2012 yılında ucuza gelsin diye yaptığım 29 saatlik polonya yolculuğum olabilir. varşova'ya bilet 600 liraydı ama ben 270 lira gibi bir ücrete gitmiştim o zaman. öğrenciyiz tabi zloty - tl kuru da 2.5 katı idi. aradaki fark 300 lira yani 800 zloty gibi bir para ki 1 hafta takılınırdı o parayla orada o zaman.
antalya'dan münster'e(almanya) 9 euro'ya uçak bileti bulmamla başladı her şey. ankara'da yaşadığım için ankara-antalya(otobüs), antalya-münster(uçak), münster-berlin(otobüs), berlin-poznan(tren), poznan-torun(tren) bu şekilde gitmiştim.
poznan tren istasyonuna vardığımda açlıktan bayılmak üzereydim. şansıma pazar gününe denk gelmişti ve polonya'da pazar günü olduğu için çoğu yer gibi kantor(döviz bürosu) diye geçen yerler de kapalıydı. tren istasyonundaki küçük işletme de euro kabul etmedi. bankta oturup trenimin gelmesini bekliyordum. o sırada önümde duran abur cubur otomatı gözüme takıldı ve o an aklıma demir 5 zloty'nin bizim 50 kuruş ile aynı şekilde ve büyüklükte olduğu geldi. çantamın küçük gözünde 4 tane buldum, şansımı denedim ve çalıştı. trene bindiğimde kompartmanda o keklerin, çikolataların, bisküvilerin nasıl tatlı geldiğini anlatamam. öyle bir yedim ki insanlar garip garip beni süzüyordu. yazık galiba bunun ülkesinde böyle şeyler yok diye düşünmüş olabilirler.
antalya'dan münster'e(almanya) 9 euro'ya uçak bileti bulmamla başladı her şey. ankara'da yaşadığım için ankara-antalya(otobüs), antalya-münster(uçak), münster-berlin(otobüs), berlin-poznan(tren), poznan-torun(tren) bu şekilde gitmiştim.
poznan tren istasyonuna vardığımda açlıktan bayılmak üzereydim. şansıma pazar gününe denk gelmişti ve polonya'da pazar günü olduğu için çoğu yer gibi kantor(döviz bürosu) diye geçen yerler de kapalıydı. tren istasyonundaki küçük işletme de euro kabul etmedi. bankta oturup trenimin gelmesini bekliyordum. o sırada önümde duran abur cubur otomatı gözüme takıldı ve o an aklıma demir 5 zloty'nin bizim 50 kuruş ile aynı şekilde ve büyüklükte olduğu geldi. çantamın küçük gözünde 4 tane buldum, şansımı denedim ve çalıştı. trene bindiğimde kompartmanda o keklerin, çikolataların, bisküvilerin nasıl tatlı geldiğini anlatamam. öyle bir yedim ki insanlar garip garip beni süzüyordu. yazık galiba bunun ülkesinde böyle şeyler yok diye düşünmüş olabilirler.
Böyle bir başlık yok diye açtım. Kadın rakısı diyebileceğimiz bir rakı var mı?
belgrade'a komşu, trenle kolay ulaşılan şehir. çatıları çok tatlıdır.
Evden ekmek almaya çıkanın, bir kaç kere otostop çekenin kendini gezgin sanmasından kaynaklı olaydır. Ancak bu kötü birşey midir ? değildir. zamanla gezginliğin artacağı dünyaya daha geniş cerceveden bakan genclerin çoğalacağı anlamına gelir. fakat bunları yaparken gerçekten emek sarfetmiş başarmış ve gençlere bişeyler vermek isteyen gezginlere de saygı duymak gerekir.
bir tiyatroda canlandırdığım şahsın oyunculuk sınavına girmek için “taaa oralardan” yürüdüğü ve aynı şahsın memleketi olan yer.
ukraynanın bir kıyı şehri.
ukraynanın bir kıyı şehri.
