#tüm yoldancikanlar entry'leri

iran' da otostop olayindan sonra turkiye'ye gelince de pul naderem diyesiniz geliyor ilk vakitler, dilinize tuy bitiyor cunku iran' in yerli taksicilerinden bu otostop olayi icin.
bu sorunun cevabi verilmisti gezerken okuyan seklinde ama bence bazen okumak ve gezmek bir anlam ifade etmeyebilir eger kisi bunun felsefesinde icsel degilse ve okumak-gezmek icin okuyup-geziyorsa bir degisimi pek de olmayacaktir . Cunku yolda ne dusunuyor ne hissediyor ne de anliyor.
Gectigimiz Temmuz ayi, beni daha once Israil vizemden dolayi almayan Iran’i pasaportumu degistirerek bu defa ziyaret edebildim. Oncelikle bu yazida Iran’ da gezilmesi ve yapilmasi gereken yerler tadinda bir yazi beklemeyelim, cunku daha cok ne gordum ve hissettim tadinda bir yazi olacaktir.

Oncelikle Iran, Dunya’nin en koklu tarihi mirasina sahip sayili ulkelerinden. Ulkede gezilecek bircok yer var ama benim bu gezimde vaktim Tebriz, Tehran, Isfahan, Sar Agha Seyed koyu, Shiraz, Bushehr ve Yazd’a yetti.

Iran’li insanlar denilince ilk soyleyebilecegim hem nufusun yarisini olusturan Azeri Turkleri olsun hem de Fars’lilar cok ama cok misafirperver olmalari. Oyle ki yeni tanidigin bir insan sana koc kesebiliyor. Seni tanimayan insanlar Turkiye’den oldugunu ogrenince evlerine davet ediyorlar, sattiklari urunun kimi zaman parasini almak istemiyor ya da bir sey ismarlamak istiyorlar.

Turk sarkilari neredeyse her aracta var ve yolda yururken dahi arabalardan Turk sarkilarini duyabiliyorsun. Ibrahim Tatlises ve onun son durumu hala ilgilerini cekiyor, Turk dizileri her zamanki gibi cok cok izleniyor. Turk halki fazlasiyla seviliyor ama devlet yoneticileri pek de sevilmiyor. Konusmalar sirasinda muslumanliktan konu acilip mezhep mevzusu olabiliyor ama rahatsiz edici tek bir konusma olmuyor.

Genel gozlem olarak anliyoruz ki insanlari eger bir konuda zorlarsaniz ters teper, bu yuzden dinde baskasinin inanc bicimini sorgulamamak ve zorlamamak istenilmistir.
Bana diger gezilerimden farkli hissettiren noktasi, kapali oldugumdan oranin yerlisinden bir farkin olmamasi ama tarzinla onlara gore gercekten kapali olman. Yabanci oldugun anlasiliyor ama onlarin algisinda kendi ulkemde acik oldugun dusunuluyor, kapali oldugumu soyleyince garipsiyenler oluyor.

Basina tam anlamiyla kapatan neredeyse kimse yok (carsaf giyinenler kadinlar dahil), Turkiye’de misal bu ortalama kadinlarin yarisi kapali seklinde ise orada yuzde 10 kadar. Kendisini gostermek isteyen kadinlar oldukca dar giyinmekte ve cok agir makyajlar yapmaktadir.

Yolda kadin-erkek ameliyat bandajli bircok kisi gorebiliyorsunuz, estetik ameliyati cok yaygin. Konustugum biri, orada bircok insanin bir dine inanmadigindan bahsetti. Kimse kendi yonetimini de sevmiyor. Icki olarak normal ulkelere gore daha fazla kacak icki oldugunu bir arkadas soylemisti. Gercektende her ne kadar kapali olsan da kadinlardan herkes kapali oldugundan icki ikram etmek isteyenler de cikabiliyor.

Ayrica sohbet ettigim kisilerden edindigim bilgiye gore uyusturucu ve gece partileri de oldukca yaygin. Ambargo uzun yillar etkisini surdurdugunden Tehran haric diger sehirlerde cok yeni modelli arabalar goremiyorsunuz. Deli gibi araba surduklerini ve Istanbul’un trafiginden daha ciddi bir trafige sahip olduklarini soyleyebilirim. Ilginctir Coca Cola ve Fanta gibi urunler oldukca satiliyor.

