#tüm sosyalturist entry'leri

yabancı bir insanla tanıştınız ve türkiye cumhuriyeti topraklarında çekilmiş bir film önermeniz gerekiyorsa bu film, benim için 'bir zamanlar anadolu'da' olur.

sebepler; ödülünün kalitesine rağmen az bilinmesi, sanat barındırması, anadolu'yu gerçekleriyle, anadolu'dan simalarla anlatması. katiliyle, maktulüyle, vatandaşı ve memuru ile tüm gerçekleri açıkça sunuyor olması. sıkıcı ama akıcı olması.

başlığı formata uygun açmadıysam affola.
behzat ç dizisinde 3 farklı bölümde yapmış olduğum iş. işsizlikten ölüyor olsan dahi 17 yaşından sonra yapılmaz.
sözlük'te ve sözlüğün bağlı olduğu bir çok sosyal mecrada, paydaşları ve sempatizanlarının bol miktarda olduğu, küçük baş ve büyük baş hayvanlardan oluşan terör örgütü.

sözlükte en çok girdi bulunan başlıklardan birisi olan (bkz: ahmet kaya şarkılarında geçen mükemmel sözler) için özel olarak yapılan instagram paylaşımı bunun bariz kanıtıdır. liboşlar yönetime gelirse olacağı budur. masum bir kaç yazar sevdiği bir şarkının sözleri ile bu yavşuklara destek verdiklerinin bilincinde değillerdir.

babam anlatmıştı, 90'lı yılların başında, bolu izzet baysal üniversitesinde fahiş yemek fiyatlarına karşı protesto gösterisi organize edilmiş ve daha ucuza yemek yemek isteyen tüm öğrenciler bu gösteriye dahil olmuşlar. gösterilerin ilk saatlerinde bazı gruplar aşırıya kaçarak, yakıp yıkmaya başlamışlar. diğer öğrencilerin bir kısmı kaçmış, bir kısmı eşlik etmiş, bir kısmı da bu duruma itiraz etmiş. (bkz: gezi parkı eylemleri) kısa süre sonra polis bu grupları önce dağtmış sonra karakola almış. babam ve arkadaşları anlamışlar ki; yemek yiyelim derken pkk'nın kuruluşunu pkk sempatizanlarına yakışır şekilde yakarak ve yıkarak kutlamışlar. adam o gün bugündür eyleme katılmaz, katılana da laf eder.

el hasıl vel kelam, son dönemde pkk'nın sosyal mecralarda çok güçlü destekçileri var ve bunlar size komiklikler şakalar paylaşıyormuş ya da bilgi verip tarih öğretiyormuş gibi görünüp, altınızdan vatanınızı çekmekteler. anlaması gerçekten çok güç, ayırt edilemeler. buna bir örnek ile destek çıkmak isterim. (bkz: vibio) kanalı ile alakalı (bkz: erlik) tarafından yayınlanmış bir video var. biraz aaraştırırsanız bulursunuz. bu videoyu izleyene kadar yılmaz güney'i adam, sevenlerini insan sanardım. alayının (bkz: amk)
ankara'da bulun beni.

tanım da iliştirelim: kaybolan kişinin bulunmayı beklediği yer.
yazılmamışlardan birkaçı.

-glasgow
-manchester
-liverpool (liverpool'dan dökülen bu nehir manchester'in ilçesi olan stockport'tan başlar, adı mersey nehri'dir. (bkz: river mersey)