çalışanının kafasına çaldığı saksı ile kürt gücüne sahip olduğunu düşünmeme sebep olan Hakkı Alkan'ın kurucusu olduğu bilişim sitesi. bu konuda haklı haksız çıkaramama sebep olmuştur olay. neyim ben yargı mı zaten? ama her halükarda şiddet haklıyı haksız yapar. burası cok net.
roma,floransa,venedik vs. gibi turizme ruhunu satmamış italyan şehri. sahil tarafı biraz bizim sarayburnu'na benzer. sokaklarda votif sunaklar var, bunlar halk için önemli işler yapmış kişiler, o mahallenin sakini olup ölenler vs. için yapılan küçük anıtlar, şapeller.
1 gün pompei'ye ayırılmalı. yazın gidecekseniz krem, şapka, su güneşten korunmaya dikkat edin aman yanarsınız. napoli gar'dan; sorrento hattına binip Pompei Scavi Villa Dei Misteri durağında indiğinizde girişe yürümek için 2 dakikanız olur.
atlanmaması gerek restoranlar;
l'antica pizzeria da michele - dünyanın en ünlü pizza restoranı. julia roberts'da burada yedi (bkz: eat pray love)
gino e toto sorbillo - bu pizza için 2 saat sıra beklemeye değer
50 kalò - sahile yakın pizzası efsaneler efsanesi
sfogliatelle attanasio - garın hemen yanında. çevresi biraz sıkıntılı ama bu tatlılar için risk alınır.
aperol spritz burada roma'dan %30-40 daha ucuz.
turistik atraksiyonlar arıyorsanız burası size göre olmayabilir fakat daha sokak gezeyim, ucuzdan yiyip içeyim, biraz eminönü, biraz tarlabaşı, biraz italya karıştırayım derseniz tam sizlik bi şehir.
1 gün pompei'ye ayırılmalı. yazın gidecekseniz krem, şapka, su güneşten korunmaya dikkat edin aman yanarsınız. napoli gar'dan; sorrento hattına binip Pompei Scavi Villa Dei Misteri durağında indiğinizde girişe yürümek için 2 dakikanız olur.
atlanmaması gerek restoranlar;
l'antica pizzeria da michele - dünyanın en ünlü pizza restoranı. julia roberts'da burada yedi (bkz: eat pray love)
gino e toto sorbillo - bu pizza için 2 saat sıra beklemeye değer
50 kalò - sahile yakın pizzası efsaneler efsanesi
sfogliatelle attanasio - garın hemen yanında. çevresi biraz sıkıntılı ama bu tatlılar için risk alınır.
aperol spritz burada roma'dan %30-40 daha ucuz.
turistik atraksiyonlar arıyorsanız burası size göre olmayabilir fakat daha sokak gezeyim, ucuzdan yiyip içeyim, biraz eminönü, biraz tarlabaşı, biraz italya karıştırayım derseniz tam sizlik bi şehir.
biraz radikal bir düşünce olacak ama, yıllık ortalama gelir. insan ne kadar kendine yetebiliyorsa, kafası o kadar rahat olur, o kadar az şeye stres yapar. ne kadar az stresliyse, dışarıdaki etkenlere karşı o kadar anlayışlıdır. ikincisi de zaman, ne kadar zamanı varsa, o kadar dinlenip veya gezip veya kafasını ne rahatlatıyorsa, kendini ne iyi hissettiriyorsa onu yapmasıdır.
ülkeyle ne mi alakası var? ülkeyi ülke yapan insanlarıdır. aylık 45 saatlik çalışma, maddi yetersizlik yüzünden ek iş peşinde koşmak, aysonu kirayı denkleştirmek, insanı depresyona sokar. birşey yapmak istemez, gergin olur, birşey öğrenmeye niyeti olmaz. ülkenin %70i bu hale gelince de, kültür negatif etkilenir.
ülkeyi güzel yapan detaylar, sabah birisinin metroda size gülümsemesi, yemeğini paylaşması, mimariye veya sanata hayranlıkla bakan insanlarıdır. elimizden geldiğince böyle olmaya çalışalım, umarım bulaşıcı olur diğer insanlara da.
