#tüm antabuse başlıkları

tarihe lale çılgınlığı olarak geçen, 1637 yılından sonra hollanda'da tarihin ilk finans balonunu çıkaran çiçek soğanı türüdür.

bundan şaşalı osmanlımız da nasiplenmiş ve 1718 pasarofça anlaşması - 1730 patrona halil isyanı arasını lale devri olarak geçirmiştir.

(modern bitcoin çılgınlarına duyurulur) ey lale sen nelere kadirsin!
fransız melankolik edebiyatçı/şair.
şiirlerindeki esinti öyle güzeldir ki kendinizi kaptırırsanız, vay be ne kafalar varmış diye düşünür halde bulursunuz kendinizi.
paris sıkıntısı ve kötülük çiçekleri önemli eserleri arasındadır ve maalesef erken yaşta kaybettiğimiz ustalardandır.
tev olarak da bilinen kurum.
öyle saygın bir kurumdur ki gerek başarı bursu sağlaması olsun gerek üstün zekalı çocukların teşhisi ve eğitimi olsun, abuk eğitim sistemimizde iyi şeyler de oluyor dedirtir.
kendilerinden yaklaşık 5 sene burs almış biri olarak şükranlarımı sunmayı borç bilirim.
ankara büyükşehir belediyesi'nin aldığı karardan sonra acilen gündeme gelen konudur. sosyal medyada yankı bulmuştur ve imza kampanyası başlamıştır.

kampanya linki

ey gezgin sen de bir imza ver!
öncelikle başlığın aslı, market alışverişlerinde, market kartını çıkarmak yerine cep telefonu numarasını söyleyen insan olacaktı, malum karakter sınırı.
şahsi fikrim nereden baksan tutarsızlık nereden baksan ahmakça davranış biçimidir. memlekette kişisel bilginin korunmasına yönelik 6698 sayılı kanunda bile, kişisel bilginin önemine defalarca vurgu yapılmasına rağmen hiç önem atfedilmeyip kasiyer kart sorduğunda patır patır telefon bilgisinin söylenmesi tarafıma anlamsız gelmektedir.
hayır bunu kadını da erkeği de yapıyor. normal hayatta bu insanlardan telefon numarasını istemen halinde karakolluk olacağına eminim.
geçtiğimiz günlerde ırak'ta olan 7.3 şiddetindeki depremden sonra tekrar akıllara düşen olası depremdir.

malumunuz gölcük depremi'nden sonra bu konu acaba ne zaman olacak diye her bir jeofizik uzmanının tv programlarında boy gösterdiği fakat bilhassa kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçmesiyle "oh kurtulduk şu meretten" diye insanların kulaklarının üstüne yattığı bir hale bürünmüştür.

bununla beraber, her evde en azından minmum düzeyde farkındalık yaratmak gayesiyle bir deprem çantası bulunması, yatak odasında (yatağın yanında olursa daha güzl olur) içme suyu, düdük vb. bulunması, aile bireyleriyle cep telefonları operastörleri çalışmayacağı için bir toplanma alanı belirlenmesi gerekmektedir.

allah esirgesin deriz o ayrı mesele tabii de unutmamak lazım gelen şey depremin değil binanın öldürdüğüdür.
fareler ve insanlar, iki kafadarın iş bulmak için yaptıkları serüveni işleyen john steinbeck'in okuması gayet keyifli romanıdır.

geçen zaman içinde sinema filmi de çekilmiş ve tiyatroya da oyun olarak konmuştur. yakın zamanda sergilenen tiyatrosunda da "biri bizi gözetliyor" izlemiş nesilin yakından tanıyacağı murat makar bulunmaktadır. tabi gönüllerde hala "01 murat" olarak yer almaktadır.

izleyin izlettirin efendim, tiyatrodur iyidir.
frank sinatra'nın en güzel şarkısıdır.
amerikalıların burbon içip içip dinlediğini ve dillerinde de bu şarkıyı tutturduklarını hayal ediyorum.
şarkı sözleri ile vurgu dolu olmasının dışında, andre rieu'nun da orkestrasında klasik müzik olarak çalınmaktadır. klasik müzik severlere tavsiye edilesidir.