#tüm turconapoletano entry'leri

seneler önce uzun bir avrupa turunda viyanaya yakın diye günübirlik gidip hiç beklenti içinde olmamama rağmen çok sevdiğim tatlı mı tatlı küçük şehir. o zamanlar çok ucuzdu ve şehri gezmek kaleye çıkmazsanız 3-4 saatten fazla sürmüyordu.

gittiğimiz restoranda lokal yemek tavsiyesi isteyip ısrarlar üzerine sarımsaklı ekmeği denemiş, ağzımızdan o acı tadı rahat bir hafta atamamıştık aman siz aynı tuzağa düşmeyin.

aklımda en çok kalan şey ise insanların toplanıp mekan kiralayarak kişiye özel partiler vermesiydi. sokakta tanıştığımız eleman bizi davet etmiş ve öylece tecrübe şansı bulmuştuk. mekan içinde hemen herkesin esrar içtiğini görünce bir sigara yakmış, anında burada sigara içmiyoruz sadece esrara izin var diyen insanların tepkisiyle karşılaşınca da dumur olmuştum.
iş için gidip iki gün antananarivo da kalmış bir gününde de şehri gezmiş biraz hayal kırıklığına uğramıştım. muhtemelen hayatımda gördüğüm en pis yerdi. pazar yerinin ortasından kanalizasyon suyu geçiyordu. insanlar kadın erkek fark etmeksizin sokaklarda ulu orta büyük küçük tuvaleti yapıyorlar gözünüzün önünde. zaten şu anda da ciddi veba salgını ile uğraşıyorlar ki veba ortaçağ hastalığı diye bilinir varın siz düşünün ülkenin halini. hava kararınca da bir yabancı olarak sokağa çıkmak çok tehlikeliydi. ama yine de doğası ve lemurları ile ilginç bir yerdi. merkezdeki kureta restoran ise yemek yemek ve değişik dans gösterileri izlemek için en ideal yerdi.
Üsküp eski çarşıda harika örneklerini bulup tadabileceğiniz sütlü tatlı
80 lerde doğmuş kuşağın unutamadığı efsane rekortmen halterci. Onun çıktığı tüm şampiyonalarda sokaklar bomboş olur, yaptığı her başarılı kaldırış ardından tüm evlerden milli takım gol atmışcasına çığlıklar yükselirdi. Zamanında bir Bulgar arkadaş her ne kadar kaçıp Türkiye için yarışsa da tüm Bulgaristan'da onu izler, madalyayı sizin adınıza alsa da yine bizim sporcumuz gibi gururlanirdik dediğini hiç unutmam
Her tarafı büyük yeni ve gösterişli binalarla kaplı, yirmi yıllık yeni bir şehir. Bir gezgin için pek bir numarası yok Almatı çok daha güzel derim geçerim
Bosna Hersek te bulunan kafa dinlemek isteyen kampçılar için adeta bir cennet olan küçük ve şirin bir şehir.

sarajevo dan otobüsle ufak bir terminale varıp bulunduğunuz yerden dağın arka kısmına kısa bir yürüyüşle hemen merkeze varıyorsunuz. merkezden biraz yürüyünce karşınıza büyük ve şahane bir şelale çıkıyor. evet, şehrin göbeğinde. kamp bölgesi ise park plivsko jezero olarak adlandırılan göl kenarında çok güzel bir parkta bulunuyor. gidin görün kalın kafa dinleyin.
napoli ile salerno arasında kalan sorrento, positano, vico equense ve ravello gibi sarp kayalıklar üzerine kurulu semtlerden oluşan bölgenin genel adı. buraya geldiğinizde deniz manzarasına doyuyorsunuz. italya daki en güzel koylar burada desem abartmış olmam. hem deniz ve kum hem de kültür gezileri için ideal. positano daki katedral etkileyici. dik yamaçlar da yürüyüş için gayet uygun. yazın ne kadar hareketli ise sezon dışında o kadar durgun. imkanım olsa yerleşsem hep burda kalsam dedirtecek kadar güzel.
Napoli'nin birbirinden şahane 3 adasından en bi meşhuru ve büyüleyici olanı. napoli limandan yarım saati geçmeyen bir yolculuk ile varılır. sırf grotta azzura adlı mağara ve faraglioni denilen kayalıkları görmek için bile gidilir. bu ikisini görmek için limandan tekne turlarına katılsanız yeter. ada capri ve anacapri olarak ikiye ayrılır. anacapri daha bi sevimli dah bol manzaralıdır ama hayat capridedir. denizi harikadır. biraz fazla turistik gibi olsa da her zaman daha lokal bir yer bulmak mümkündür. via krupp adlı dik ve dolambaçlı yoldan inip sonundaki sahilde yüzmeden gelmeyin.

etrafta göreceğiniz kafam kadar büyük tabirine harfiyen uyan limonları görünce hormonlu bu ya demek içten bile değildir ama gayet doğal ve lezzetlidir. limoncello nun en iyisi burda bulunur kanımca. limoncellonun tadı kolonya gibi diyen varsa crema di limoncello yu öneririm normaline göre daha hafif ve içilebilir.