#tüm baykusoglan entry'leri

istanbul'da bir tane bile güzel yapan yer yok saçmalamayın. bir kere kokoreçin içine domates falan konmaz, yanlış.

ama şu an erasmus'tayım, onu bile özledim diyebilirim.
lisede okulum şehir merkezinin dışında olduğundan, dolmuş da sık gelmediğinden merkeze otostopla inerdik hep. onun dışında yine liseliyken, geceleri eve sarhoş dönerken 6-7 defa (2'si polis arabasıydı) otostop çekmişliğim var.

lâkin batılı anlamda ilk otostop rotam antalya-kaş arası idi.
benim şahsi yol top 10'um;

danzig - thirteen
acdc - highway to hell
tom waits - walk away
led zeppelin - immigrant song
feyyaz yiğit - burdurlular
eric clapton - cocaine
pink floyd - welcome to the machine
selda bağcan - sivas ellerinde sazım çalınır
goran bregovic - baila leila
def leppard - pour some sugar on me
jewish district'te takılmadan dönülmemesi gereken naçizane şehir.
sırf daha poser oldukları için benden daha az gezenlerin kendilerini "gezgin" veya "traveler" diye adlandırdıklarını ve çevredekiler tarafından da böyle kabul edildiklerini fark ettiğim an. o zamana kadar kendime hiç gezgin dememiştim.
sene 2016. bi gece arkadaşımla antalya-kaleiçi'nde paşa paşa oturup biramızı içerken bir anda dönüp "izmir'e gidek mi la" dememle ertesi sabah kendimizi yolda bulduk. kalacak yerimiz yok, sadece matımız var, 2 koca adam olarak cebimizde toplam 11 lira var. (denizli'de bi teyze "yavrım dolmuşa binersiniz" diye 5 lira verdi. etti mi sana toplam 16 lira)

denizli'den bizi kurtaran imam abi sağolsun bi' şekilde izmir'e vardık. cebimizdeki tüm parayla (teyzenin verdiği para da dahil) birer bira aldık, kordon'a çöktük. 4'e kadar orada uyuduk, sonra alsancak garı'nın karşısındaki parka çöktük, orada 5-6 şehir eşkıyası bizi uyandırıp "len, şişt, baghele, geylik yapmıyonuz di mi lan buralarda. geylik yabdığınızı görürsem s*kerim ha. yapmayın geylik." diyip gittiler.

sabah tekrar yola koyulduk. yemeksiz sigarasız susuz 2 saatlik beklemenin ardından bir araç durdu sağ olsun. direkt antalya'ya gidiyormuş şansımıza. "ohh" dedik bindik lakin abi tam bir trafik canavarı çıktı. diğer araçlara sürekli küfürler, saçma sapan sollamalar, ilginç yollardan gitmeler falan. abi biraz da dengesiz, camdan attığı sigara izmaritleri rüzgar vasıtasıyla arkada oturan bendenizin kafasına kafasına geliyor, abiyi uyardığım zaman da s*kine dahi takmıyor. cevap bile vermiyor.

önde oturan arkadaşımla aynadan bakışıyoruz. ben bakışlarımla "ulan ölmesek bari" diyorum, "senin aklına uyanı.." diye sövüyor bana ayna vasıtasıyla.

6 saatlik mesafeyi 3 buçuk saatte geldi trafik canavarı abimiz. o sırada her ne kadar dehşetler içerisinde olsak da şu an tatlı sevimli bir anı olarak hatırlayıp gülüyoruz.

yola çıkın; sonuç iyi olursa mutlu olursunuz, kötü olursa da tecrübe kazanırsınız.
"istanbul iyi de çevresi kötü" dercesine, insanlar olmasa güzel şehir.

göziçi kadar yere 22 milyon insan toplanmış. bu kadar insan daha geniş bir alana toplansa kalabalık bu kadar göze batmaz kanaatimce. bununla ilgili hepimizi refaha eriştirecek çılgın bi' projem mevcut: alıcan en az 10 milyon insanı, koyucan konyaya. geniş geniş takılsınlar otlansınlar. şehir bi' hava alsın.