karadenizli ünlü işadamının kızının ve arkadaşlarının dubai'den dönerken iran semalarında geçirdikleri kazada hayatlarını kaybetme olayıdır. mürettabatta dahil tamamı kadından oluşan uçak düştü ve maalesef hepsi öldü. asıl trajik olan böyle bir kazada ölen gencecik insanların ardından yapılan densiz yorumlardır. vijdanı kör bir millet olduk
kazanın ayrıntılarını şuradan okuyabilirsiniz
kazanın ayrıntılarını şuradan okuyabilirsiniz
"vursa gol olur, vurdu, taç! " şeklinde özetleyebileceğimiz bir maç olacağını düşünüyorum. ilk golü atan kazanır şeklinde düşüncelere boğulsam da, az gollü beraberlik ya da galatasaray galibiyeti muhtemel bence. saydıııım kaç yıl oldu evet..
üniversiteyi staj riski ile uzatma durumum ortayken nasıl bitirdiğimi anlatıyorum dostlar.
Mimarlıkta iki şekilde staj yapılır ; Birincisi ofis stajı ikincisi şantiye stajı toplamda 60 gün tamamlanır.Okuduğum okul yeni açılması sebebi ile 23 günlük yaptığım ofis stajını transkiripe 40 gün olarak işlemiştir.Bende ne olur ne olmaz gibisinden aldığım onaylı transkiribimi saklamaktayım, tek ders sınavına kalana kadar hesablarıma göre stajımı tek ders sınavını geçtikten sonra vericektim.İşler yolunda gitmedi dördüncü sınıfta tek ders sınavına çalışırken hocamızın beni çağırması ve sınava giremessin eksik olan 20 günlük stajını getir demesi üzerine koşuştrarak stajımı yaptığım şirkete gidip alıp geldim.Stajı teslim ettikten sonra tek ders sınavına girebildim ve geçtim.Günler sonra urfaya döndüm stajlardan sorumlu hocamız aradı ve sedat senin stajın eksik bulamıyoruz demesi ile dünyam yıkılacakken o an hayatımın kumarını oynayıp zarları attım. Hocam onaylı transkrip var elimde ben stajı yaptım verdim ve siz kaybettiniz dedim.Yoksa nasıl tek ders sınavına girerim ben dedim.
Dipnot:N.Ş.A 'da toplamda 23 +20=43 gün staj yaptım.Ama 60 sayıldı.
Dipnot2: Zarlar düşeş geldi mezun oldum.
Mimarlıkta iki şekilde staj yapılır ; Birincisi ofis stajı ikincisi şantiye stajı toplamda 60 gün tamamlanır.Okuduğum okul yeni açılması sebebi ile 23 günlük yaptığım ofis stajını transkiripe 40 gün olarak işlemiştir.Bende ne olur ne olmaz gibisinden aldığım onaylı transkiribimi saklamaktayım, tek ders sınavına kalana kadar hesablarıma göre stajımı tek ders sınavını geçtikten sonra vericektim.İşler yolunda gitmedi dördüncü sınıfta tek ders sınavına çalışırken hocamızın beni çağırması ve sınava giremessin eksik olan 20 günlük stajını getir demesi üzerine koşuştrarak stajımı yaptığım şirkete gidip alıp geldim.Stajı teslim ettikten sonra tek ders sınavına girebildim ve geçtim.Günler sonra urfaya döndüm stajlardan sorumlu hocamız aradı ve sedat senin stajın eksik bulamıyoruz demesi ile dünyam yıkılacakken o an hayatımın kumarını oynayıp zarları attım. Hocam onaylı transkrip var elimde ben stajı yaptım verdim ve siz kaybettiniz dedim.Yoksa nasıl tek ders sınavına girerim ben dedim.
Dipnot:N.Ş.A 'da toplamda 23 +20=43 gün staj yaptım.Ama 60 sayıldı.
Dipnot2: Zarlar düşeş geldi mezun oldum.
Bolu'nun yeşilliklerle dolu ilçesidir. elması çok meşhurdur. gezginler tarafından çokça bilinmese de tarihi solaklar kaya evleri görülmesi gereken yerler arasındadır. İlçenin geçmişi Hititlere kadar dayanmaktadır.
kıyafetlerini genel olarak beğendim giyim firması. yalnız sanki son zamanlarda kalitesinde bir değişiklik var. en çok sevdiğim mağazası da outlet'i olan taksim'deki şubesi.
Uzaydan bakıldığında gözü andıran yapı, 1965 yılında Gemini 4 astronotları McDivitt ve White tarafından keşfedilmiş. Daha sonra, ilginç şekil astronotlara yön tayin etmede de yardımcı olmuş. 50 km çapındaki ilginç yapıyı yerden fark etmek ise mümkün değil.
"Richat Yapısı" denilen 50 kilometre çapındaki dairesel yapının, önceleri meteor taşının düşmesi sonucu oluştuğu düşünülse de coğrafyacılar tarafından jeolojik zamanda su ve rüzgar erozyonundan oluştuğu belirlenmiş. İlginç yapının yan kısımları, tortul kayaçlardan oluşurken, ortasındaki dairesel yapılar ise 600 milyon yıllık bazalt ve volkanik taşlardan oluşuyor. Ancak yapının neden dairesel bir şekil aldığı ise gizemini koruyor.

"Richat Yapısı" denilen 50 kilometre çapındaki dairesel yapının, önceleri meteor taşının düşmesi sonucu oluştuğu düşünülse de coğrafyacılar tarafından jeolojik zamanda su ve rüzgar erozyonundan oluştuğu belirlenmiş. İlginç yapının yan kısımları, tortul kayaçlardan oluşurken, ortasındaki dairesel yapılar ise 600 milyon yıllık bazalt ve volkanik taşlardan oluşuyor. Ancak yapının neden dairesel bir şekil aldığı ise gizemini koruyor.

kaçırmıyor muyuz bazı şeyleri?
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
söylendikten sonra çılgınca şeylerin yaşanacağını anlayacağınız cümle. tabi nası çılgın şeyler çulsuz birinin eline bir miktar para geçince yapabileceği türden çılgınlık. öyle skydiving yapayım bungee jumping zıplayayım değil tabi olayımız.
instagramda 88 milyon kişinin takip ettiği mankenin aslında standart dümdüz bir kız olması durumudur. çirkin değildir ama çılgın güzel ''waavv'' da değildir.yani ben bizim memleketten binlerce bu güzellikte kız bulurum.