Çin'in Shandong bölgesinde dogum yapan fil, yavrusu dogduktan sonra sahiplenmeyip, yavrusunu ezmeye kalkti. yavru fil ise artik yasadigi olaydan midir yoksa annesi istemediginden midir nedir 5 saat boyunca agladi.

ne bileyim cok duygusalim galiba ama uzuldum. video

Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…

(bkz: melih cevdet anday)

Fenerbahçe'nin şike davaları üzerine iddaları üzerine telegol programında sunuculuk yapan kral adam adnan aybaba abimize aittir.

mevsimden mevsime değişiklik gösterebilir kendileri. en kötü koşulları dikkate alarak yazmaya çalışayım efendim.

yer seçerken, ilk dikkat etmeniz gereken vahşi doğada hayvanların geçiş düzergahına kamp atmadığınızdan emin olmak. Atacağınız yerin zeminine iyi bakmalısınız. Ayakizi görüyorsanız problem vardır. Eğer birsürü çöp görüyorsanız da zaten doğanın en büyük düşmanı insan zaten bölgeyi almıştır.

zemin önemlidir, yazın fırtına ve rüzgar ihtimalinin düşük olduğu zaman, temiz zemin sizin için yeterli olacaktır. zemindeki taşları temizleyip, en güzel manzaralı yere geçebilirsiniz. sabah güneş ışınlarından korunup daha rahat uyuyabilmek için, sabahları gölge olacak yer seçmek mühim. bunu anlamak için, gündüz geldiyseniz saatinize bakın, güneşin batmak için ne tarafa doğru ilerlediğini görün. tam ters istikametten doğacaktır güneş. buna göre ayarlamalısınız çadırı. akşam geldiyseniz, pusula yardımıyla doğuyu bulun, korunaklı yeri doğuyu hedef alarak seçin.

rüzgar var ise, korunmalı biryer bakmaya başlayın. rüzgar ihtimali olan yerde kamp yapıcaksanız, toprak zemin çok önemlidir. çadırınızı en azından 3 tarafı yüksek bir yere kurun. Tüm kazıklarını çakın, rüzgarlık iplerini gerin. rüzgarın şiddetlenmemesi için dua edin. rüzgar bir çadırın en büyük düşmanlarındandır.

yağmuru çok dert etmeyin. yağarsa yapacak birşey yoktur. yağmurluğunuzu açık tutun. umarım çadırınız çift katmandır.

kışın, karın üstüne çadır kurursanız alttan soğuk yersiniz. toprak ve güneş ışığı alan bir yere çadır kurmanız faydanıza olacaktır. kışın kurduğunuz çadır olabildiğince küçük ve en az 4 mevsim olursa daha rahat edersiniz.

kamp kurulacak ortama göre değişiklik gösteren bir seçimdir. öncelikle çadırlar 2,3,4 ve 5 mevsim olmak üzere 4 e ayrılır. 2 mevsim çadırların bir tarafı açık, sadece yaz içindir. çift tenteli çadırların iç tarafı veya sadece 3 tarafı kapalı çadırlar buna örnektir. 3 mevsim çadırlar kış koşullarından korumaya elverişli olmayan çadırlardır. 4 mevsim çadırlar, kış koşulları için üretilmiş çadırlar olup, 5 mevsim çadırlar dağ ve fırtına koşullarına göre üretilmiş, kar etekli çadırlardır.

kampınızı sadece yazın kuracaksanız 3 mevsim bir çadır sizin için yeterli olacaktır. ben her zaman, kötü ihtimalleri de düşünerek çift tente çadırları tavsiye ederim. kışın da kamp atarım derseniz, 4 mevsime doğru yönelmelisiniz ki riskinizi azaltabilesiniz. 5 mevsim çadırlar ev gibidirler zaten, ciddi de pahalıdırlar.

bir çadırın kalitesini, malzemesi ve pollerinden anlayabilirsiniz, ama piyasada çok fazla marka olduğu için kullanıcı yorumlarını okumanızı tavsiye ederim.

çadırın boyutuna gelecek olursak, ufak çadır daha mobil ve daha az yer kaplama avantajıyla yer seçiminizi kolaylaştırır, kışın nefesinizle içeriyi ısıtmanızı kolaylaştırır. büyük çadırlar ise daha konforludur. içeriye rahat rahat yayılabilirsiniz.

2009 ve 2010 yıllarında poem organizasyonun düzenlediği foça ingiliz burnunda yapılan festivaldir. yine klasik festival sorunları dışında ''duş,tuvalet ihtiyaçları'' gerek grup olarak,gerek ise şehir merkezine yakınlığı bakımından o zamanların efsane festivali olmuştur. epica grubunun canlı performansı ve simone simons'u o kadar yakından görmem beni gençlik çağlarımda kendimden geçirmiştir şunuda şuraya ekliyelim teşekkür ederim deyişi . o nasıl bir ses o nasıl bir güzellik yahu, hala daha severim kendisini. konumuza dönersek neden kaldırdılar foça'dan,neden elini çektiler anlam veremediğim organizasyon olmuştur. bilenler bi iletişime geçerse sevinirim.

o zamanların grupları: 2009 grupları - 2010 grupları

Fisherman's bastion altında, tuna nehri boyunca uzanan büyük duvarlar var. Onların üzerine oturup , elinizde içki, parlamento binasinin enfes ışıklı gece atmosferine kendinizi bırakmalısınız.

Paris'te efsanevi olan şey Louvre müzesidir. Paris'i gidip gören, pek de sevmeyen arkadaşlarımın tavsiyesine uyup sadece 2 gün bu şehirde kalabildim. O yüzden Louvre müzesine de 6 saat zaman ayirabildim. 3 katın bir katını ve bir bölümünü ancak gezebildim bu sürede. Buradan tavsiyem, bir şehri yürüyerek keşfetmeyi seven biriyseniz Paris'e kesinlikle daha fazla zaman ayirmalisiniz.

insanı itici kılan şeydir.

bu insanlarla muhabbete oturursunuz, lafı mutlaka gezdiği gördüğü yerlere getirir. mevzu bahis edilen yerleri sizin de gezip görmüş olmanız, benzer maceraları yaşamış olmanız önemsizdir, kişi daima kendinden bahseder, hiç şüphesiz ki en iyi gezen kendisidir, en güzel o gezer. instagram fotolarının altında yol harika, otostop muazzam, seksen beşinci ülkem malezya beni hayal kırıklığına uğrattı, şehirde nasıl yaşıyorsunuz abi yhaaaaa, tarzından ifadeler görmeniz çok olasıdır. ucuza hatta çok ucuza gezdiklerini mutlaka vurgularlar, asla paraları yoktur, çünkü onlar mevcut sisteme başkaldırmış fakir bir hippidir. hiç şüphesiz ellerindeki son model iphonelar anneannelerinin hediyesidir ve yaşlı kadını kırmamak için kabul etmişlerdir. hele bu insanların sosyal medyada 3-5 takipçisi varsa, amaaaaaan, yanlarından geçemezsiniz, siz kimsiniz ki?

kalp kırmayalım, elbette istisnaları hariç tutuyorum.

amsterdam'da tavsiye edilesi hostellardan biri.

personeli güler yüzlü ve yardımsever. konum olarak amsterdam centraale beş dakikada bir ücretsiz kalkan feribotların yanı başında. içerisi sürekli dinamik bir atmosfere sahip. tek sorun sanırım bazı odalarda wifi gücü zayıf.