#tüm antabuse başlıkları
özet: 19-26 aralık 1978 tarihleri arasında vuku bulmuş, resmî kaynaklara göre 100, resmî olmayan kaynaklara göre 500'e yakın alevinin evlerinin işaretlenerek öldürüldükleri elim olay.
olay öncesinde ve sonrasında dikkat çeken ayrıntılar şöyledir:
- maraş dolaylarındaki köylerdeki yaşayan fakir, eğitimsiz ve muhafazakar kitle,
- alevi kökenli kitlenin pamuk ekimi yapması ve zenginleşmesi,
- alevilerin bu zenginleşme ile toplum içerisinde (kendilerince rahat yaşam tarzı ile) daha fazla dikkat çekmesi,
- milliyetçi cephe (mc) hükümetleri,(bunlardan iki tane kurulmuştur)
- maraş dolaylarında katliam öncesi ortalama üzeri milli piyango satıcısı olması,
- (bu kadar milli piyango satıcısı sonucu - tahmin etmesi zor değil) alevilerin evlerinin işaretlenmesi,
- olaylar öncesi perşembe günü öldürülen alevi öğretmenin cenazesinin kasıtlı şekilde cuma öğle saatine ertelenmesi(bu sayede cumadan çıkan kitle saldırıya geçecektir),
- (ne tesadüf!) bazı kişilerin harekete geçen kitleleri saldırı için alevi evlerine yönlendirmesi,
- süleyman demirel'in "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz" çıkışı ile katliamı savunması,
- katliamda tetikçi olan bir "ülkücü" bıyıklının itirafları(bunu devletten destek almadan yapmış olmamızı aklın kesiyor mu?),
...bu böyle uzar gider. "şanlı" tarihimiz böyle "ufak tefek!" karanlık girişimlerle doludur.
aklıma gelmişken buraya kadar okuyanlara bonus: "maraş katliamında duvara yapışmış halde bulunan cenin"
olay öncesinde ve sonrasında dikkat çeken ayrıntılar şöyledir:
- maraş dolaylarındaki köylerdeki yaşayan fakir, eğitimsiz ve muhafazakar kitle,
- alevi kökenli kitlenin pamuk ekimi yapması ve zenginleşmesi,
- alevilerin bu zenginleşme ile toplum içerisinde (kendilerince rahat yaşam tarzı ile) daha fazla dikkat çekmesi,
- milliyetçi cephe (mc) hükümetleri,(bunlardan iki tane kurulmuştur)
- maraş dolaylarında katliam öncesi ortalama üzeri milli piyango satıcısı olması,
- (bu kadar milli piyango satıcısı sonucu - tahmin etmesi zor değil) alevilerin evlerinin işaretlenmesi,
- olaylar öncesi perşembe günü öldürülen alevi öğretmenin cenazesinin kasıtlı şekilde cuma öğle saatine ertelenmesi(bu sayede cumadan çıkan kitle saldırıya geçecektir),
- (ne tesadüf!) bazı kişilerin harekete geçen kitleleri saldırı için alevi evlerine yönlendirmesi,
- süleyman demirel'in "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz" çıkışı ile katliamı savunması,
- katliamda tetikçi olan bir "ülkücü" bıyıklının itirafları(bunu devletten destek almadan yapmış olmamızı aklın kesiyor mu?),
...bu böyle uzar gider. "şanlı" tarihimiz böyle "ufak tefek!" karanlık girişimlerle doludur.
aklıma gelmişken buraya kadar okuyanlara bonus: "maraş katliamında duvara yapışmış halde bulunan cenin"
bundan yıllar sonra sözlükte görüp de "aah ah, yıllar önce bunu yapmayı hayal ediyormuşum demek" diyeceğim hayalimdir.
(başımı sokabileceğim ve ev sahipleriyle uğraşmayacağım) bir ev sahibi olmak istiyorum! evet vizyonsuzum belki ama hayalim bu.
