#tüm gezdimgordumyazdim entry'leri

güzelcehisar.
aslında herhangi birinin bilmesini bile istemediğim, kıskandığım köy. o kadar güzel ki, bir ömür geçer, yine sıkılmazsın.
Ozellikle orman kamplarinda cadirin disindan gelen bi catirti, bi hirlama sesi butun gecenizin mahvolmasina sebebiyet verir. Ilk kamplarimdan birinde, acemilikten olsa gerek sabah yedigim tum yiyeceklerin coplerini, kalan ekmekleri vs bi posete koyup cadirimin disina, kosesine koymustum. Gece yuzume en fazla 1 karis uzakliktan gelen bir hirlama sesiyle uyandim. Kopegin disleri ile yuzum arasinda sadece tente vardi. Oyle bi sicradim ki, meger kopek copu karistiriyormus. O gun bugundur bi fobi oldu bende kamp geceleri. En sevdigim hobimi boyle bi fobi mahvediyor. Artik daha cok sahil kamplari yapiyorum.
elektronikten uzaklaşıp uzaklaşmamak mesele değil. kampçı yapan arkadaşlarımızın bir çoğunda mükemmelliyetçilik var. bardağı stanley olmadan kamp yapamayan veya çadırı husky olmazsa olmayan bi nevi gösteriş yapanları eleştiriyorum. dediğim gibi kampın en güzeli bence herşey minimumlardayken olur. çünkü zaten kampa gidiyorsan hayatımıza fazla fazla girmiş maksimumlardan kurtulup, kafa dinlemek için gidiyoruz. evinde masanda duran macbook kamp çadırında da olacaksa ne anlamı var? al eline kağıdı kalemi, yap edebi üretimini (üstteki entrye ithafen). evde temize geçersin.
Bir arkadaşımı gördüm geçenlerde. Kampa gidecek ve öylesine heyecanlı ki. İnanılmaz bir maceraya atılacağım, 3 gün evden uzakta vahşi doğada yaşayacağım diyor. Bende meraklıyım kurcaladım biraz ne var ne yok diye.
bmw 1200 gs adventure (3 tane full dolu yan ve üst çanta), husky çadır, husky anapurna uyku tulumu, şişme yatağı zira öyle, termos stanley, içinde hala sıcak çayı. sonra soğutucu portatif buz dolabı. Bıçağı, testeresi, baltası zaten 500 liradan fazla. çeşit çeşit bilimum yiyecekler. Izgara teli, tavası,tenceresi,tabağı, kaşıt,çatal,bıçak... el feneri,çadır feneri,kitap okuma tableti,laptop'ı,mark3'ü,kulaklığı,mp3'ü vs vs.. Daha sayamayacağım o kadar çok şey var ki. Bir tek bana mı öyle geliyo bilmiyorum ama bu tarz bir kamp ruhu, kamp ruhu değildir. Herşey minumumlardayken daha çok zevk almaz mı insan? Çoğumuz öyle bir kamp çantası hazırlıyoruz ki sanki savaşa gidecekmişiz gibi. Bir tek ben mi böyle düşünüyorum yoksa?
Ankara.
Şuanda ikinci satırı yazıyor olmamın sebebi, entry'nin 10 karakterden fazla olması gerektiğinden. Sanırım 10 karakteri az önce tamamladım.
Biraz gezgin, çoğunlukla bir survival film olan jungle'ıda eklemek lazım. 3 tane sırtçantalı gezginin bolivya ormanlarında ki maceralarını anlatıyor ve 2017'nin filmi.
Yukarıda bir arkadaşım çok güzel söylemiş. Zenginsen Türkiye diye.
Evet tamamen katılıyorum ve ekliyorum. zenginsen türkiye, fakirsen amerika.