bunlara ek olarak, eski kayseri bb mehmet özhaseki'nin şehrin ortasından kızılırmak'ı geçirmek gibi bir projesi vardı, sonradan anlaşıldı ki; asıl niyeti kayseri trafiğinin içinden geçmekmiş ve malesef başardı.
konuşmak, sonradan öğretilmesi en zor şeylerden biridir. birini kırmadan konuşmayı öğrenmek zordur, konuştuğun dili öğrenirken yanlış öğrendikten sonra düzeltemezsin. günlük hayatta karşılaştığınız insanlara bakın. örneğin, karadeniz bölgesinin batı kıyısında doğup büyümüştür, 'e'yi açarak kullanan ailesi vardır ve çocuğuna doğrusunu ogretmemişlerdir, o çocuk ne kadar çabalarsa çabalasın e harfini açarak kullanmaya devam eder. kars, erzurum, ardahan yöresinde doğmuş büyümüştür, konuşurken 'k' ile başlayan kelimeleri keskin kalır, angara'da doğmuş büyümüştür. o konuşurken fark etmez ama şivesi vardır. hele ki sokakta büyümüş neslin çocukları. tv ve internet etkisinde kalmamış olanları asla düzelemezler ve malesef azalarak bitmekteler.

neden malesef dediğime gelirsek. her ne kadar dilin doğru kullanımı asıl olan, doğru olan gibi gelse de; şive ve ağız edebiyata ve günlük yaşama renk katan eşsiz 'doğal' öğedir.

fazla uzatmadan, bu, dünyanın tüm ülkelerinde, önemli bir olgudur. bu yüzden aksan esprileri, her dilde komik olduğu kadar o dilin zenginliğine zenginlik katar. bu gerçeği daha 6 ay önce sevgili eşim, bana
-hafif aksan severim, sende de var dediğinde fark ettim. o güne kadar yöresel bir dilim olduğunun farkında değildim.

Not: 'la bebe', bebe gibi kelimeleri kullandığım zamanlar hariç. onlar mahallemden yadigar.
bilmediğim konulardan olduğu için hakkında yorum yapamam. fakat şu geyik sonuna kadar doğrudur.

-ingilizler böyle konuşmuyor yaa.

bunun birde mancunian ve scottish aksanı durumu vardır, plazada yarı türkçe, yarı ingilizce konuşan gevşek ağızlıları liverpool ve manchester çevresinde sosyal gezintiye davet ediyorum. su alamazsınız, su!

bize okulda öğretilen ingilizce vs ingiltere'de konuşulan dil.
çok içtiğim masada gereğinden fazla şahsi fikir beyan etmek.
sık sık yapar, ardından 3 ay ne dediydim, niye dediydim diye düşünürüm.
son gelen eleştirilere kulağının çekildiğinin kanıtıdır.

halk tarafından, evet tarafından.
zirvesi herkese göre değişkenlik gösterir fakat. şüphesiz 2000'ler orta oyunu gösterileri, hem sayılarının azlığından hemde erişimin zorluğundan dolayı efsanedir.

(bkz: ata demirer tek kişilik dev kadro serisi)
(bkz: cem yılmaz bir tat bir doku)

filmlere bakış görecelidir o yüzden iddialı ve çok bilinenleri bir kenara bırakıyorum. (bkz: ölümlü dünya) mütevazı tiyatrocu kadrosuyla sinemada fırtınalar estiremese de, ulaştığı kitlelerde iz bırakan bir film olarak (bkz: sağ salim) filmi kaliteli mizaha iyi bir örnektir.

günümüzde mizah deyince akla gelen isimleride bir kenara ayırırsak; (bkz: deniz göktaş) mizahı yakın gelecekte eğer hala özgür bir ülkede yaşıyor olursak, dönemin konjonktörüne en büyük eleştirel bakışı atan kişi olarak kitaplarda yer alacaktır. ofansif duruşu ve yeni kuşağın bakışıyla birleşmiş eski kuşak çatışmaları tatmin edicidir. ses tonunun berbat olmasına rağmen sizi içine çeken bir dili var.

son olarak, yakın geçmişte yaptığı alevi esprisiyle daha hiç ünlü olamamışken çok ünlü lincine uğramış olan (bkz: pınar fidan)'ı yakında yeniden sahnelerde göreceğiz. kendisine inancım var, bizi güldürürken düşünmeye zorlayacaktır. beğenmeyen siktirsin gitsin (bkz: recep ivedik) serisinden daha kötü olan (bkz: cumali ceber) serisini izlesin.

yazının sonunda neden coştum bilmiyorum, pınar fidan deyince böyle oldum galiba.