#tüm jackie-brown başlıkları

5 ağustos’ta verdiğim siparişte başıma gelen olay. müşteri istemediği halde siparişe muhayyel adlı dinci edebiyat dergisini ekleyip yollamanın nasıl bir açıklaması olabilir. İletişim kısmından yazdım yollamayın diye, siparişiniz sevk aşamasında gözüküyor, yapabileceğimiz bir şey yok şeklinde geri döndüler. elime geçer geçmez attım.

dün akşam 22:15’te pegasus havayolları ile izmir adnan menderes => istanbul havalimanı uçuşu gerçekleştirdim. bekleme salonunda 2 gezgin kızla tanıştım. çanakkale’den başlayarak didim’e kadar giden bir rotayı otostop ve kamp atarak gezmişler. neredeyse 1 saat sohbet ettik. yanılmıyorsam yeditepe üniversitesi sanat ve kültür yönetimi son sınıf öğrencisiydiler. muhabbet esnasında konu konuyu açtı derken hiçbir iletişim bilgisi paylaşamadık birbirimizle. bu arkadaşları tanıyan, bilen varsa yeşillendirsin lütfen, n’olur olsundu..

(bkz: platon - sokrates’in savunması)

ben şahsen bitiremiyorum. patates ya da çerez önce biter, bira arkadan gelir. şarap - peynir olayında da böyle. ikisini bir arada bitirmek sevgiliyle aynı anda boşalmak gibi haz verir.

edit: moderatör başlığı “bitirebilen” olarak değiştirirse sevineceğim

edit2: imlâ

belki çok tepki çekeceğim ama var böyle kızlar. sakın, festivalde herkes çatır çatır sevişiyor ya da festivaller çatır çatır sevişme yerleri demek istediğim çıkarımı kimse yapmasın. inkar etmeyin var bu tipler. hani o festival senin, bu festival benim diyerek gezen, her festivalde çatır çatır önüne gelenle sevişen gezgin kızın bugünkü halini yazalım. ben birini tanıyorum. vermediği adam kalmamıştı rock’n coke’larda (oradan tanışıyoruz). çadırda sevişmek başlığının başrol aktristi olabilecek bir kız hatta. 30’lu yaşlarının başında havalimanında yer hizmetlerine girdi, uzun yıllar çalıştı bir iftirayla işten çıkarıldı, anketçilik yapıyordu ve son konuşmamızda çocuk istediğini söylemişti. şimdi n’yapıyor bilmiyorum.

edit: imla

bugün instagram’da rastladığım paylaşım sonucu hayret ettiğim olay. uzakdoğu’da en az tüketilen şarap ve biranın hangi pazarlama stratejisiyle starbucks’larda satışa sunulduğunu merak ettim.

edit: link yenilendi

tcmb başkanının görevden alınmasından hemen sonra gerçekleşmesi manidardır.

anna karenina adlı romanın baş kahramanı konstantin dimitriç levin ile kamp atmak isterdim. sert görünüşüne rağmen kafasında onlarca düşünce uçuşan, naif ve aristokrat bir beyefendidir. romanın sonlarına doğru din ve ateizm arasında bir seçim yapar ve hristiyanlığı tercih eder. böyle bir kişilik hem dingin olur hem de rasyonel kararlarla sizi yormaz. her ortama ayak uydurur.

sevgilisiyle pastaneye gidip limonata içiyordur kesin. bunu orada belirtmenin amacı ne anlamadım. iki muhabbet edersin, konunun nereye gittiğini ya da ne düzeyde olduğunu anlarsın zaten. böyle kezban tavırlarla nereye kadar? hayır uygulama sanki bir tek bizim ülkede amacı dışında kullanılıyor. avrupa’da ciddi ilişki arayanların müdavimi olduğu bir uygulama haline gelmiş durumda. ne yani oradan tanıştığın ve sevgili olduğun adamla sevişmeyecek misin? “hmm ben seninle tinder’da tanıştım, sevişemeyiz”.

kızlar için kesinlikle bohem tarz etnik desenli şalvar ve basic askılı bir t-shirt kombosu yeterlidir.

edit: link ölmüş, kaldırıldı