gezgin itiraf
İtiraf ediyorum ki birazcık içimi dökmeye geldim bu başlığa. Biraz mı birazcık mı daha karar veremedim ama neyse. Büyük hayal kırıklığıyla beraber birkaç kaburgam da kırık. göz çukurlarım daha derin, gömülmeyi uman ama yaşamından çok yaşanmamışlıklarıyla toprak üstünde kalan bir kadavra gibiyim. Ölmüşüm ama ağlayan aramamışım ben, bana daha fazla dokunmayın istemişim sadece, dinlenmek istemişim. Oramla buramla daha fazla oynamayın demişim. Kendi zevklerinize ya da bin kez tekrarladığınız cümlelerinize şahit olmaktan bıkmışım. Tamam ben uzanmışım ama beni parça pinçik edin dememişim ki. Beni yanlış anlamışsınız. Beni tanımamışsınız. Sonsuza dek susturduğunuz vicdanınız, yalanlarınızla amacınız kafanızın içinde doğurduğunuz binlerce aç tilkiye yem bulmakmış. ellerinizi bembeyaz havlulara silerken yıkamak aklınıza bile gelmemiş. Ya da işinize mi gelmemiş? Ya da canınız mı öyle istemiş? Ya da kimse size canın cehenneme dememiş ondan mı? Ya da hepsi. Size acıyorum. İyi ve güzel olan ne varsa o değilsiniz olamayacaksınız da. ve koca uzayda dünyanın bit kadar bile olmadığı gerçeğiyle bir de sizin boktan kibriniz hiçbir zaman olmazı olduramayacak.
bir kere caddebostanda tuvalet bulamayınca kimse görmesin diye teknelerin olduğu bir kısım vardı duvardan atlayıp indim pantolonumu indirdim ve o sırada dobermanla göz göze geldim. Hayatımda hiç bu kadar yükseğe zıpladığımı hatırlamıyorum. Son anda kurtuldum popomdan ısırıyordu . İşin üzücü tarafı işeyemedim.
saat olmuş gece 2.20 ben fulbright için essay yazıyorum. sabaha kadar 8 essay yazmam gerekiyor. sadece 2 tane yazdım onlar da yarım yamalak. sabah 2 finalim var ama umrumda değil. hiçbir şey umrumda değil aslında.
belki burs çıkar da yeni bir hayata başlarım diye düşünüyorum. kimseyi tanımadığım, kimsenin de beni tanımadığı yeni, sakin bir hayat...
bir umut işte kim bilir?
belki burs çıkar da yeni bir hayata başlarım diye düşünüyorum. kimseyi tanımadığım, kimsenin de beni tanımadığı yeni, sakin bir hayat...
bir umut işte kim bilir?
hiçbir şey keyif vermemekle birlikte, yarına dair hiç bir merakım ve umudum kalmadı. ne için yaşayıp ne uğruna çabaladığımızı düşününce, elle tutulur hiçbir bok çıkmıyor karşıma.
patronlarımız daha çok kazansın, çocukları istediği kızla sevişip istediği arabaya binebilsin, eşleri şanzelize'den aldığı parfümle arkadaşlarına hava atabilsin diye ekstra çaba sarf ediyoruz. sonra onların hayatına bakıp mastürbasyon yapıyoruz.
sadece tükenmişlik, hazsızlık, sıkıntı var. bu kutsal üçgen arasında gidip geliyoruz. sonra sorduklarında söylüyoruz;
''life is beatiful''
patronlarımız daha çok kazansın, çocukları istediği kızla sevişip istediği arabaya binebilsin, eşleri şanzelize'den aldığı parfümle arkadaşlarına hava atabilsin diye ekstra çaba sarf ediyoruz. sonra onların hayatına bakıp mastürbasyon yapıyoruz.
sadece tükenmişlik, hazsızlık, sıkıntı var. bu kutsal üçgen arasında gidip geliyoruz. sonra sorduklarında söylüyoruz;
''life is beatiful''