Statistik açıklamalara istinaden bir çok sımsıcak ilerleyen kaya sertliği misali ilişkilerde ilk çatlamaya neden olan hadise olup, ilişkisini bitirmek istemeğenlere şiddetle tavsiye edilmiyor.
İstanbul trafiğinden sıkılan, saatlerini alan istanbulluların/gezginlerin tercih edebileceği, 6 metro(edit: üsküdar ümraniye hattıyla birlikte 7 olmuştur) ,2 füniküler, 4 tramvay, 2 teleferik, marmaray ve metrobüsten oluşan, genellikle kalabalık olan şehiriçi ulaşım şeklidir. bütün bu hatlar aktarmalarla birbirine bağlıdır.
size teker teker bu hatları tanıtayım kısadan aşağıda. resimde daha detaylı bir şekilde görebilirsiniz.
aşağıdaki resim
m1a yenikapı - atatürk havalimanı hattı: aynı ray üstünden 2 ye ayrılan hatlarımızdan ilki. Bu hattı kullanırken, biraz dikkat etmek lazım, yanlışlıkla kirazlı metrosuna binerek bağcılara gidebilirsiniz. eğer atatürk havalimanına uçakla geldiyseniz, ana ulaşım aracınız bu hat olucaktır. marmaraya, kabataş bağcılar tramvay hattına ve metrobüse aktarma noktaları vardır. yıldız teknik üniversitesine bu hatla ulaşılabilinir.
m1b yenikapı - kirazlı metro hattı: bu hatın yarısı yukarıdaki atatürk havalimanı ile ortaktır. marmaray ve başakşehir - olimpiyat stadı metrosuna(ücretsiz aktarma) bağlantısı vardır.
m2 yenikapı - hacıosman metro hattı: sarıyer, maslak tarafına ulaşım sağlayabileceğiniz bu hattın, boğaziçi üniversitesi-hisarüstü, metrobüs, kabataş füniküleri ve marmaraya aktarma noktaları mevcuttur. avrupa yakasının, boğaz hattına paralel kuzeyine doğru ilerler.
m3 kirazlı - olimpiyat - başakşehir metro hattı: bağcılardan başakşehir, halkalı tarafına, genellikle sanayi bölgesinden geçen bir hattır. gezgin olarak pek işinizin düşeceği bir düzergah olmamakla birlikte, başakşehir - olimpiyat stadı tarafından kaçmak için en mantıklı yöntemdir.
m4 kadıköy - tavşantepe metro hattı: anadolu yakasının tek metrosu olma özelliğindedir. o trafikten kaçan herkesin bu metroya doluşması sebebiyle, avrupa yakası metrosuna göre daha kalabalıktır. pendik e-5 hattından kadıköye kadar gider. metrobüs ve marmaray ve kadıköydeki eminönü - kabataş - karaköy - beşiktaş - adalar vapurlarına aktarma yapabilirsiniz.
m6 levent - boğaziçi üniversitesi/hisarüstü metro hattı: istanbul raylı ulaşımlar arasında tek kullanmadığım hattır. fazla birşey yazamayacağım.
f1 taksim - kabataş füniküler hattı: beşiktaş stadına gayet yakın biryerde indiren bu hat, aslen ara bir hat görevi görür. M2 hattının taksim kısmından, kabataşa uzanan kısmıdır. taksimden kabataşa yürüme mesafesi olarak da yakın olduğu için sadece acelem varken kullanırım.
f2 karaköy - beyoğlu tarihi tüneli: karaköyden beyoğluna giderken o dik yokuşlar yüzünden sizi yormadan çıkabileceğiniz bir hat.
turistik hatlar: teleferikler ve taksim-tünel, kadıköy-moda tramvayları, kısa yürüyüş mesafelerinde seyahat eden, daha çok ulaşım yerine gezi için kullanılan hatlardır. resimden ulaşım için kullanacaksanız kontrol edebilirsiniz, zaten açıklayacak pekte bişey yok. sadece teleferiklerin manzaraları çok hoşuma gitmiştir hep, binmenizi tavsiye ederim. size hoş istanbul turları attırabilir.
