psikolog bluma zeigarnik tarafından keşfedilmiştir. yarıda bırakılan görevler yük olur insana. doğru söylüyor beynimin içinde bir sivrisinek varmışçasına daha fazla yer kaplıyor beynimde, tamamlasam bu kadar düsünmücem
yılın en prestijli ödülleri sahiplerini buldu. hakeden kadar haketmeyen de vardı fikrimce. lakin türk sinemasının unutulmaz çınarlarını görünce hep bir duygusallaşıyorum. kimler geldi kimler geçti... izzet günay'ın bir gençlik fotografına baktım bir de 90 yaşındaki şimdiki haline. zaman acımasız. gerçi adam 90 yaşında olmasına rağmen hem fiziksel hem zihinsel olarak çok iyi görünüyordu. var olsunlar
Dünyanın en prestijli mutfak rehberi olan Michelin Listesi, gastronomi tutkunları için bir nevi lezzet pusulası oluyor. Belki bir gün ailemle arkadaşlarımla Michelin yıldızlı bi’ restoranında yemek yerimm (olamaz mı olabilir)
prenses diana. zarafeti, sıcaklığı ve halkıyla kurdugu güçlü bağ ile hala hepimizin kalbinde bu iyi kalpli bahtsız prenses. kristen stewart ın onu canlandırdıgı filmde ne türlü ruhsal git geller yaşadıgını görüp yalnızlıgını farkedip üzülmüstüm. ancak güzelliğine ve giyimine de hayranım hailey baldwin onun tarzıyla bir dergiye pozlar vermisti. hala modern görünecek bir tarza sahipti.
amerika'lı güreşçi ailesi. hikayelerini anlatan film türkiye'de demir pençe adıyla yayınlandı.

--- spoiler ---


baba fritz von erich'in ogullarını güres kariyerine nasıl bir motivasyon ve hırsla hazırladığını bilmeniz lazım. bu uğurda hepsini de bence harcamış. oğullarına altın kemer kazanmaları uğruna baskı yapıp birinin maç öncesi ölmesine, diğerinin darbeye bağlı travma yasadıktan sonra intiharına, digerinin basarı sarhoşluğu yaşadığı sırada sakat kalmasına sebep olmuştur. bu yüzden 'von erich laneti' olarak anılırlar.
hızın ve azmin kadın temsilcisi :) Türkiye'nin en genç kadın ralli şampiyonu unvanını almıştır. İstanbul kadın pilotlar şampiyonluğunu kazanmıstır. basarılarının devamını dilerimmm
tarihi atmosferiyle nostaljik film deneyimi sunan eski istanbul'u anımsatan beyoğlunun kalbindeki atlas sineması... 1870'lerde inşa edilmiş orada öylece dururken nelere şahitlik etmiştir kimbilir...ne aşklara ne kavgalara ne arkadaşlıklara.
'Buz şehri' daha uçaktan iner inmez buz gibi çarptı yüzüme. -30 derece falan. Eşimle beraber donma tehlikesiyle karşı karşıya kaldık . Ama masal gibi orası ayrı. devasa buz heykellerine bayıldım adeta. sanki animasyon bir filmin içine düşmüşüz gibiydi. rus mutfağıyla çin mutfağını mixlemişler. bir yerde pelmeni varsa diğer yerde baozi vardı.
Günlerdir fokuslanıp araştırdığım ailenin üyesi. eğitimine zaten denecek bir sey yok ama ben asıl tutkusuna tutuldum. bir şeyi bu kadar istemek, göbek bağıyla bağlanmış gibi tekrar tekrar dönmek. çoluk çocuk, eş, akraba görmemek. Sanattan, resimden, tuvalden, fırçadan başka her şeye kör...Kraliçe Elizabeth bizzat sergisine gitmiş. Annesi 'anca mezardan annem çıkarsa sana resim tahsili aldırırım' diyor. O sinirle odaya girip arkasını döndüğünde tuvalin üstünde kızı fahrünnisa tarafından yapılan vefat etmiş annesinin resmini görüyor... Bir nevi çıkmış :)) tokat gibi çarpmış resim tahsiline göndermesi gerektiği...Bu olaydan sonra gönderiyor :) Böylece dünyaca ünlü bir ressam oldufahrünnisa zeyd - balkurabiye-MXpIB
demi moore da margaret qualley de harikaydı. ablalar taş! daha cok görsel şöleninin hatırı olan film.