#tüm antabuse başlıkları

kendim için konuşmam gerekirse maske takmak ve egzersiz yapmaktır.

mesafeyi kaybetsem de dışarıda dolaşırken maskemi çıkarmayacağımı tahmin ediyorum.
öncelikle kamu spotu: sigara sağlığa zararlıdır ve bilumum hastalıkların kaynağıdır.

başlığın muhatabı 1966 yapımı, atıf yılmaz'ın yönetmenliğindeki "ah güzel istanbul" filmidir. enikonu başrolleri sadri alışık ve alya algan olduğu yazılsa da iddia gerçek dışıdır. doğrusu; başrolde film boyu bilfiil sadri alışık'ın ağzında duran sigaradır.

sigara, bugün satılmayan "sipahi" markasıdır.
14 şubat "happy valentine's day" ayağına, alınan sözde sevgi göstergesini taşımakla mükellef olan ve bu karakış ortasında bata çıka vazifesini yerine getiren kişidir. ekmek parasını aslanın ağzından alma peşindedir.

gözümde bir jan valjan değilse de modern zamanların kürek mahkumudur. yaradan yardımcısı olsundur.
başlığın uzun hali "türk ceza kanunu'nda kasten veya ihmal suretiyle adam öldürme suçu adında yer alan adam kelimesinin insan olarak değiştirilmesi" olacaktı fakat başlıktaki zincirleme isim tamlaması burdan köye yol olduğundan başlık karakter sınırına takıldı ve olamadı.

"aman be antabuse, buna mı takıldın allahsen" diyenler muhakkak olacaktır, yadsımıyorum. referans aldığım ve odaklanmanızı istediğim nokta, "cinsiyeti" herhangi bir kanun maddesinden çıkarmamız gerektiği.

(daha net anlaşılması açısından) bu başlığın izdüşümü kadın cinayeti oluyor ve esasında cinayete konu bir insan öldürüldüğüne olan dikkatimiz kayboluyor. üzücü olan bir konu ne kadar yaygınlaşırsa ona olan tepki kudretimiz düşüyor ve hatta azalarak bitiyor.

yaşanabilir toplum olma fikrini diri tutmak ve algımızı kırmak adına kanun maddelerinden herhangi cinsiyet ifadesinin kaldırılmasının bir başlangıç olabileceği düşüncesini taşıyorum.

bu bir öneridir, unutmayalım ki himalayalardaki bir kelebeğin kanat çırpması san francisco'da tornado çıkarabilir.
vapurdan simitle beslediğimiz martının aslında etçil (et yiyerek beslenen/etobur) canlı olması gerçeğidir. hayvan aç kalınca sizin attığınız herhangi bir besini tabii yiyebilir. bu onun doğasının taşfırın simit yemek olduğu anlamına gelmemektedir.

kaldı ki yapılan araştırmalar martıların midelerinde çokça miktarda plastik olduğunu göstermektedir. bu da insanlık olarak toplamasını beceremediğimiz ve sağa sola savurduğumuz plastiklerin doğaya verdiği zararın sadece bir örneğidir. bu sebepten bir süre sonra da martıların nesli tükenme tehdidi vs oluşursa hiç şaşırmam.
anlaşılmaz ve onulmaz durumdur. içimizdeki bir yaradır mütemadiyen kanar durur ve bu durum n'açar bir sürek avıdır.

yazıyla ve rakamla (üç - 3) günlük dünyada sözde şahsi menfaat için amansız tartışmalar, yenilen sağlam kazıklar. ha bir de kaçan uykular ve sabahı olmayan geceler...

peki ya kim ne kazandı ve ne oldu sonunda? müthiş bir hiç! ufak hesaplarınla kazandım diyorsan kaybedensin sen de, aferin sana!
flu tv'de razi canikligil ile ilker canikligil'in yaptığı "güle güle trump - amerika günlükleri" başlıklı videonun 7,45'ten sonrasında bahsedilen dolandırıcılık hadisesidir.

olayın özü cem uzan'ın doğrudan donald trump'ı dolandırması değildir. cem uzan'ın motorola'yı tokatlaması suretiyle bir tokatı da vakti zamanında buraya yatırım yapmış olan donald trump'a vurması olayıdır.

iddiaya göre donald trump'ın "ben paramı alırım arkadaş" bahsini sürdürmesine rağmen yıllar süren "libananco davası" sonucunda güç bela hakkını kazanan ülkemizi düşününce olayın pek de mümkün olmadığı öne sürülebilir.

gerçi bu adamlar için böyle montandaki paralar çıtır çerez kalıyor olabilir. zenginin malı züğürdün çenesi dilemması işte.
bertuğ cemil'in 2006 yılında çıkarmış olduğu duygusal tuzaklar albümünde yer alan güzide bir parçadır. ahanda şarkının resmi videosunun linkini de buraya bırakıyorum.

underrated kalmış albümün şarkılarından biridir. bugün itibariyle youtube izlenme sayısının 450 bin küsur olması savımı destekler niteliktedir.

şarkı içerisinde az biraz ergen haykırışları bulunmaktadır. farzı misal;

"ne hain çıktın sen, kalbimden de çık!" kısmı bilfiil atarlı giderli sözler ihtiva ettiğinin nişanesidir.

şarkının bestesi de şarkıcıya ait olduğundan şarkının kalitesinin bu gözle değerlendirilmesinin faydalı olacağı kanısındayım. günümüzde rap çok prim yaptığı için azalarak biten rock müziğe eleştiriler buraya gelebilir, saygı duyarım.
gün içerisinde sıklıkla yaptığımı fark ettiğim eylem. insanlara da bulaşacak bir özellik diye hayıflanıyorum.

bu eylemi yaparken sadece kaş çatma değil esasen yüz kaslarının da kasıldığını fark ediyorsunuz. garip bir durum kaslar sanki kasılsın diye kendimi sıkıyorum. kendimi gevşettiğimde kızgın kumlardan serin sulara atlıyor hissindeyim tabii. (burada oh be dünya varmış geliyor)

3 günlük dünyada ne çok kızacak şeyim ve kafa patlatacak derdim varmış arkadaş.
başlığın tam hali "bir gün öncesinde saray'ın bahçesinde elektrikli otobüs ile gezinti sırasında elektrikli araçlar sektörün geleceği diye demeç veren iktidar partisinin ve ülkenin başkanının ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi elektrikli araçlarda özel tüketim vergisini 4 kat artırması" olacaktı. (bu kadar uzun başlık da çüş deve olurdu zaten)

türkiye'ye özgü bir durumdur, "bu topraklarda vergi yetişir" anlayışı bu düşüncenin temel pirensibini oluşturur. ülkede gelecek görüyor musunuz sorusuna olumlu cevap vermeyi maalesef imkansız hale getirmektedir.

genel anlamda elektrikli araca binmek lüks müdür değil midir inanın bilmiyorum. kyoto protokolüne göre 5 km altında olan her mesafeye yürüyerek gidilmesi salık verilirken bizim milletin bugün her yere şahsi araç ile gitmesi gerçeği bir köşede dursun, elektrikli araç da alsanız gelecekte de terinizin son damlasına kadar vergiye çalışacaksınız mesajı verildiği aşikardır.

son söz: ülkemi seviyorum fakat ülkeme inanmıyorum. bunu bana hissettirenler utansın.