t1 bağcılar - kabataş tramvay hattı: işte trafiğe giren bir tramvay hattı. gerçekten çok işlevsel fakat sürekli önü kesiliyor diye gerçekten yavaş giden bir hattır. ama eski istanbuldan geçtiği için, tarihi yerlerin çoğunu camdan görebilirsiniz. kimi tramvaylar eminönüne kadar gider, kabataşa gidecekseniz inip bir sonraki tramvayı bekleyebilirsiniz. metrobüse, marmaraya, vapura, topkapı tramvayına, kısacası avrupa yakasında binebileceğiniz çoğu şeye aktarma yapabilir. gerçekten uzun bir hat.
t4 topkapı - mescidi selam tramvay hattı: metrobüse aktarması bulunan bu hat, topkapıdan gaziosmanpaşa tarafına doğru seyahat eder. metrobüse aktarması vardır. m1a ve m1b metrolarına da yakın yerde bırakır.
marmaray: aha denizin altından gidiyor diye şekil yapılan hat bu. ama öyle denizin altından gidiyor diye manzara izleyeceğinizi düşünüyorsanız tam bir hayalkırıklığı olacaktır. aslen istanbulun 2 tren garını birbirine bağlaması için planlanan bu hat, bu 2 tren hattının kapalı olması sebebiyle ortada kalmıştır. ayrılıkçeşmesinden kazlıçeşmeye gider. sahil hattından karşıya geçmek için en mantıklı yöntemdir bence.
metrobüs: istanbulun en meşhur, raysız olsa bile raylı sayılan, sürekli kalabalık, nerdeyse 500t kadar uzun hattımıza. kadıköye yürüme mesafesinde söğütlüçeşmeden başlayan bu hat, istanbul dışı sayılabilecek beylikdüzünü bile geçer. tüyap kitap fuarına gider. aktarmalarına gelirsek, m2, m4, t1 ve t4 e aktarma yapabilirsiniz. hat çok uzun olduğu için, söğütlüçeşmeden direk beylikdüzü tüyapa giden otobüsleri anca gece 1den sonra görebilirsiniz. ara noktalarda aktarmalarla ilerlemeniz gerekir. zincirlikuyu - cevizlibağ ve avcılar bu ara noktalardır. bir gezginin sırtçantasıyla metrobüse düşmesi, gerçekten cehenneme düşmesi gibi birşeydir. 45 dakika sırt çantamla binememişliğim mevcuttur.
edit: 15.12.2017 den itibaren üsküdar - ümraniye metrosu da hizmete girmiş, bi bineyim yorum yaparım burada.
edit2: resme link atmamışım, neden söylemiyorsunuz. düzelttim. ayrıca bir iki ekleme yaptım açıklamalara.
size teker teker bu hatları tanıtayım kısadan aşağıda. resimde daha detaylı bir şekilde görebilirsiniz.
aşağıdaki resim
m1a yenikapı - atatürk havalimanı hattı: aynı ray üstünden 2 ye ayrılan hatlarımızdan ilki. Bu hattı kullanırken, biraz dikkat etmek lazım, yanlışlıkla kirazlı metrosuna binerek bağcılara gidebilirsiniz. eğer atatürk havalimanına uçakla geldiyseniz, ana ulaşım aracınız bu hat olucaktır. marmaraya, kabataş bağcılar tramvay hattına ve metrobüse aktarma noktaları vardır. yıldız teknik üniversitesine bu hatla ulaşılabilinir.
m1b yenikapı - kirazlı metro hattı: bu hatın yarısı yukarıdaki atatürk havalimanı ile ortaktır. marmaray ve başakşehir - olimpiyat stadı metrosuna(ücretsiz aktarma) bağlantısı vardır.
m2 yenikapı - hacıosman metro hattı: sarıyer, maslak tarafına ulaşım sağlayabileceğiniz bu hattın, boğaziçi üniversitesi-hisarüstü, metrobüs, kabataş füniküleri ve marmaraya aktarma noktaları mevcuttur. avrupa yakasının, boğaz hattına paralel kuzeyine doğru ilerler.
