#tüm jackie-brown başlıkları

alman besteci. hollywood yapımı ve gişe rekorları kırmış pek çok filmin soundtrack’lerini bestelemiş ve maalesef ülkemize konser vermeye gelmeyen çağımızın en büyük müzisyenlerindendir. o gelmiyorsa biz gideriz diyerek yakın bir zamanda avrupa konserlerinden birine gitmek istiyorum. katılmak isteyen gezginler varsa yeşillendirmek yeterli ;)

spotify
adminler ya da kampbuddy‘leri (literatüre ben soktum sanırım şimdi) tarafından açıldığını düşündüğüm başlıklardır. son birkaç gündür bakıyorum, özellikle 2-3 tane yazar var ve bunlar paso başlık kastırıyorlar. bu şekilde sözlüğün bir şeye benzeyeceğine inanan varsa şimdi çadırını toplasın ve arkasına bakmadan kampı terketsin bence.
7 mayıs 1987 doğumlu fransız porno oyuncusu. eylül 2011'de ultimate french girls 3 filminin başrolünde oynayarak kariyerine başladı. sayısız ödüllere sahip oyuncu, 2018 yılı en iyi yabancı porno aktristi ödülü aldı. özlellikle düz siyah saçları, esmer teni ve doğal güzellikte göğüsleriyle dikkat çeken son dönemlerin en değerli porno yıldızı.

instagram

(bkz: buralar değerlenir)

edit: link eklendi
ya da “hangi ünlüyle nereye gitmek isterdin?” şeklinde olabilecek başlık.

başlığın altı kesin teoman, nejat işler, kaan tangöze’cilerle dolacaktır. ben keanu reeves ile new york’u arşınlamak, gece de roof top barlardan birine gitmek isterdim. bir de anissa kate ile nice’den başlayıp montpellier bölgesine kadar gezmek fena olmazdı.

edit: imlâ
biraz soğuk alınca yaşanılan durum. arkadaş, 1 bardak su içiyorsun, 3-4 bardak işiyorsun. bunun mantıklı bir izahı yok.
iki kuzenim var. birinin babası emekli paşa, diğeri evli çocuklu kendi halinde evinin babası. uzun süre görüşmeyince bir buluşma ayarlayıp taksim’deki solera winery‘de toplaştık. ortam zaten göt kadar ama şahane. herkes birbiriyle kaynaşmış ve biz 3 kişi 4 şişe şarap içtik. kafamız hoş, etrafa gülücükler atıyoruz ama çok iyiyiz. neyse gecenin ilerleyen saatleri mekandan ayrıldık. kuzenlerden biri “abi bi cila atalım mı?” demesiyle hikayemiz başladı.

nevizade’de şu an ismini hatırlamadığım bir mekana oturup bomonti filtresizlerimizi söyledik. henüz ilk şişenin ortalarına gelmemişken gençler ben lavavoya diyerek aralarından sıyrıldım. kusuyorum, kuzenlerin yanına gidiyorum, iki dakika sonra gidip yine kusuyorum. onlarda henüz bir şey yok.

mekandan ayrıldık ve babası emekli asker olan kuzen alkol aldığı için o geceyi geçirmek üzere harbiye orduevi’ne gitti. ben diğeriyle minibüslere binmek üzere mis sokağa girdik. çok sıra beklemeden cevizlibağ minibüsüne bindik. arka dörtlüye yanyana kurulduk. minibüs henüz tarlabaşı caddesinde ilerlerken ikimizde böğür böğür kusmaya başladık. bizi minibüsten attılar.

indiğimizde kusmaya devam ediyorduk. bu arada iki tane transeksüel’in bize koşarak geldiğini ve “yetişin çocuklar kan kusuyor!!” diye bağırdığını duydum. genç bir çocuk da elindeki plastik şişedekisuyu yüzümüze atmaya çalışıyordu. ben bir ara kafamı kaldırıp transeksüellerden birine “ abi kan değil şarap” dedim. etrafımıza polisler de gelmişti. neyse ben biraz kendime geldim. polis bana ambulans çağırabileceğini, alkol zehirlenmesi geçirmiş olabileceğimizi söyledi. yok abi karıştırdık biraz, sen bize bir taksi çağır yeter dedim. çok geçmeden bir taksi yanaştı. unkapanı sarnıçlara gelmeden ikimizde yine takside kusmaya başladık. adam sağa çekip bagajdan kaptığı bidonu kafamızdan aşağı boca etmeye başladı. ben cevizlibağ’da indiğimde kuzenim bayılmıştı bile. zavallı çocuk kendine bir türlü gelemediği için sabaha kadar taksici sokaklarda dolanıp durmuş.

ben ise bindiğim metrobüs ile iki durakta bir inip kusmaya devam ediyordum. eve vardığımda banyoda öğürerek safra çıkardığımı hatırlıyorum.

bu olaydan sonra 1 sene ağzıma alkol koyamadım. resmen tiksindim. işin özeti, şarap ve birayı karıştırmayın gençler.

edit: imla
iş hayatında ve ilişkilerimizde olumlu performanslar alabilmemizi sağlayan, geliştirilebilir bir zekâ boyutudur. İlişkide bulunduğumuz bireylerin duymasını beklediği şeyleri söyleme ve insanları idare etme sanatıdır da diyebiliriz. ağır omurgasızlık ve yavşaklık göstergesidir. herkesle iyi olmaya çalışan insanlarda bolca bulunur.
sol frame’de aylardır aynı başlıklar, konu başlıklarına yazan yazar sayısının bir elin paramağını geçmemesi, sözlüğün reklamının yapılmaması, 3 gün önce açılan başlığım için edit talebinin hala karşılanmaması, yazarların pek çoğunun sözlük kurallarından bir haber olması, sözlüğün forum gibi kullanılması ve bu tür başlıkların kaldırılmaması, sözlük yönetiminin pek çok ileti içinde de olsa dile getirilen sorunlara çözüm üretememesi açıkça sözlükle kimsenin ilgilenmediğini gösteriyor. bence sözlük patlamıştır. yayında ve yapımda emeği geçenlere teşekkürler.
dünyaca ünlü piyanistimiz fazıl say’ın cicişlerden esra ersoyu takip ettiğini görmemle acaba neyin kafasını yaşadığını merak ettiğim durumdur.

link

edit: admin başlığı “fazıl say’ın cicişleri takip ettiği gerçeği” olarak değiştirebilir misin?
“dünyanın müziğine yolculuk” mottosu ve türk hava yolları’nın resmi sponsorluğunda yayın hayatına devam eden radyo voyage türkiye'nin ilk new age, ambient, soundtrack ve world müzik radyosudur. ocak 2009 yılında yayın hayatına başlayan radyo, 2011 yılında “yılın en iyi radyosu” ödülünü kazanmıştır. yayın anlayışı ve müzikal kimliği ile kendi alanında ilk ve tek olmayı hedefleyen radyo voyage, istanbul ve yakın çevresinde 107.4 frekansında yayın yapıyor. radyonun web sitesinden canlı yayını mevcut olup digitürk, d-smart ya da cep telefonu uygulamaları ile her zaman ve her yerde dinlenebilir.