#tüm bengisu entry'leri

kendisine dair en sevdiğim şey şu rengarenk evler. bir arkadaşım fotoğrafını gördükten sonra queer köyü mü orası demişti, e keşke olsaydı.
yazları dil okuluna gitmek isteyenlerin uygun fiyatları nedeniyle uğrak yeriydi, hala öyle midir bilmem.
lütfen çöplerinizi çöpe atın ve tuvaletleri temiz kullanın, hoş gerçi bu hayatınızın her döneminde gittiğiniz her yerde yapmanız gereken bir şey ama olsun. katılımcı bilekliklerinizi festival bitene kadar sakın çıkarmayın, power bank alın. şimdilik bu kadar efendim.
elazığ, tamam harput var, keban var ama şehir merkezine gitmeye assla gerek yok.
ilk aklıma gelen şey pasaport kılıfı, hem klas hem de gördükçe aklına gelir. o değil de gezginden sevgili yapılır mı sorusu aklımı kurcalamıyor da değil.
danilov beşlemesinin ardından san petersburg ve moskova'ya gitme aşkı doğmuştu içimde. özellikle kitapların 19. yy'de geçmesi bu isteği perçinlemişti. melekler ve şeytanlar, da vinci'nin şifresini okuyup da italya'yı merak etmeyen de yoktur herhalde, özellikle roma ve floransa'yı.
kıro veya zarif durmasının arasında çok ince * bir çizgi olan manikür çeşidi.
erasmus yaparken enayi gibi öğrenci kartımı göstermeyip 17 euro vererek girdiğim müzedir. içeride beş saat boyunca kaldık, çıktığımda fazla dozda sanattan başım ağrıyordu. her yerini hakkını vererek görmek için bir kaç kere gitmek şarttır.