m3 kirazlı - olimpiyat - başakşehir metro hattı: bağcılardan başakşehir, halkalı tarafına, genellikle sanayi bölgesinden geçen bir hattır. gezgin olarak pek işinizin düşeceği bir düzergah olmamakla birlikte, başakşehir - olimpiyat stadı tarafından kaçmak için en mantıklı yöntemdir.
m4 kadıköy - tavşantepe metro hattı: anadolu yakasının tek metrosu olma özelliğindedir. o trafikten kaçan herkesin bu metroya doluşması sebebiyle, avrupa yakası metrosuna göre daha kalabalıktır. pendik e-5 hattından kadıköye kadar gider. metrobüs ve marmaray ve kadıköydeki eminönü - kabataş - karaköy - beşiktaş - adalar vapurlarına aktarma yapabilirsiniz.
m6 levent - boğaziçi üniversitesi/hisarüstü metro hattı: istanbul raylı ulaşımlar arasında tek kullanmadığım hattır. fazla birşey yazamayacağım.
f1 taksim - kabataş füniküler hattı: beşiktaş stadına gayet yakın biryerde indiren bu hat, aslen ara bir hat görevi görür. M2 hattının taksim kısmından, kabataşa uzanan kısmıdır. taksimden kabataşa yürüme mesafesi olarak da yakın olduğu için sadece acelem varken kullanırım.
f2 karaköy - beyoğlu tarihi tüneli: karaköyden beyoğluna giderken o dik yokuşlar yüzünden sizi yormadan çıkabileceğiniz bir hat.
turistik hatlar: teleferikler ve taksim-tünel, kadıköy-moda tramvayları, kısa yürüyüş mesafelerinde seyahat eden, daha çok ulaşım yerine gezi için kullanılan hatlardır. resimden ulaşım için kullanacaksanız kontrol edebilirsiniz, zaten açıklayacak pekte bişey yok. sadece teleferiklerin manzaraları çok hoşuma gitmiştir hep, binmenizi tavsiye ederim. size hoş istanbul turları attırabilir.
t1 bağcılar - kabataş tramvay hattı: işte trafiğe giren bir tramvay hattı. gerçekten çok işlevsel fakat sürekli önü kesiliyor diye gerçekten yavaş giden bir hattır. ama eski istanbuldan geçtiği için, tarihi yerlerin çoğunu camdan görebilirsiniz. kimi tramvaylar eminönüne kadar gider, kabataşa gidecekseniz inip bir sonraki tramvayı bekleyebilirsiniz. metrobüse, marmaraya, vapura, topkapı tramvayına, kısacası avrupa yakasında binebileceğiniz çoğu şeye aktarma yapabilir. gerçekten uzun bir hat.
t4 topkapı - mescidi selam tramvay hattı: metrobüse aktarması bulunan bu hat, topkapıdan gaziosmanpaşa tarafına doğru seyahat eder. metrobüse aktarması vardır. m1a ve m1b metrolarına da yakın yerde bırakır.
marmaray: aha denizin altından gidiyor diye şekil yapılan hat bu. ama öyle denizin altından gidiyor diye manzara izleyeceğinizi düşünüyorsanız tam bir hayalkırıklığı olacaktır. aslen istanbulun 2 tren garını birbirine bağlaması için planlanan bu hat, bu 2 tren hattının kapalı olması sebebiyle ortada kalmıştır. ayrılıkçeşmesinden kazlıçeşmeye gider. sahil hattından karşıya geçmek için en mantıklı yöntemdir bence.