(başımı sokabileceğim ve ev sahipleriyle uğraşmayacağım) bir ev sahibi olmak istiyorum! evet vizyonsuzum belki ama hayalim bu.
boris vian ve john steinback'in eserlerinden kopyala yapıştır yapılmış ve sahneye konulmuş kaliteli bir tiyatro oyunu.
geçtiğimiz hafta sonu itibariyle fatih reşat nuri güntekin sahnesinde (unkapanı) izlediğim harikulade oyun. detaylara gelecek olursak;
- metin çok iyi kurgulanmış ve sonuçlanmış. arada şu da olsa bu da olsa diyeceğim hiçbir şey bulamadım.
- sahne, konsepte özenle uydurulmuş ve bilhassa asılı botlar tek kişilik oyunun ne denli kalabalık olduğu duygusunu oluşturmuş.
- mert turak'ı daha önce sahnede izlememiş biri olarak kendisinden özür dileyerek başlamak istiyorum. böyle bir performans olamaz, birden fazla karakter bu kadar güzel canlandırılamaz! mest oldum, kafaca savaşa gittim geldim! helal olsun, yolun da sonuna kadar açık olsun!
- negatif eleştiriyi tabii ki sona sakladım: ey bir grup akılsız istanbul şehir tiyatroları sahne seyircisi, bir kere de telefonun çalmasın ya da oynama şununla ki ışığı gözümüzü almasın, arkadaşınla da oyunun kritiğini oyundan sonra yap! bunu da öğrenmeniz için illa fırça mı atmak gerekiyor size?
özetle bu tek perdelik oyun, "bak işte ben bu oyuna giderim!" dedirtecek bir oyundur, tavsiye edilesidir
geçtiğimiz hafta sonu itibariyle fatih reşat nuri güntekin sahnesinde (unkapanı) izlediğim harikulade oyun. detaylara gelecek olursak;
- metin çok iyi kurgulanmış ve sonuçlanmış. arada şu da olsa bu da olsa diyeceğim hiçbir şey bulamadım.
- sahne, konsepte özenle uydurulmuş ve bilhassa asılı botlar tek kişilik oyunun ne denli kalabalık olduğu duygusunu oluşturmuş.
- mert turak'ı daha önce sahnede izlememiş biri olarak kendisinden özür dileyerek başlamak istiyorum. böyle bir performans olamaz, birden fazla karakter bu kadar güzel canlandırılamaz! mest oldum, kafaca savaşa gittim geldim! helal olsun, yolun da sonuna kadar açık olsun!
- negatif eleştiriyi tabii ki sona sakladım: ey bir grup akılsız istanbul şehir tiyatroları sahne seyircisi, bir kere de telefonun çalmasın ya da oynama şununla ki ışığı gözümüzü almasın, arkadaşınla da oyunun kritiğini oyundan sonra yap! bunu da öğrenmeniz için illa fırça mı atmak gerekiyor size?
özetle bu tek perdelik oyun, "bak işte ben bu oyuna giderim!" dedirtecek bir oyundur, tavsiye edilesidir
hiç beklenmeyen bir sonla biten filmlerdir. adeta penaltıda ters köşeye atlayan kaleci etkisi yaratır.
konuyla ilgili en sevdiğim film başrollerinde kevin spacey ve kate winslet'ın oynadığı the life of david gale filmidir. (filmin türkçesi yaşamla ölüm arasında'dır.)
izlemeyen arkadaşlara şiddetle tavsiye edilir.
konuyla ilgili en sevdiğim film başrollerinde kevin spacey ve kate winslet'ın oynadığı the life of david gale filmidir. (filmin türkçesi yaşamla ölüm arasında'dır.)
izlemeyen arkadaşlara şiddetle tavsiye edilir.
düşük faiz üreten para biriminden borçlanıp, yüksek faiz veren para birimine geçiş yapılmasını amaçlayan yatırım politikasıdır.
nasıl oluyor derseniz, bir japon ya da abd vatandaşı, kendi ülkesinde sıfıra yakın faiz oranlarından kredi çekebilir ve sonrasında türk lirasına yatırıp faiz kazancı elde eder. sonrasında çektiği krediyi ödemek için parayı tekrar kendi para birimine çevirir ve arada kalan fark da "carry trade" karı olur. buradaki risk ise tl'nin diğer para birimleri karşısında sert hareketle devalüe edilmesi riskidir. (dolar 3.90'ken bu hareketi yapıp, 3.44'te çıkarsanız gibi örneklerden söz ediyorum.)
