#tüm sosyalturist entry'leri

Işe giriş işlemleriniz yapılır yapılmaz, devlet tarafından zorunlu olarak dahil edildiğiniz sistemdir.

öyle ki bu orospu çocukları sizi sisteme alırken kişisel bilgilerinizi bile sormazlar. sizin otomatik besten ilk maaş bordrosunu alana kadar haberiniz bile olmaz. sonra gün gelir, o işten ayrılırsınız. bu sefer çıkma işlemi başlatmanız gerekir. girerken kimsenin sen kimsin demediği kurusu kuruşuna maaşını kesen ibneler. bu sefer sana formlar gonderirler sayfalarca yazılar, gasp ettiğimiz paraları almak istiyorsanız, bu evrakları sike sike okuyacaksınız sonra da imzalayıp bize fax çekeceksiniz. bak bak bak... fax çekecem orospu çocuklarına. niye? paramı versinler diye. amina koyuyum böyle düzenin ben.
kardeşimin eşine yemeğe eşlik etsin diye işler güçler dizisini açalım dedik. aldığımız cevapla şoke olduk.

-ya hayır onu izlemeyelim, çok hızlı espri yapıyorlar ben birine gülerken oburu kaçıyor.

Not: boşandılar.
siyah fluence kullanıp, pala bıyık bırakan, 50''li yaşlardaki amcanın da eşcinsel olabileceğini anlamam. ilk yalnız otostopumda, başıma geldi.

Not: eşcinsel değildim, olmadım da.
2000'lı yıllara kadar Türkiye'nin turizm gelirlerinde büyük öneme sahipken, son 20 yılda gelen turistleri kazıklamaktan helak edip gelmemelerini gelselerde alış-veriş yapmamalarını sağlamış esnaf ve sanatkârlar şehridir.

Ne il turizm müdürlüğü işini doğru yapmıştır nede dorak gibi koca koca firmalar çinli, japon, alman turistleri dolandırmaktan geri kalmıştır.

Cem yılmaz'ın gora filminde ki arif karakteri tam olarak bu bölgenin esnafına ayna tutmuştur.

Sonuç olarak son 5 yıldır ağlamaktan başka birşey yapamayan bu şehir esnafı her geçen gün, kepenk indiren otelleriyle turizm sektöründe dedikoduların odağında kalmayı başarmıştır.
The Man From Earth

Eksik gördüğüm yanları var ve bu durum beni filme daha çok çekiyor.
30 ekimde gerçekleştireceğim eylemdir.

bir arkadaşımın gazına gelip göç etmek için londradan vazgeçip manchestera bilet aldım. zira kendisi beni orada ağırlayıp, düzenimi oturtana kadar her konuda yardımcı olmaktan memnuniyet duyacağını belirtmişti.

Dün itibariyle dolaylı yoldan beni ve eşimi ağırlamayacagını iletmiş bulunuyor. Biz ona herhangi bir taleple gitmemiş olmamıza rağmen daha yola çıkmadan yediğimiz ilk kazık ile artık daha sağlam adımlar atmaya çalışacağız. üzgünüz ki ayarlayacağım dediği ev ve iş ayarlanmayacak ve biz de ortada kaldığımızda kalacağız.

Ulan 10 gün kala yapılır mı be.

Not: varsa tanıdık birileri iş falan ayarlayacak döner bile keserim.

güncelleme editi:

Bu metni gördükten sonra bana mesaj yoluyla ulaşmaya çalışan bir arkadaşın mesajını geç görmüşüm. kendisinden burada da özür dilerim. zira öğrendim ki londra'ya yerleşmek gibi bir gaflette bulunmuş ve her yeni yerleşen gibi londra'nın gri ve kahpe yüzüyle karşı karşıya kalmış. bu yüzden anlatmak istediklerim var.

buraya gelirken bize kazık attığını düşündüğüm arkadaşımız aslında bize çok büyük bir iyilik yapmış. zira işin içine girince öğreniyorsunuz ki türk ırkdaşlarımız türkiye'nin yazılı olmayan kurallarını ingiltere'ye getirip ingiltere'yi buna adapte etmekte hiç geç kalmamış hatta fazlasiyla yol kat etmişler.

lafı uzatmadan buralara gelmeyi planlayan, hayal eden herkese naçizane tavsiyem şudur. londra'da götünüzü kollayacak birileri yoksa gitmeyin. 3 kuruş paraya günü ikiye bölüp eşşek gibi çalıştırırlar, sizde o parayla bulduğunuz ucuz bir odada nefes almaya çalışırsınız. rüzgar sevmiyorsanız brighton ve liverpool'a gitmeyin üşürsünüz' sinüsleriniz dolar başınız ağrır. kimseye güvenmeyin donunuzu alırlar. ingilizler'e güvenin ama inanmayın, sözlerinden cayabilirler ve buna sebep olarak biz türklerin kabul akıl edemeyeceği nedenleri sunabilirler.