metrobüs: istanbulun en meşhur, raysız olsa bile raylı sayılan, sürekli kalabalık, nerdeyse 500t kadar uzun hattımıza. kadıköye yürüme mesafesinde söğütlüçeşmeden başlayan bu hat, istanbul dışı sayılabilecek beylikdüzünü bile geçer. tüyap kitap fuarına gider. aktarmalarına gelirsek, m2, m4, t1 ve t4 e aktarma yapabilirsiniz. hat çok uzun olduğu için, söğütlüçeşmeden direk beylikdüzü tüyapa giden otobüsleri anca gece 1den sonra görebilirsiniz. ara noktalarda aktarmalarla ilerlemeniz gerekir. zincirlikuyu - cevizlibağ ve avcılar bu ara noktalardır. bir gezginin sırtçantasıyla metrobüse düşmesi, gerçekten cehenneme düşmesi gibi birşeydir. 45 dakika sırt çantamla binememişliğim mevcuttur.
edit: 15.12.2017 den itibaren üsküdar - ümraniye metrosu da hizmete girmiş, bi bineyim yorum yaparım burada.
edit2: resme link atmamışım, neden söylemiyorsunuz. düzelttim. ayrıca bir iki ekleme yaptım açıklamalara.
mütevazi, samimi, rahat kişiliği ve kendine has fikirleri ile çoğumuzun gönlüne yol açan oyuncu, tiyatrocu. Türkiyenin en kafa adamları hakkında düşününce aklıma gelen ilk ünlü isimlerdendir. aynı zamanda bir kaç gezgin arkadaşın anlattığı kadarıyla otostop çekerken duran bir arabanın arkasından koşup vardıklarında pencereden arabanın içine doğru eğilerken direksiyon arkasında kendisini görmüşler.
(bkz: george orwell)
" Yine de çulsuz kalarak kesinlikle öğrendiğim bir-iki şeye deginebilirim. Bütün berduslarin ayyaş pislikler olduklarını asla düşünmeyeceğim, sırf bir peni verdim diye hiçbir dilenciden minnet beklemeyeceğim, işsiz bir adamın yorgun olmasına sasirmayacagim, Selamet Ordusu'na yardım etmeyeceğim, giysilerimi rehine vermeyeceğim, sokakta dağıtılan bir el ilanını geri cevirmeyecegim, şık bir lokantada keyifle yemek yemeyeceğim. Bu da bir başlangıç. "
" Yine de çulsuz kalarak kesinlikle öğrendiğim bir-iki şeye deginebilirim. Bütün berduslarin ayyaş pislikler olduklarını asla düşünmeyeceğim, sırf bir peni verdim diye hiçbir dilenciden minnet beklemeyeceğim, işsiz bir adamın yorgun olmasına sasirmayacagim, Selamet Ordusu'na yardım etmeyeceğim, giysilerimi rehine vermeyeceğim, sokakta dağıtılan bir el ilanını geri cevirmeyecegim, şık bir lokantada keyifle yemek yemeyeceğim. Bu da bir başlangıç. "
ağaçtan düşen elma sayesinde yer çekimini bulan kişi olarak bilinen dünyanın tartışmasız en iyi bilim insanıdır.
1687 de bilim tarihinin en önemli eserlerinden biri olan principia olarak bilinen doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri eserini yazmıştır. günümüzde hala kullanılan aynalı teleskopların, yüksek matematiğin, modern fiziğin, astronominin babası olur kendileri.
1687 de bilim tarihinin en önemli eserlerinden biri olan principia olarak bilinen doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri eserini yazmıştır. günümüzde hala kullanılan aynalı teleskopların, yüksek matematiğin, modern fiziğin, astronominin babası olur kendileri.
kulaklık ve mikrofon üreten, almayna/wedemark merkezli bir şirket. özellikle kulakiçi kulaklıkları gerçekten f/p oranında çok başarılıdır.
luke kelly şarkısıdır. daha sonra thin lizzy ve metallica tarafından coverlanmıştır. metallica tarafından yapılan coverdan sonra şarkı meşhur olmuştur. klibi hala aklımda. metallica bir lezbiyen ev partisinde çalıyor, ortam kopuyor. ama bu şarkının en büyük özelliği, dinlediğim en sayko şarkı olmasıdır. burdan luke kellyye teşekkür ediyorum. zaten adamın o sarı kıvır saçları, o bakışlarından ne kadar manyak olduğu belli. aşağıda ufak bir şarkısözü analizi yapayım.