Yazin gittigimden hava oldukca sicakti ama vakit olmayisindan biraz da vakitsizlikten zorunda kaldim. Yemek olarak genelde etli yemekler yiyorlar. Yemeklerin yaninda ayrica pirinc pilavi cok tuketiliyor. Ayrani naneli iciyorlar. Bizim susamli lavas tarzi unlu mamulumuz onlarin ekmekleri oluyor. Sabah kahvaltilarinda genelde peynir, recel ve krem santi ikilisi cok yeniliyor. Onlarda cayi seviyor ama bizim caya gore daha tadi hafif. Yeme-icme maliyeti Turkiye’ye cok yakin, belki bir tik asagi diyebilirim. Neredeyse her 100 metrede bir cesmeleri var. Aksamlari olarak neredeyse her aile yuruyuse ya da piknik yapmaya cikiyor.

Cuma gunleri her yer kapali oluyor, herkes il disina kaciyor. Tabelalarda bizler gibi cok logo kullanilmamis. Kadinlar ve erkekler otobuslerde ya da metrolarda ayri bolmelerde oturuyor ama karsi cinsin bolmesinde oturmak zorunda kalinca cok buyuk sikinti olmuyor. Metro’larin her duragi sanki pazar alani, her durakta elinde urunleri ile saticilar dolaniyor.

En gelismis ve modern yeri Tehran burada Milad ve Azadi Kulesi, en buyuk carsilardan biri oranin Kapali Carsisi, Tebriz ise herkesin seni anlayabilecegi bir yer, Kapadokya’nin baska versiyonu icin Kendovan’a ugrayabilirsiniz, Isfahan kendi dokusunu koruyabilmis Nakş-ı Cihan Meydanı, Şeyh Lütfullah Camii, Mescid-i Şah, Si-o-se-pol ve Khaju Bridge baslica gezilecek yerleri, Shiraz da ise Irem Baglari, sabahlari renklerin raksettigi Nasir El Mulk camisi, Persepolis, Vekil Pazaridir.

Yazd’da zerdustlerin onceleri akbabalara gozleri yem ettigi sessizlik kulesine benim gibi gidebilirsiniz. Bushehr’ de benim gibi Korfez’e gidip, kiyilari boyunca yol alabirsiniz ama dikkat cok sicak. Bunlarin disinda Palangan gorselleri ile karistirilan Sar Agha Seyed koyune, Isfahan uzerinden Chelgerd yapip sonrasinda hayatimin en unutulmaz ucurumlu ve tas yollarinda 2 saat yol alip baskalarinin catisinin sizin bahceniz oldugu bu guzel koye varabilirsiniz. Ulasima 6 ay acik olan bu koy, tam Dunya’ nin bir ucunda denilebilecek bir yerde.

Kisaca Iran, modern yasantisi olarak kimilerin dedigi gibi kesmeli bicmeli yer degil, ben onyargisiz gittim ama cogu giden arkadasim orada onyargilarini tam anlamiyla yirttilar. Insanlari muhtesem misafirperver. Inanilmaz guzel insanlarla tanistim, yemeklerini tattim, gitmek istedigim yerlere gittim, ertelemedim. Ilk Iran’a giremeyisim sorun olmadi ve en cok da bu huyumu seviyorum, pes etmiyorum ve yasamak istedigimi tadiyorum. Bence dusunen varsa onlar da yol almali.
bazen hayatta oyle bir roller icinde pollyanna'ciligi benimsiyoruz ki kendimizden cok odun veriyoruz. aslinda hayatta varligi sana uzuntu vermekten baska birsey olmayan insanlari cevremizden uzaklastiramiyoruz. bu kisiler ya surekli bizi demoralize ediyor ya da bize karsi verdigimiz degeri bakkal hesabi olarak alacak-verecek hesabi gormedigimiz halde degersizlestiriyor.

ne guzel gunun olur o an yaninda olur, ne kotu gunun olur yaninda olur, ne derdin olur samimiyetini paylasir, ne de seninle bir arkadasca vaktini paylasir. bu arkadas sevgilisinden ayrilir sana kosar, bir derdi olur senden yardim ister, tum vakitsizligin icinde kafasina eser bulusmak ister, eger bir samimi adim gorsen belkide kotu bir arkadas olmadigina kendini inandirirsin.