ülkemizde sürekli faiz ile ilgili atıp tutan politikacıların, büyümeyi kuvvetlendirme uğruna verdiği teşviklerle enflasyon artışı da eklenince eninde sonunda düşülen açmaz bu olmaktadır. faiz lobisi diye "fiili" olarak bir grup zaten gelen iktidarın öncesinde de sonrasında da bulunmaktaydı.
son söz: popülist politikalar ile gündemi meşgul edenlerin, aldığı iktisadi kararların rasyonelliğini tartışmayanların sonu bu olur.
nasıl oluyor derseniz, bir japon ya da abd vatandaşı, kendi ülkesinde sıfıra yakın faiz oranlarından kredi çekebilir ve sonrasında türk lirasına yatırıp faiz kazancı elde eder. sonrasında çektiği krediyi ödemek için parayı tekrar kendi para birimine çevirir ve arada kalan fark da "carry trade" karı olur. buradaki risk ise tl'nin diğer para birimleri karşısında sert hareketle devalüe edilmesi riskidir. (dolar 3.90'ken bu hareketi yapıp, 3.44'te çıkarsanız gibi örneklerden söz ediyorum.)
ülkemizde sürekli faiz ile ilgili atıp tutan politikacıların, büyümeyi kuvvetlendirme uğruna verdiği teşviklerle enflasyon artışı da eklenince eninde sonunda düşülen açmaz bu olmaktadır. faiz lobisi diye "fiili" olarak bir grup zaten gelen iktidarın öncesinde de sonrasında da bulunmaktaydı.
son söz: popülist politikalar ile gündemi meşgul edenlerin, aldığı iktisadi kararların rasyonelliğini tartışmayanların sonu bu olur.
abd profesyonel basketbol ligi demektir. hatta bir nevi basketbolseverlerin buluşma noktasıdır. burası sahibi de olan bir şirkettir, devlete veya federasyona bağlı değildir. (mesela david stern diye bir sahibi vardı, 30 yıl bu görevi yürüttü.)
(bilgisi olmayanlar için) abd basketbol liginde 15'i doğu eyaletleri ve 15'i batı eyaletleri olmak üzere 30 takım bulunur. takımlar kendi konferanslarındaki ve diğer konferanslardaki takımlarla toplam 81 maç yapar. (hatta doğu ve batı konferansları da kendi içlerinde ayrılır, güneybatı vb. gibi)
toplam 81 maç sonucunda galibiyet mağlubiyet oranına göre kendi konferansındaki ilk 8 takım play-off oynamaya hak kazanır. play-off eşleşmeleri 1. takım 8. takım ile 2. takım 7. takım ile 3. takım 6. takım ve son olarak 4. takım 5. takım ile eşleşir. burada daha çok galibiyet yüzdesine sahip takıma kattığı şey saha avantajı elde etmesidir. bunun dışında bir avantaj sağlamamaktadır.(iki takımın arasındaki maçlar da önemsizdir)
play-off eşleşmelerinde seride 4 galibiyet elde eden bir üst tura yükselir. bir üst turda da karşılaşacağı rakipten normal sezonda daha fazla galibiyet yüzdesine sahip takım saha avantajını elde eder. yine 4 galibiyet elde eden bir üst tura yükselir ve bu sıralama konferans birincisi elde edilene dek devam eder.
konferans birincileri de finallerde karşı karşıya gelir. senenin şampiyonu da doğu ve batı konferans birincilerinin müsabakaları sonucunda belirlenir.
avrupa basketbolundan farklılıkları ise aşağıdaki gibidir:
- maçlar 48 dakikadır.