ülkeyle ne mi alakası var? ülkeyi ülke yapan insanlarıdır. aylık 45 saatlik çalışma, maddi yetersizlik yüzünden ek iş peşinde koşmak, aysonu kirayı denkleştirmek, insanı depresyona sokar. birşey yapmak istemez, gergin olur, birşey öğrenmeye niyeti olmaz. ülkenin %70i bu hale gelince de, kültür negatif etkilenir.
ülkeyi güzel yapan detaylar, sabah birisinin metroda size gülümsemesi, yemeğini paylaşması, mimariye veya sanata hayranlıkla bakan insanlarıdır. elimizden geldiğince böyle olmaya çalışalım, umarım bulaşıcı olur diğer insanlara da.
Shorts akışları Instagram reelsden daha iyi olan video paylaşım platformu.
Özellikle Kuzey Makedonya seyahatlerinde 4 saat yakınlıkta gidilecek yer tercih edecekler veya araçla Balkan turu yapanlar için görülesi bir şehir. Öncelikle kendine has bir havası var. Genç nüfusu fazla. Akşamları hareketli. Küçük bir şehir, yürüyerek her yere ulaşılabiliyor. Klasik büyük Balkan şehirleri gibi dere kenarına kurulmuş.
Görülmeye değer 2 özel yeri var. İlki (bkz: kelle kule). Osmanlı askerlerinin öldürdüğü Sırp askerlerinin kafataslarından yaptığı bir kule kendisi. İkincisi ise nazi kampı. Çok güzel korumuşlar kampı, çok başarılı.
Şehri görmeye 1 gün yetiyor. Şehrin enerjisi benimle çok uyumluydu, tekrar gitmek istiyorum bu yüzden.
Görülmeye değer 2 özel yeri var. İlki (bkz: kelle kule). Osmanlı askerlerinin öldürdüğü Sırp askerlerinin kafataslarından yaptığı bir kule kendisi. İkincisi ise nazi kampı. Çok güzel korumuşlar kampı, çok başarılı.
Şehri görmeye 1 gün yetiyor. Şehrin enerjisi benimle çok uyumluydu, tekrar gitmek istiyorum bu yüzden.
Varlığından yeni haberdar olduğum hediyecik. Bize de nasip olur mu acaba?
Kapıda vize veren Yunan adalarından en sevdiğim. Öncelikle Bodrum'a çok yakın olması, ulaşım açısından çok iyi. Çok kısa sürede gidebiliyorsun. Gece hayatı iyi. Mylos beach club gittiğim en iyi beach clublardan biri. Hipokratın memleketi, hani şu doktorların yeminini ettiği. Şarapları çok güzel. Her yerinden tarih fışkırıyor. Ayrıca adanın arka tarafında kalan kefalos, Ege'nin en iyi denizlerinden biri. Tavsiye olunur efenim.
Rakı içen kadın hep kulüp delüks rakısı içiyor nedenini anlamış değilim. Ünlülerin ve sosyetenin rakısı olarak da biliniyor bu marka.
(bkz: fas) ilk fırsatta.
Yüzme, bisiklet ve koşudan oluşan bir yarış türü. Buradaki olay, hiç dinlenmeden arka arkaya bu 3 sporu tamamlamaktadır.
Henüz tam anlamıyla yola çıkamadım aslında çıkamadık. Hedefimiz (koca yürekli ve cüsseli adamla) 21 Ocak 2019’da başlayacak dünya turu.
Bizi mahalle pidecilerinin fahiş fiyatlarından ve nasıl yapıldığı bilinmeyen pidelerden kurtaran restoran. Hem fiyatları uygun hem de pideleri lezzetli ve doyurucu.
İmbiğin en yüksek alkol oranı olan göbek kısmından en az 3 kere damıtılarak ve %100 yaş üzümden yapılan rakıya göbek rakısı denir. Tekirdağ göbek rakısı için açıkçası göbek rakılarının en iyisi diyebilirim.
İran gezisi sırasında varzaneh çölünde çadırda. yanımıza çöl tilkisi de gelmişti. Gün doğumu ve gün batımını izlemek harika bir deneyim olmuştu.
abim ben sizin biletinizi alsam nasıl olur?