schonbrunner bahçeleri, st stephen's katedrali, belvedere sarayı, rahtaus gibi popüler mekanları olan orta avrupa şehridir.

viyana yapılan araştırma ve anketlerde çoğu zaman avrupa'nın en yaşanılabilir şehri çıkar. şehirde figlmuller adlı meşhur bir şinitzelci vardır ve bütçeniz uygunsa meşhur şinitzel + patates salatası + büyük bira size yaklaşık 25 euroya mal olmaktadır. çok ekstra bir tadı yok ama istanbul'a gelen turistin sultanahmet köftecisine gitmesi gibi bir şey olarak gördüğümden ben vermiştim.

viyana'da ne yapılır merak ediyorsanız, kısa bir göz atmak için tıklayabilirsiniz.
bu ankara'lının şivesindeki tek istisna değildir. öncelik k ile başlayan kelime ve heceler g ile söylenir. galem guruş gibi ancak bu sadece büyük ünlü uyumuna sahip kelimelerde kullanılır. yani kömür gömür olmaz kötü götü olmaz. ikincisi r ve l ile başlayan cümleler değiştirilir ancak bu genelde yaşlı ankara'lılarda görülür. rüya-ürya recep-ireceb ramazan-ıramazan limon-ilimon gibi. araba istop etti ayrı bir istisnadır. aslında bunlar türkçe'nin bildiğimiz ama kullanmadığımız kurallarıdır. eski insanlar kural mural dinlemeksizin arapçadan girmiş kelimeleri kendi ağızlarına göre uyarlıyorlarmış ama aynı şey neden şimdi yürümüyor anlamıyorum.
sınırları fransa toprakları ile çevrili, akdenize sınırı olan prenslik. kumarhaneleriyle ünlü monte carlo şehrini de içinde bulundurur. ayrıca f1 yarışlarına ev sahipliği yapmaktadır
efenim çok doğru önermedir.

bu önermeyi türkiye ligindeki futbol kulüpleri için örnekleyecek olursak;

eğer bizim liglerin birinde top koşturuyorlarsa pek çok güzel şehirimize deplase olurlar. bunu türkiye içi otostop gibi düşünebiliriz.
(izmir,bursa,gaziantep)

eğer avrupa kupalarına katıldıysalar en kötü ihtimalle iki ülke görürler. maçları kazandıkça göreceği ülkerde farklılık gösterir.bunu interrail olarak düşünelim. (bkz: galatasaray uefa kupası maçları)

milan
bologna
borussia dortmund
real mallorca
leeds united
arsenal

Güzide kulübümüz 2 italya 1 almanya 1 ispanya ve en son 2 ingiltere gezisi yaparak kupayı ülkemize getirmiştir.

eğer birde milli takım oyuncuysanız işte o zaman kıtalararası seyahat başlar. 2 sene de bi avrupa kupası turu 4 sene de birde dünya kupası turu yapabilirler.

eğer başarılı futbolcu olursanız paranız olmasa da dünya turu yapabilirsiniz. buradan türkiyedeki tüm klüblerin yıldız takımlarındaki genç oyuncularımıza sesleniyorum. bakın bu fırsatı bir daha bulamazsınız.

edit : tromso, salzburg, granada, razgrad küçük şehirler. daha da eklerim
sanat,tasarım ve moda şehri olarak bilinen milano, italya'nın kuzeyinde yer alır. görülmesi gerekenler listesinin en başında yer alan (bkz: duomo) katedrali şehrin göbeğinde yer alır
Couchsurfing, insanların birbirine yardım etmesi konsepti üzerine kurulmuş bir konukseverlik ağıdır. Bu ağ vasıtasıyla sizi gittiğiniz yerde ağırlayacak, konaklatacak insanlara bulabilirsiniz.
can sıkıcı olan durumdur.

iki otostop çeken ,
iki ülke gören ,
iki odun kıran kendini gezgin kampçı sanmaya başlamıştır.

gezgin kelimesiyle yapılmayan sıfat tamlaması kalmamıştır. instagramımda her üç istekten ikisinin nickleri gezgin kelimesi içermektedir. bunun dışında kamp,yol ve doğa kelimeleri de çokça kullanılmaktadır. keşke gezginlik kelimesinin sahiplenildiği kadar ruhu da sahiplenilseydi.
Gezgin sözlükteki ilk başlığımın içeriğinde mahlasımın neden Sinekvalesi olduguna dair giriş yapmak istiyorum.

Öncelikle iskambil kartlarının kısa geçmişine değinmek istiyorum.
İskambil kartlarının nerede ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. 7. ve 10. yüzyıllar arasında Çin’de ortaya çıktığı ve 13. yüzyılda Marco Polo tarafından Avrupa’ya getirildiği tahmin ediliyor. Hindistan’dan veya Arabistan’dan geldiğini ileri sürenler de var ama bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı kesin gibi.

O tarihlerde, Fransa’da dört sınıf vardı ve iskambil kağıtlarındaki kupa, maça, karo ve sinek bu dört sınıfı temsil ediyordu.
- Kupa bir kalkanı andıran şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi,
- Maça bir mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu,
- Karo ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtken kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı,
- sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü temsil ediyordu.

Kupa kızı sinekvalesi hikayesini herkes duymuştur ve herkes 21.yüzyılın tamirci çırağı muhabbeti oldugunu düşünüyor ama bence olay öyle degil ilerleyen zamanlarda size asıl hikayeyi anlatmak istiyorum ve şimdilik giriş seviyesi olarak Teoman 'nın o sevdigim parçasının sözlerini sizinle paylaşayım


bir iskambil falinda, çikmistik birbirimize
o güzel kupa kiziydi,
sinek valesiydim bense
geceyarisi o persembe rastladim
köprü üstünde
aglama dedim, o agladi
trabzanlardan indiginde

saçlarin mi islak yoksa islak mi
yasamak dedim
senin için rüzgarda hep yagmur mu var
gözlerin mi daldi yoksa sikildin mi
sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
bir kar tanesi ol, eri agzimda

sirilsiklamdi soyundu, vücuduma dokundu
biraz pürüzlü tenimde yasam
hücrelerimi buldu
mutluydum o uyudu sarildim sayiklarken
tanimadigim o adlari yanimda, çirilçiplak

rüyamda gururluydum, biliyordum diyordum
inanmak lazimmis meger iskambil fallarina
uyandim, bakakaldim, hayali bir parmagin
biraktigi yaziya, pencere caminin bugusuna
hosçakal....