- bir oyuncu 6 faul alırsa oyun dışında kalır.
- kullanılan mola süreleri sabit olmayıp 20 saniyelik molalar da kullanılabilir.
- bir oyuncu maç devam ederken de mola alabilir.
- (her ne kadar yazılı olmasa da) hakemler hatalı yürüme çalma konusunda isteksizdir. bir maçta steps çalınmadan maç sonuçlanmış olması pek mümkündür. (topu bir oyuncunun panyaya çarptırıp smaçlaması normalde hatalı yürümedir.)
- teknik faul yerine "flagrent faul" kullanılır. itiraz sebebiyle çalınır ve bu faulün cezası avrupa basketbolundan farklıdır. (sadece 1 serbest atışı, top kullanım hakkı yoktur.)
- açık patika faulü tabiri bulunur. burada hızlı hücumu kesmek için yapılan "yugoslav" faulü, eğer sayı için giden oyuncunun önü açıksa farklı cezalandırılır. (serbest atış+top kullanım hakkı)
- top oyuna girmeden faul yapılırsa cezası farklıdır. (serbest atış+top kullanım hakkı)
- (bir oyun kuralı olmasa da) nba'de oyuncu takası yapılması daha yaygındır. neredeyse hiç bonservis bedeli ödenmez, ağırlıklı takımlardaki oyuncular ve kolejden gelecek seçim hakları kulüpler arasında değiştirilir.
son olarak takımlar arası uçurumun azalması için galibiyet mağlubiyet oranı daha az takım kolejlerden gelecek oyuncular için yapılan seçimde daha üst sıralardan tercih hakkı sahibi olabilmektedir. bu doğrudan sonuncu ilk oyuncuyu alacak seklinde olmamaktadır. bunun yerine her takıma bir tercih oranı verilmekte ve bir "lottery" vasıtası ile sıralama belirlenmektedir.
(örneğin los angeles lakers geçen seneyi 15. yani son sırada kapadı ve ona bitirdiği sıraya göre bir seçim hakkı sunuldu. onlar da seçimlerinde lonzo ball'u tercih ettiler)
(bilgisi olmayanlar için) abd basketbol liginde 15'i doğu eyaletleri ve 15'i batı eyaletleri olmak üzere 30 takım bulunur. takımlar kendi konferanslarındaki ve diğer konferanslardaki takımlarla toplam 81 maç yapar. (hatta doğu ve batı konferansları da kendi içlerinde ayrılır, güneybatı vb. gibi)
toplam 81 maç sonucunda galibiyet mağlubiyet oranına göre kendi konferansındaki ilk 8 takım play-off oynamaya hak kazanır. play-off eşleşmeleri 1. takım 8. takım ile 2. takım 7. takım ile 3. takım 6. takım ve son olarak 4. takım 5. takım ile eşleşir. burada daha çok galibiyet yüzdesine sahip takıma kattığı şey saha avantajı elde etmesidir. bunun dışında bir avantaj sağlamamaktadır.(iki takımın arasındaki maçlar da önemsizdir)
play-off eşleşmelerinde seride 4 galibiyet elde eden bir üst tura yükselir. bir üst turda da karşılaşacağı rakipten normal sezonda daha fazla galibiyet yüzdesine sahip takım saha avantajını elde eder. yine 4 galibiyet elde eden bir üst tura yükselir ve bu sıralama konferans birincisi elde edilene dek devam eder.
konferans birincileri de finallerde karşı karşıya gelir. senenin şampiyonu da doğu ve batı konferans birincilerinin müsabakaları sonucunda belirlenir.
avrupa basketbolundan farklılıkları ise aşağıdaki gibidir:
- maçlar 48 dakikadır.
- bir oyuncu 6 faul alırsa oyun dışında kalır.
- kullanılan mola süreleri sabit olmayıp 20 saniyelik molalar da kullanılabilir.
- bir oyuncu maç devam ederken de mola alabilir.