yani onceden cok duygusal oldugun bu olayda artik torpulendikce mantiksallasirsin ve dersin kimse vazgecilmez olmamali. insan, cok deger verirse degerinden yitirir, bence bu alisveris mantalitesiyle olmamali ama karsindaki insana hak ettigi olcutte deger vermeli hak etmedigini vermemeli hatta kimi zaman boyutuna gore suistimale izin vermeyip arkadasligi dair bitirebilmeli derim.
bence yasadiginin farkina varmaktir. yollar kivrimlidir, yollar baska yollarla kesisir, bir hizin ve bir zamanin bileskesidir, her an her seye acik olmayi gerektirir, kendi sorumlulugunda yol alabilmektir, yeri gelip kimilerini arkana alabilmek ama beyninde aslinda kacmak istedigin seyleri yaninda tasiyabilmektir, sahipliktir, dunya'nin evin oldugunu farkina varabilmektir, daha guclu olabilmektir, en onemlisi kendini taniyabilmektir.
Milyonlarca kişinin merakla beklediği Güneş tutulması için geri sayım başladı. Güneş tutulması esnasında gezegenimizin uydusu Ay, Güneş’in önünde kalacak. Güneş tutulması 21 Ağustos'ta gerçekleşecek. Ayrica ucak biletleri de tutulmayi yakindan gormek isteyenleri dusunerekten gunesin tutulacagi saatlerde 1500 lu dolarlara ulasti, ozel tur seklinde 10,000 dolara ulasiyor. bir ay bir gunes tutuluyor boyle de ilginc bir zaman ve dunyadayiz.
dun bir cafe'de dinlerken muzigiyle dikkatimi ceken ve cok sevimli sozlerini buldugum sarkiya sahip sanatci. bkz: ogrenmemek ayip
"okudugum kitaplarin hic biri, ogretmemisti bana nefreti, size bunca kini hangi kitap ogretti
dokundugum agaclarin hic biri, kirletmemisti boyle gokleri, sizi bunca kiri hangi doga bahsetti"
gonul isterki galatasaray olsun ama bu yonetimle biraz zor olacak eylem. buyuk olasilikla yine 3 buyuklerin birinden cikacaktir kendisi.
goksel gumus dag'in yerine secilen baskanimiz son donemde gs'lilere sac bas yolduran dursun ozbektir.

"Göksel başkan, Kulüpler Birliği'ni görev aldığı sürede çok iyi yerlere getirdi. Çok büyük hizmetler verdi. Bugün ise bayrak teslim zamanı. Yardımcılarımızla, yönetim kurulumuzla birlikte, Göksel başkanın bıraktığı yerden, daha iyi yerlere gitmek için uğraşacağız. Türk futbolunun sıkıntıları hepimizin malumu. Özellikle güvenlik zaafiyetleri. Bunları çözmek için elimizden geleni yapacağız" diye soylemistir.

kendisinin giresun'lu da olmasi benim kiyafetsiz duygulara burunmemin sebebidir; insanligi icin bir sey diyemem ama yaptigi is icin asagidaki fotografta umutsuzlugu gorebilirsiniz.
10 ağustos 2017 kulüpler birliği yeni başkanı - yoldancikanlar-uc1FX
umarim kulupler birligi yeni baskani, gs'deki kariyeri gibi olmamasini temenni ederim.
brugge' a gelmisim cok naif ve su gibi bir sehir. couchumun evini bulmaya calisiyorum bin bir zorlukla bulmusum, konumu fena degil, kapidan iceri girdim ve nefesimi tuttum o derece. ilk dedim hayir ben bu evde kalamam bir ev bu kadar mi bu kadar mi pis kokabilir yani havasiz ama dert havasiz olmasi degil bilmiyorum yani camlari acsan da gececek bir durum degil, tuvalet gibi kokmuyor ama anlatamayacagim derecede yogun ve agir kokuyor. gitmeyi dusundum ama gidecek yer olmayinca pasa pasa kalmak zorunda kaldim. bir tuvalete girdim aman allah'im neyse psikolojiniz bozulmasin.

nefesimi tuta tuta evde oturuyordum ama zamanla alisiyorsun sonra yattigim yerin cati penceresi vardi yildizlara bakiyordum, oyle uyuyordum, o beni sadece mutlu etti bu evde o koku ve temiz ortaminin t'sinin olmamasindan sonra.