önce zaten açmış olduğum başlık. başlık açmadan önce bir kontrol edin gündemi en azından.
1800'lü yıllara kadar alt soy-üst soy'unuzu öğrenebileceğiniz yeni ve güzel bir hizmet. Şu sıralar yoğunluk nedeniyle siteye girilemiyor.

edit: taktiği veriyorum, 10 saniye de bir yenilerseniz sisteme giriyo. saatlerce beklemeyin çünkü belli bir süreden sonra sistem size çıkış yapıyor ama o loading ekranı dönmeye devam ediyor. yani 10-15 saniyede bir güncelleyin.

Tıklayarak girebilirsin
Amerika'da ki 50 eyaletten birisidir. Eyaletin resmi mottosu ''live free or die''. Dünya üzerinde sonbahar manzalarının en güzel olduğu yerlerden biridir. Özellikle Washington ve White Mountain dağları eteklerinde izlemeye doyamayacağınız manzalaralar bulunmaktadır. Geçtiğimiz son 10 yılda amerikanın en yaşanılabilir eyaleti seçilmiştir. State vergisi yok, sadece federal vergisi veriyorsunuz. Amerika'da 3-5 tane vergisiz eyaletten birisidir. Vergisiz olmasına rağmen yine de en pahalı eyaletlerden birisidir. İnsanlarının çoğu orta yaş üstü kesimi oluşturmakla birlikte siyahi nüfusun en az olduğu eyalettir. Yazları genellikle serin, kışları ise fazlaca kar yağışlıdır. Kayak, kamp, doğa yürüyüşü gibi etkinlikler için mükemmel bir yerdir. Bu eyaletle bütünleşen bir hayvandır Moose. Zira her an karşınıza çıkabilir.
Bursa'nın da böyle bir semti var. tartışmasız en güzel semti diyemem son yapılan binalardan sonra. eskiden küçük, tatlı, sakin bir sahil kenti durumundayken şimdi neredeyse bir gemlik gibi yaşam alanına dönüşmüş durumda.