Cork and Kerry dağlarında gezen bıçkın delikanlımız, çavuş farrelı parasını sayarken görür. daha sonra kılıcıyla silahını çektiği gibi çavuşu tokatlayarak soyar. sonra parayı alır ve ana hatunumuz mollye gider. mesleğini tahmin ediyorsunuzdur. zaten. içiyolar ve mollynin odasına giriyorlar. bizim çavus farrell, sabah 6 7 sularında baskın veriyor, bıçkın delikanlımız çiftesiyle 2 mermiyle bitiriyor işini.
şarkı burda insan zevklerinden bahsetmeye başlıyor. mesela kimisi balık tutmayı sever, kimisi kavga etmeyi filan. kahramanımız da yatmayı seviyormuş. özellikle de mollynin yanında. fakat artık yatamadığından şikayetçi. çünkü yakalayıp hapse atmışlar abimi.
burdaki asıl saykoluk ise, bu olaylar olurken, kahramanımız tam 4 kez benim peder için bir viski vardı, o nerde diye sorması. olm çavuşu soymuşun, mollye gitmişin, sora vurmuşun. ne viskiymiş be kardeşim. ayıp ayıp. alın size tam şarkı sözleri. klibi ıskalamayın.
As I was goin' over the Cork and Kerry mountains
I saw Captain Farrell and his money he was countin'
I first produced my pistol and then produced my rapier
I said stand and deliver or the devil he may take ya
I took all of his money and it was a pretty penny
I took all of his money yeah and I brought it home to Molly
She swore that she'd love me, no never would she leave me
But the devil take that woman yeah for you know she tricked me easy
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Being drunk and weary I went to Molly's chamber
Takin' my money with me, but I never knew the danger
For about six or maybe seven in walked Captain Farrell
I jumped up, fired off my pistols and I shot him with both barrels
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Now some men like the fishin' and some men like the fowlin'
And some men like ta hear, ta hear the cannon ball a roarin'
Me I like sleepin', specially in my Molly's chamber
But here I am in prison, here I am with a ball and chain yeah
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Whiskey in the jar-o
Musha ring dum a doo dum a da
Musha ring dum a doo dum a da
Hey, musha ring dum a doo dum a da
Musha ring dum a doo dum a da
Cork and Kerry dağlarında gezen bıçkın delikanlımız, çavuş farrelı parasını sayarken görür. daha sonra kılıcıyla silahını çektiği gibi çavuşu tokatlayarak soyar. sonra parayı alır ve ana hatunumuz mollye gider. mesleğini tahmin ediyorsunuzdur. zaten. içiyolar ve mollynin odasına giriyorlar. bizim çavus farrell, sabah 6 7 sularında baskın veriyor, bıçkın delikanlımız çiftesiyle 2 mermiyle bitiriyor işini.
şarkı burda insan zevklerinden bahsetmeye başlıyor. mesela kimisi balık tutmayı sever, kimisi kavga etmeyi filan. kahramanımız da yatmayı seviyormuş. özellikle de mollynin yanında. fakat artık yatamadığından şikayetçi. çünkü yakalayıp hapse atmışlar abimi.
burdaki asıl saykoluk ise, bu olaylar olurken, kahramanımız tam 4 kez benim peder için bir viski vardı, o nerde diye sorması. olm çavuşu soymuşun, mollye gitmişin, sora vurmuşun. ne viskiymiş be kardeşim. ayıp ayıp. alın size tam şarkı sözleri. klibi ıskalamayın.