- (her ne kadar yazılı olmasa da) hakemler hatalı yürüme çalma konusunda isteksizdir. bir maçta steps çalınmadan maç sonuçlanmış olması pek mümkündür. (topu bir oyuncunun panyaya çarptırıp smaçlaması normalde hatalı yürümedir.)
- teknik faul yerine "flagrent faul" kullanılır. itiraz sebebiyle çalınır ve bu faulün cezası avrupa basketbolundan farklıdır. (sadece 1 serbest atışı, top kullanım hakkı yoktur.)
- açık patika faulü tabiri bulunur. burada hızlı hücumu kesmek için yapılan "yugoslav" faulü, eğer sayı için giden oyuncunun önü açıksa farklı cezalandırılır. (serbest atış+top kullanım hakkı)
- top oyuna girmeden faul yapılırsa cezası farklıdır. (serbest atış+top kullanım hakkı)
- (bir oyun kuralı olmasa da) nba'de oyuncu takası yapılması daha yaygındır. neredeyse hiç bonservis bedeli ödenmez, ağırlıklı takımlardaki oyuncular ve kolejden gelecek seçim hakları kulüpler arasında değiştirilir.
son olarak takımlar arası uçurumun azalması için galibiyet mağlubiyet oranı daha az takım kolejlerden gelecek oyuncular için yapılan seçimde daha üst sıralardan tercih hakkı sahibi olabilmektedir. bu doğrudan sonuncu ilk oyuncuyu alacak seklinde olmamaktadır. bunun yerine her takıma bir tercih oranı verilmekte ve bir "lottery" vasıtası ile sıralama belirlenmektedir.
(örneğin los angeles lakers geçen seneyi 15. yani son sırada kapadı ve ona bitirdiği sıraya göre bir seçim hakkı sunuldu. onlar da seçimlerinde lonzo ball'u tercih ettiler)
iş hayatımdaki başarısızlıklarımdan sonra özel hayatımın da buna eklenmesiyle yetti artık dediğim şeydir.
git be kardeşim, allah'ından bulasın!
git be kardeşim, allah'ından bulasın!
bir çeşit bedava kazanabileceğiniz altcoin.
ilk girişte bedava 100 vtc veriyorlar bu da yaklaşık bir ay içinde kripto para hesabınıza geçiyor. (100 vtc şu anda 42.34 amerikan doları)
taş atmadan, kolum yorulmadan, parasıyla girmeden vitcoin kazanmak için şuradan giriş yapabilirsiniz.
vtc ile vadeli gibi para kazanma yolları vesaire de var da onları hiç anlatmaya gerek yok. üye ol, login ol paranı al kardeşim.
not: bitcoin ve yatırım tavsiyesi değildir, bedava olmasa zaten parmağımı kımıldatmam diyen kişi tavsiyesidir.
editcan: sitenin scam olduğuna dair fazlasıyla yazılan çizilen bulunuyor. ücretsiz giriş yapmanın dışında bir şey yapmazsanız sorun bulunmuyor.
ilk girişte bedava 100 vtc veriyorlar bu da yaklaşık bir ay içinde kripto para hesabınıza geçiyor. (100 vtc şu anda 42.34 amerikan doları)
taş atmadan, kolum yorulmadan, parasıyla girmeden vitcoin kazanmak için şuradan giriş yapabilirsiniz.
vtc ile vadeli gibi para kazanma yolları vesaire de var da onları hiç anlatmaya gerek yok. üye ol, login ol paranı al kardeşim.
not: bitcoin ve yatırım tavsiyesi değildir, bedava olmasa zaten parmağımı kımıldatmam diyen kişi tavsiyesidir.
editcan: sitenin scam olduğuna dair fazlasıyla yazılan çizilen bulunuyor. ücretsiz giriş yapmanın dışında bir şey yapmazsanız sorun bulunmuyor.
logosunda anahtar olan ve efes biracılık ve malt sanayi tarafından üretilen bira markası. alkol oranı pek çok bira gibi %5.
