#tüm royale-with-cheese entry'leri

avrupa gönüllülük hizmeti sebebiyle 4 kez yaptığım şeydir. amaç tanıtım şüphesiz karalama veya olumsuz şeyleri söylemek değil. hem zaten kim ülkesini kötü tanıtmak ister. olumsuz şeyleri söylemeyiver ne olacak.

en büyük sıkıntı politik soruları cevaplamak. ama bu soruları da cevaplamanın taktikleri var.

tanıtım olarak, anadolu ve geçmiş medeniyetler, çok kısa bir tarihimiz, yemek kültürü, istanbul ve mustafa kemal atatürk’le pekala anlatılabilir.

ayrıca ben her zaman yanımda bayrak taşırım, ve sunumlarda da ay-yıldız armalı kalpağımı takarım.
yardım elini bir başkasından(kurs, kitap setleri) beklemektir. halbuki kişisel gelişim senin kafanda başlar, dış etmenler sana yardım edemez ve yol gösteremez.
meyvelerden yapılan rakija ve ev yapımı vodkadan daha hafif ve aromatik bir yapısı olan macar içkisidir.

erasmus zamanında başladığım bu mereti bir türlü bırakamadım. ne bir akşamdan kalma ne de mide bulantısı gibi etkisi vardır.

macaristan’dan gelen gezginlere ısrarla sipariş ediyorum. bana göre dünyanın en lezzetli içkisidir.

çevre memleketlerin de kendilerine özgü palinkaları vardır. çek palinkası, romen palinkası gibi.

mottom :
everyone needs one more shot palinka
yurtdışı için mantıksız ve sıkıcı olacağını düşünüyorum. fakat ege, akdeniz ve karadeniz bölgeleri için denemek isterdim. hem çok büyük bir para da değil.
biraz para gerektiren bir spor dalıdır. zira beslenmek bu işin temeli ve haliyle kişi yemek yapmayı da öğrenmektedir.
memleketimiz coğrafi ve iklim olarak müthiş güzelliklere sahip. ancak yurtta garip bir topluluk ortaya çıktı. yere tükürenler, çöpü, burnunu sildiği mendili sokağa atıverenler, bağıra çağıra konuşanlar ve yüz kızartan küfür eden insanlar gibi.

bu insanlar nasıl bu hale geldi ve aileler bu çocukları hangi koşullarda yetiştirdi de şimdi bunun acısını biz yaşıyoruz.

en basitinden bir eğlence mekanında sigara dumanına boğulmak(yasak olmasına rağmen), arabaların yaya geçidini hiç takmaması ve ışıklara dahi riayet etmeyen sürücüler, ağır işleyen bir bürokrasi, el etek öpmeden işlerin ilerlememesi bu memlekette yaşamamak istemenin temel nedenleridir bana göre.

burada doğmak kader ama gelecek insanın kendi elinde. romantik düşünmenin fayda getireceğini düşünmüyorum. bu milyonlarca insanı eğitmek çok zor ve gelecek nesillerden umudum da yok.

kombo olarak, insan ne ile yaşar?
bir tarihçi olarak izlerken büyük keyif aldığım filmdir.

ayrıca celal şengör hoca’nın bir yayında dediği gibi şu kavramı aklıma getirmiştir:

(bkz: samimi merak)