#tüm baykusoglan entry'leri

isaac tigrett ve peter morton adlı 2 amerikalı abinin "hacım bu londra'da neden düzgün hamburger yapan yer yok?" diyerek açtığı, ardından dünyaya yayılan cafe & hediyelik eşya dükkanı zinciridir. her şubesinde dünya müzik tarihinde iz bırakmış müzisyenlere ait tabiri caizse taşşaklı eşyalar sergilenmektedir.

ayriyeten istiklal şubesi açıldığında sevindiren, kapandığın üzündüren cafedir. şu anki akıbeti ne durumda bilmiyorum.
gerçekten de çek cumhuriyeti'nin eskişehir'idir. eğer daha önce denilmemiş olsaydı ben diyecektim.

nüfusu az fakat yoğun bir şehirdir. şehirde çok fazla öğrenci, özellikle de uluslararası öğrenci, bulunmaktadır. gelişmiş bir tramvay hattına sahiptir, hemen hemen her yere tramvay var. geceleri birçok yere saat başı otobüs de var. ulaşım rahat yani anlayacağınız. ama "yok arkadaş ben yürürüm" derseniz de şehrin en uzak yerine 20 dakikada yürüyebiliyorsunuz.
trafik, gürültü, korna sesi, kaos gibi şehir hayatında alıştığımız (ya da kanıksadığımız) zerzevatlar brno'da yok. gayet sinir hastası olmadan yaşanabilir bir şehir. hem sakin hem de eğlenceli bir yer, kesinlikle sıkıcı değil. kafa dinlemek isteyen kafa dinleyebilir, eğlenmek isteyen de eğlenebilir. hemen hemen her gece şehrin muhtelif yerlerinde parti var.
arada sırada bende de oluyor ama 5-10 dakika bir türk'le muhabbet etsem hemen kaçıyor o hissiyat.

bir tek kokoreçi çok özledim, o geçmiyor işte.
çok yerinde bir tespit. antalya'da şehrin farklı noktalarında sürekli karşılaştığımız ve indirimle veyahut bedavaya midye aldığımız bir izzet kardeşimiz var. o da mardinli ve bunlar 3-5 kardeş hepsi midyeci.
"... için adam bıçaklarım" diyebileceğim şeyler listesinde kokoreçten sonra ikinci sırada olan yiyecek.
antalya. net. şehir içi de dahil, 10 dakikadan fazla beklediğimi hatırlamıyorum.
eskiden dinlerken çok etkilenirdim, aşk acısı çekmiyorken bile çekesim gelirdi dinledikçe. şarkılarını kalbiyle yazar kalbiyle söyler idi. ama ahmet kural beyefendiyle ilişkiye başladıklarından beri şarkıları o kadar dokunmuyor, samimi gelmiyor bana şahsen. zira ahmet kural'la ilişkisi olan bir insan dertli olmaz ki lan, gülüp eğleniyodur her gün diye düşünüyorum.
bir keresinde adam 10-15 dakika kadar "manyak mısınız? hangi mal alsın arabasına tanımadığı adamları? saçma sapan işler yapıyorsunuz? rahat mı battı?" diye azarlamıştı bizi. "abi sen niye aldın?" diyemedik.