ilk defa biraz önce denedim, bence tadı güzel değil, bira değil bilakis gazoz gibi. (ortalama bir biradan daha çabuk köpürmesinden dolayı sevmemiş de olabilirim) bira sevmeyen/ortamlarda içmek zorunda olan kişiler için uygun olabilir.
ilk defa biraz önce denedim, bence tadı güzel değil, bira değil bilakis gazoz gibi. (ortalama bir biradan daha çabuk köpürmesinden dolayı sevmemiş de olabilirim) bira sevmeyen/ortamlarda içmek zorunda olan kişiler için uygun olabilir.
kendisine has bir mayayla hazırlanan, ekşimsi, tadı biraz ayranı andıran içecek. mide dostu olduğu söylenir. hatta bir mide doktorundan duyduğuma göre mideye en iyi gelen süt ürünü budur.
çok çeşitli olmasa da marketlerde satılan 2-3 marka bulunmaktadır. tabii en iyisi kendi kefirin kendin hazırlamandır. ilgilenenler için tarifi şu şekildedir:
- öncelikle küçük bir silgi büyüklüğünde ve formunda kefir mayası aktardan tedarik edilir.
- 1 lt tercihen günlük süt alınır ve maya bu sütün içerisinde atılır.
- tabiri caizse atılan kabın ağzı burnu bağlanır ve 18 ila 24 saat arası ılıman/oda sıcalığı olan ortamda bekletilir.
bu işlem sonucunda kefirinizi elde etmiş olacaksınız. eğer boza kıvamında bir ekşilik arıyorsanız 24 saat, yok ayran gibi daha tatlı olsun derseniz 18 saat ideal sürelerdir.
sonraki süreçte kefir kendi mayasını bırakmaktadır. yani yoğurt mayası gibi yoğurt içerisinde kaybolmamaktadır.
aynı süreci aynı maya ile defa defa tekrarlayabilirsiniz. tadı gerçekten ortalama kefirden çok daha leziz oluyor, ayrıca sadece süt parası verdiğiniz için markette aldığınızdan daha ucuz da oluyor.
işin kolaylığı kefir yaparken süt gibi kaynatıp soğumasını beklemek zorunda kalmıyorsunuz. zorluğu ise mayayı az biraz kefir içinde buzdolabı koşullarında saklamanız ve belirli aralıklarla bu mayayı değerlendirmeniz gerekiyor. (çok sıkışırsanız mayayı yiyebilirsiniz de, zaten maya kefir yaptıkça büyüyor.)
çok çeşitli olmasa da marketlerde satılan 2-3 marka bulunmaktadır. tabii en iyisi kendi kefirin kendin hazırlamandır. ilgilenenler için tarifi şu şekildedir:
- öncelikle küçük bir silgi büyüklüğünde ve formunda kefir mayası aktardan tedarik edilir.
- 1 lt tercihen günlük süt alınır ve maya bu sütün içerisinde atılır.
- tabiri caizse atılan kabın ağzı burnu bağlanır ve 18 ila 24 saat arası ılıman/oda sıcalığı olan ortamda bekletilir.
bu işlem sonucunda kefirinizi elde etmiş olacaksınız. eğer boza kıvamında bir ekşilik arıyorsanız 24 saat, yok ayran gibi daha tatlı olsun derseniz 18 saat ideal sürelerdir.
sonraki süreçte kefir kendi mayasını bırakmaktadır. yani yoğurt mayası gibi yoğurt içerisinde kaybolmamaktadır.
aynı süreci aynı maya ile defa defa tekrarlayabilirsiniz. tadı gerçekten ortalama kefirden çok daha leziz oluyor, ayrıca sadece süt parası verdiğiniz için markette aldığınızdan daha ucuz da oluyor.
işin kolaylığı kefir yaparken süt gibi kaynatıp soğumasını beklemek zorunda kalmıyorsunuz. zorluğu ise mayayı az biraz kefir içinde buzdolabı koşullarında saklamanız ve belirli aralıklarla bu mayayı değerlendirmeniz gerekiyor. (çok sıkışırsanız mayayı yiyebilirsiniz de, zaten maya kefir yaptıkça büyüyor.)