#tüm turconapoletano entry'leri

youtube da gezinirken denk geldiğim, bir süre sonra bağımlılık yapan müzik insanı. kendisi aynı zamanda ünlü gitarist asım can gündüz ün de oğluymuş. yeteneğin nerden geldiği belli oluyor tabi ki. kendine ait çok şarkısı yok ama efsane coverlar yapmakta. özellikle de sena şener ile olan coverlar neredeyse parçanın orijinalinden iyi olmuş dedirtecek türde

sena şener ile olan ilk dinlediğim cover
harika bir editors şarkısı. sözlerini de yazayım da tam olsun :

Make our escape, you're my own papillon
The world turns too fast
Feel love before it's gone
It kicks like a sleep twitch!
My papillon, feel love when it's shone
It kicks like a sleep twitch!
Darling, just don't put down your guns yet,
If there really was a God here,
He'd have raised a hand by now.
Now darling, you were born but you will die here,
Well that's quite enough for me
We'll find our own way home somehow.
No sense of doubt, for what you could achieve,
I'd help you out, I've seen the life you wish to leave
Well it kicks like a sleep twitch!
You will choke, choke on the air you try to breathe.
It kicks like a sleep twitch!
Darling, just don't put down your guns yet,
If there really was a God here,
He'd have raised a hand by now.
Darling, you're born, get old, and die here.
Well that's quite enough for me dear,
We'll find our own way home somehow, papillon!
It kicks like a sleep twitch!
It kicks like a sleep twitch!
Darling, just don't put down your guns yet,
If there really was a God here,
He'd have raised a hand by now!
Darling, you're born, get old, and die here.
Well that's quite enough for me dear,
We'll find our own way home somehow.
It kicks like a sleep twitch!
It kicks like a sleep twitch!
italya'nın meşhur kızıl şehri. nedense gitmeden önce büyük bir şehir olarak hayal ederdim ama 3 saatte her yeri gezip görmek mümkün. piazza maggiore diye bir meydan var, görülmeye değer ne varsa buraya yürüme mesafesinde. meşhur iki kulesi var hemen her yerden görürsünüz. italyadaki birçok şehirden farklı bir mimarisi var. ıslanmanın mümkün olmadığı şehir derler çünkü binalarda portico denilen bir yapı var. binaların önünde kaldırımların üzerinde çatı görevi görüyor, insanlar yağmur çamur demeden gezebiliyor.

bizler için burdaki en ilgi çekici şey ise san petronio bazilikasının içinde bir freskte gizli. içeri girdiğinizde büyükçe bir duvar resmi ile karşılaşıyorsunuz. bu resim tam olarak dante nin ilahi komedyasında bahsedilen cehennemi tasvir ediyor ve resimde hz. muhammet in de tıpkı kitapta bahsedildiği gibi bir tasviri var.

yemek kültürü daha çok trattoria yani lokanta kültürü üzerine. sakın restoranlarda spagetti bolonez istemeyin kovarlar sizi. spagetti napoliye özgü birşey italyada bolonez soslu spagetti diye birşey yok. burda en meşhur yemek bolonez soslu tagliatelle ve tortellini dedikleri mantımsı yemek. ille de pizza yerim dersen pizzacının forno a yani odun fırını olduğundan emin olun yoksa rezalet birşey yersiniz.
gittiğinizde sizi zaman tünelinde ortaçağa ışınlayan kuleleriyle meşhur italya şehri. maalesef tren yok, en mantıklısı siena dan 1 saate giden otobüsler. biraz turistik bir yer belki bu yüzden de fiyatlar pek ucuz değil ama gitmeye engel değil. vernaccia diye bir beyaz şarapları var ki sırf bunun için bile gidilir. özellikle işkence müzesi ilginçtir. alternatif rota için ideal bir yer.
çocukken bile bunun nesi meşhur neden meşhur diye beni düşündüren ve hala düşündürmeye devam eden anıt. tek böyle düşünen ben değilmişim ki yapımı esnasında başta sanatçı kesimi ve birçok parissever, anıtın şehrin dokusunu bozacağını düşünüp karşı çıkmış, imza kampanyaları yapmış ve hatta yapımı bittikten sonra şehri terk edenler olmuş diye bir yerlerde okumuştum.
Bir şehir nasıl mahvedilir, tahrip edilir ve kaderine terk edilir in canlı örneği. Nüfus artışının her sene ekşi yüzdede olması her şeyi açıklar
İlk Astana'ya gitmiş fakat yerel kültür ve Orta Asya'ya özgü bir mimari ve hayat şekli görememiştim. Her yer yeni yapılan binalar, gökdelenler ve alışveriş merkezleri vardı. Starbucks taklidi, MC Donald's çakması mekanlar doluydu her yerde. Ama Almatı gerçekten şahane bir deneyim oldu. Green pazar, katedral ve savaş heykelinin bulunduğu park alanı, nehir kenarında yapılan bisiklet gezisi ve favorim teleferikle çıkılan şehir manzaralı kök tobe gezilmesi gereken yerler. Almatı da ayrıca çok kaliteli bar ve restoranlar da var. Kimisi Amerikan stili kimisi de yerel mekanlar ve orta Asya gece hayatının değişmezi karaoke barlar mevcut.

Yemekleri daha çok et ağırlıklı. En meşhur yemekleri at etinden yapılan Beşparmak. O kadar leziz ki beş parmak yedirtir diye adı öyleymiş. Bana et kuru geldi ama denemeden de olmazdı. Şaşlık adında bizim şiş kebap benzeri bir yemek var. Benim favorim ise plov. Bizim pilavın sebzeli ve etli hâli ama bu pilavı büyük tandır ocaklarda en az 3 saat pişirerek yapıyorlar. Buna ek olarak samsa adında içi tamamen kıyma dolu poğaça var. Atıştırmalık niyetine güzel gidiyor.

Içecek olarak da at sütü kımız ve deve sütü şabat deneyin derim. Ikisi de süt tadı vermiyor. Kımız hafifçe kefir tadında şabat ise ekşi yoğurttan yapılmış ayran gibi ama leziz.
Insanların kuleyle resim çekinmek için şekilden şekile girmekten hemen yandaki bazilika ve müzesini gezmeyi akıllarına getirmediği yer. Gece meydanlar ve köprülerde gençler sabah kadar partiler kalırsanız aklınızda olsun.