As I was goin' over the Cork and Kerry mountains
I saw Captain Farrell and his money he was countin'
I first produced my pistol and then produced my rapier
I said stand and deliver or the devil he may take ya
I took all of his money and it was a pretty penny
I took all of his money yeah and I brought it home to Molly
She swore that she'd love me, no never would she leave me
But the devil take that woman yeah for you know she tricked me easy
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Being drunk and weary I went to Molly's chamber
Takin' my money with me, but I never knew the danger
For about six or maybe seven in walked Captain Farrell
I jumped up, fired off my pistols and I shot him with both barrels
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Now some men like the fishin' and some men like the fowlin'
And some men like ta hear, ta hear the cannon ball a roarin'
Me I like sleepin', specially in my Molly's chamber
But here I am in prison, here I am with a ball and chain yeah
Musha ring dum a doo dum a da
Whack for my daddy-o
Whack for my daddy-o
There's whiskey in the jar-o
Whiskey in the jar-o
Musha ring dum a doo dum a da
Musha ring dum a doo dum a da
Hey, musha ring dum a doo dum a da
Musha ring dum a doo dum a da
Osmanlı döneminde yalıların sayısının 445 olduğu, günümüze ulaşabilenlerin sayısının ise 366 olduğu belirtiliyor.
Osmanli doneminde, sehzade, sultan ve hanedanin onde gelen mensupları istedikleri yerde yalı veya köşk yaptirabilmektedir ve bu insanlar genelde Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme bolgesini tercih etmişler. Sadrazamlar, vezirler ve pan üyeleri Bebek'te, ilmiye sınıfı Rumeli Hisarı'nda, Hristiyanlar ve Yahudiler Arnavutköy ve Kuzguncuk'ta, zengin Rumlar, Avrupalı diplomatlar ve Ermeniler Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere'de, din adamları ve ilim adamları Beylerbeyi'nde ikamet etmişlerdir.
Farklidir ki yalilar her renge boyanamiyor o donem. devlet erkanindan olanlar asi rengi denilen kirmizinin bir tonu, devlet mensuplari ve ust tabaka sari ve kremsi tonlar, gayrimuslimlerin evleri ise siyah, gri ve kahverengi tonlari oluyor.
mahmut sami şimşek'in yazdigi kitaba gore " Kitapta, Osmanlı döneminde yeşil korularla boğazın arasında kalan yalıların tabiatın doğal bir parçası haline geldiği belirtilerek, o dönemki yalı sakinlerinin ayrıcalıklarından da bahsediliyor. Denize uzanan cumbalardan balık tuttukları, deniz tarafındaki odanın halısının altındaki ahşap kapağı kaldırınca denize girdikleri, sandallarla geçen satıcılardan zembiller sarkıtarak alışveriş yapabildikleri, kayıkla yalının kapısına kadar gelebildikleri, bu sebeple yalıların suyla temasının kesilmemesine çok önem verdikleri anlatılıyor."
Osmanli doneminde, sehzade, sultan ve hanedanin onde gelen mensupları istedikleri yerde yalı veya köşk yaptirabilmektedir ve bu insanlar genelde Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme bolgesini tercih etmişler. Sadrazamlar, vezirler ve pan üyeleri Bebek'te, ilmiye sınıfı Rumeli Hisarı'nda, Hristiyanlar ve Yahudiler Arnavutköy ve Kuzguncuk'ta, zengin Rumlar, Avrupalı diplomatlar ve Ermeniler Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere'de, din adamları ve ilim adamları Beylerbeyi'nde ikamet etmişlerdir.
Farklidir ki yalilar her renge boyanamiyor o donem. devlet erkanindan olanlar asi rengi denilen kirmizinin bir tonu, devlet mensuplari ve ust tabaka sari ve kremsi tonlar, gayrimuslimlerin evleri ise siyah, gri ve kahverengi tonlari oluyor.
mahmut sami şimşek'in yazdigi kitaba gore " Kitapta, Osmanlı döneminde yeşil korularla boğazın arasında kalan yalıların tabiatın doğal bir parçası haline geldiği belirtilerek, o dönemki yalı sakinlerinin ayrıcalıklarından da bahsediliyor. Denize uzanan cumbalardan balık tuttukları, deniz tarafındaki odanın halısının altındaki ahşap kapağı kaldırınca denize girdikleri, sandallarla geçen satıcılardan zembiller sarkıtarak alışveriş yapabildikleri, kayıkla yalının kapısına kadar gelebildikleri, bu sebeple yalıların suyla temasının kesilmemesine çok önem verdikleri anlatılıyor."