kendi mesleğinizde türkiye'de hali hazırda bir kariyeriniz yok veya ingiliz gibi ingilizce konuşamıyorsanız ilk iki yıl mesleğinizi icra etmeyi unutun (aşçı, kahya, depocu veya garsonsanız durum değişir.)

araba almaktan korkmayın hatta ilk işiniz bu olsun ki mümkün olduğunca keşfedin, öğrenin paylaşın ve nerede yaşacağınızı, nelere dikkat edeceğinizi öğrenin. ilk iş gallere gidip wildswimming yapın. dağlara çıkın oksijene doyun. evinize yakın olmayan yerlerde çalışmayın ki buraya gelmenizin bir anlamı olsun. yaşamın tadını çıkarın.

ben manchester'dayım biraz özverili çalışma ve bolca şans ile harika bir işim ve patronum var. abim olsa bu kadar severim mükemmel bir adam. onun vizyonuyla ben kendimi buldum diyebilirim. hakkını vermek için sıkı çalışıyprum. aslında sizinde yapmanız gereken bu. hakkınızı alıyorsanız hakkını verin. böylece iyi insanlar çevrenizde birikir.

not: arabamı ilk geldiğim ay aldım, ilk 6 ay orospu çocuğu bir takım insanların köpekliğini yapıp bulaşıklarını yıkadım. bir turizmci olarak o boktan kafede eğitimli ve nizami bir hizmet verdim. karşılığında kırpılmış maaş, ezilmiş bir bel, kesilmiş kanayan eller, motivasyon olarak bitik bir ben aldım. oturumumu alır almaz o lanet yerden ayrıldım ve şuan evimi aldım. kira değil mortgage ödüyorum. devlet desteğiyle aldığımız evimize nazar edenin anasını sikiyim. alınteriyle aldık.

son olarak, herkes ama herkes size 'burada işler böyle yürür', 'işine geiyorsa çalışırsın burda böyle', sen yapamazsın annenin babanın yanına dön' gibi sikik sokuk cümleler kuracaklar.
o orospu çocuklarına salatalık verin.
kimseye muhtaç olmadığınızı buranın bir sosyal devlet olduğunu ve en zorda kaldığınız anda devlete sığınabileceğinizi ve yine de ite köpeğe muhtac olmayacağınızı bilin.
burada en önemli konu bazı kan emiciler gibi devleti sömürmeyi hedeflememek ve fırsatı bulduğunuzda çalışmaktan kaçmamak. vergi çalanlardan değil verenlerden olursanız ilerde çok rahat edersiniz.

gelişi güzel yazdığım bu son güncellemede, hiç bir yazım kuralına dikkat etmediğim için üzgünüm zira 'almanya'dan geliyom acun abi'

ulan! bişey daha söylemek istiyorum. doğru kalın millet, yalak, yalaka, üç kağıtçı olmayın. bu ingilizler mal ben bunları yerim demeyin. öyle olsalardı siz bura degil onlar sizin oraya gelirlerdi.

sorusu olan yazsın, mesajlara bakmaya çalışacağım.
yapılan iş karşılığında alınan paranın hakkını vermiyor olmak, o parayı veren kişiyi dolandırmaktır.

sizinle aynı işi yapan kişilere ekstra iş yükü yıkmak kul hakkı yemektir.

Hırsızlık maddi olmak zorunda değildir. Zamandan çalmak da hırsızlıktır.

Bu eylemleri yapan kişiye karşı susmakta dinen günahtır.

mesaiden bildirdim.
Delikanlı gibi anlaşmasını yapıp, sponsorunun desteğini alan. Götünü yaymış tinder da karı kız kovalayan gezginlere ders niteliğinde videolar paylaşan. Gittiği her yere türkiye cumhuriyeti vatandaşının saygınlığını ve nezaketini götüren. Saygı değer şahsiyet.

kitabini eleştiren yazarlara not:

kitabı edebi eser olarak değerlendirmekten uzak durmalısınız. Zira kitap tam bir fail olmakla birlikte okumaya doyamadığım bir anı defteri. Kitabı okumadan yorum yapan zevzekler gidin de dnr da kitabın son sayfalarını bi karıştırın.
14 farklı markayı içinde barındıran, dünyanın ilk global zincir otellerinden birisi.

Conrad ve waldorf astoria markaları dışında, sıradan otellerden farkı olmayan gereksiz pahalı ve namlı bir oteldir. gerek double tree by hilton, gerek hampton by hilton olsun her otelde bulacağınız konfordan fazlasını asla veremez.