#tüm nes entry'leri
su gibi...
ve tabii ki "kahretsin çok güzelim" kafasıyla yazmadım bunu*
a memoirs of geisha filmindeki bir replikten çok etkilenmiştim. birbirinden çok farklı karakterde iki kız kardeş. annesi birini suya diğerini ise tahtaya benzetiyor.
"su, asla beklemez, şekil değiştirir; cisimlerin çevresinden akar ve hiç kimsenin akıl edemediği gizli yollar bulur. su, beş element arasında en çok yönlü olanıdır. toprağı alıp götürebilir, yangını söndürebilir, bir metal parçasını bozup yok edebilir. suyun doğal tamamlayıcısı olan orman bile su ile beslenemezse varlığını sürdüremez."
ve tabii ki "kahretsin çok güzelim" kafasıyla yazmadım bunu*
a memoirs of geisha filmindeki bir replikten çok etkilenmiştim. birbirinden çok farklı karakterde iki kız kardeş. annesi birini suya diğerini ise tahtaya benzetiyor.
"su, asla beklemez, şekil değiştirir; cisimlerin çevresinden akar ve hiç kimsenin akıl edemediği gizli yollar bulur. su, beş element arasında en çok yönlü olanıdır. toprağı alıp götürebilir, yangını söndürebilir, bir metal parçasını bozup yok edebilir. suyun doğal tamamlayıcısı olan orman bile su ile beslenemezse varlığını sürdüremez."
aklıma (bkz: 140 journos'un esenler otogarı videosu) başlığını getiren entry.
2 yıldır sözlüğe hiçbir şey yazmayıp gideyim de biraz sinir bozayım diyen eski yazar başlığı. arada bir gelip " burası da ölmüş yea" derler sonra yok olup giderler aylarca hiçbir şey yazmazlar. nedense sözlük ölemedi ve pek ölmeye niyeti de yok.
cinsiyetçiliğin dik alasıdır. katarina, irma, dorian... avustralyalı bir astoluğun kasırgalara kadın isimleri vermeye başlaması sonrasında da amerika'nın bu geleneği devam ettirdiği söyleniyor. bir rivayete göre bunun nedeni boşanma sırasında kadınların kasırga gibi her şeyi darma duman etmesi nedeniyle böyle yapılıyormuş. feminist kadın aktivistler buna karşı çıkmış tabii ve sonrasında kadın-erkek karışık olacak şekilde isimler verilmeye başlanmış. ama yine de en ağır zayiatların verildiği kasırgalara hep kadın ismi verilmeye devam edilmiş. bilinçaltına cinsiyet eşitsizliğini işleyen art niyetli bir saçmalıktan başka bir şey değil.
(bkz: kütahya) şehir merkezine 58 km. uzaklıkta çavdarhisar ilçesinde bulunan antik kent. dünyanın en iyi korunmuş (bkz: zeus) tapınağı bu kent içinde bulunuyor. adını zeus’un kızı su perisi erato ile arkadya ulularından kral arkas’ın oğlundan almış. ikinci efes olarak tanımlanıyor ancak pek bilen yok. (bkz: yunanistan) 'da olsa milyonlarca turist çekerdi.
biraz zeytinyağı, kimyon, kekik ve tuzla sotelendiğinde çok lezzetli olan bir mantar türü. bıçakla değil elinizle böleceksiniz. piştikten sonra ister yumurtayla, ister makarnayla, ister etle birlikte afiyetle yiyeceksiniz*
çiçek açması oldukça zor saksı bitkisi. yıllarca salonumun bir köşesinde sadece yeşil yapraklarıyla bekledikten sonra (yaklaşık 6-7 yıl) birden açmaya karar verdi. o günden bugündür belirli sürelerle hep açıyor (nazar boncuğu)* harika pembe çiçekleri var ve akşam saatlerinde kokmaya başlıyor. hava sirkülasyonunu sevdiği için pencere önleri en uygun alan onlar için. baharda iç açanlar klübünün önemli üyelerinden biri o da *

harika çiçekler açan mis kokulu ağaç. hem görkemli hem de çiçek konusunda çok bonkör. belli ki osmanlı sarayında da çok sevilen bir bitkiymiş ki tüm kasır ve saray bahçelerine bolca dikilmiş. şu anda istanbul'da tam mevsimi. (bkz: ıhlamur kasrı) (bkz: nezahat gökyiğit botanik bahçesi) harika açmış manolyalarla dolu. ayrıca (bkz: bebek) yokuşundaki dev manolya ağacı da şahane! çiçek açan ağaçlara aşığım... ilkbahar ve doğa yaşama sevinci veriyor insana...