#tüm gezdimgordumyazdim entry'leri

Gürcistan-Batum
Buraya artık yabancı bi ülke olarak sayıyor muyuz acaba? Kime, ilk yurtdışına batuma gittiğimi söylesem, onlarda bende askerliğimi yurtdışında (ırakta,suriyede) yaptım diyor.
Bolivya ormanlarına girip fantastik hayaller peşinde koşmak istiyorsanız bir kere daha düşünmenizi sağlayacak film. Şaka bi yana, ilk başta her survival film gibi bir usta adam üç acemi genci ormana doğru sürükler' gibi sandım. Öyle değil ve gerçekten yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. Tadında gerilim olan sürükleyici bir film.
Gezerken konaklamak için birsürü seçenek vardır. Pahalıdan ucuza sıralarsak, ev kiralama,otel,motel,hostel,couchsurfing,kamp,bank. diye uzatılabilir liste. Bu saydıklarımın hepsinde bir bir kaldım. Bence bi gezgin için en güzel yer hosteldir. Genellikle backpacker dediğimiz sırtçantalı gezginlerin bulunduğu, herkesin asıl amacı daha fazla uyumak,daha fazla konfordan ziyade daha fazla yer görmek, daha çok insan tanımak olduğu mekanlardır. Ucuz olmasının nedeni eksilerinin olması. biraz daha az güvenlik, az temizlik, ve bi odada birden fazla kişinin kalması. Tabi ki extra ücretlerle tek kişilik odalarda kalabilir, dolabınıza kilit kiralayabilirsiniz.
He, bu arada hep merak etmişimdir, bilenler bana bi yazsın. O hostellerdeki genelde avrupalı, amerikalı ve kanadalı backpackerlar niye sırtçantalarını yatağının önüne açar ve odanın yarısına kadar dağıtırlar?
Work and Travel gibi, bu programa da katılmış birisi olarak uzun uzun yazacağım. Rez alıyorum, şimdilik özet geçeyim.

Erasmus programını bizim ülkede ki insanların hepsi gezmek olarak görüyor ve haklılar. Kimse derslerin yoğunluğundan, kredi uyuşmazlıklarından, uygulama sınavlarından ve yabancı dilde yapılan sunumlardan bahsetmemiş. Şimdilik bu özet kısmında bende bahsetmeyeceğim. Erasmus programının benim lügatımda ki tanımı: Seyahat okulunun birinci sınıfıdır. İlk bu programda yurtdışına çıkar çoğu öğrencimiz. İlk defa pasaport çıkartır, ilk defa uçağa biner, ilk defa yabancı bir ülkede otelde kalır. Gezmenin zehrini erasmus programında alır kişi. Ondan sonra devamı gelir. İkinci sınıfa geldiğinde thy yerine rain air'ı öğrenir. Otel yerine hosteli. Üçüncü sınıfta ise otostopu, couchsurfingi, helpx'i workaway'i öğrenir. Seyahat okulu 5 sınıftan oluşuyor. 5'in sınıfta olan bir Türk, Gürkan Genç. Bir kanadadı Jean Béliveau.
Devamı gelecek.
Work and Travel hakkında (programa katılmış birisi olarak) uzun uzun yazmak isterim ama şuanda çok fazla zamanım yok. Buraya rez alıyorum, düzenleyeğim. Şimdilik kısaca özet geçeyim.

Programın iyi geçmesi %50 size %50 ise sizin şansınıza bağlıdır. Size ayrılan kısmını; güzel, kaliteli, referansları olan bir şirketle görüştüğünüzde büyük kısmını halledersiniz. Çünkü bu şirketler, daha önce yolladıkları öğrencilerden geri bildirim alıyorlar ve çalıştığı yeri beğenip beğenmediklerini soruyorlar. Eğer beğenmemişlerse bir sonra ki sene o iş yerine öğrenci göndermiyorlar. Bu da, gideceğiniz eyalet neresi olursa olsun sizin için programın güzel geçeceğine baştan bir işaret.
Sizin yapabileceğiniz bir diğer şey ise, ingilizce bilerek gidin. Bizim öğrencilerimiz intermediate veya upper indermediate biliyorum deyip, orada geliştiririm mantığıyla gidiyor. Ama havaalanına indiğiniz andan tutun da işe başlayıp, iletişim aslında hayatın her saniyesinde olduğunu fark edince keşke biraz daha öğrenseydim diyorsunuz. İletişim önemli. Yeni bi insanı tanıyacak kadar hepimiz İngilizce biliyoruz. Ama önemli olan onunla muhabbet edebilmek. Kültür, sanat, siyaset, tarih hakkında konuşmak istiyorsanız ve bu kısacık 4 ay'ın her anını daha güzelleştirmek istiyorsanız biraz daha fazla ingilizce öğrenin gitmeden önce.
Kalan %50'lik kısım ise tamamen şans. Ben bile kendimi hayatın her alanında şanslı sayan bir kişi olarak, başıma talihsiz olaylar geldi W&T programında.
Tek bir tavsiyem var programla ilgili. Katılmadan ölmeyin.! (vize yasağı kalkarsa tabi :D )
Evet, bu özet kısmıydı. Yakın zamanda burayı sayfalarca doldurmak isterim.
Araba ile yolma çıkmak, eğer aracı kullanan sen değilsen güzeldir. Zira şoför sen isen otobüs bile daha rahat geliyo. Şimdi diyeceksiniz ''o hangi aracı kullandığına bağlı olarak değişir vs vs'' Yok öyle bişey abi. Hangi araç olursa olsun bütün reflekslerinin açık olması insanı uzun yolda yoruyor. İyi yanı, istediğin yere çek uyu. Nereye kamp atayım, burada bana izin verirler mi, ceza yazarlar mı derdi yok.
Bir yüzyılı aşkın senedir faaliyette olan, ilk zamanlarında atlar için eyer üreten ve günümüzde demir atlarımız için eyer üreten İngiliz firması. Genellikle götün şeklini alan bisiklet selesi olarak bilinir.