#tüm songlkaradeniz entry'leri

türkçeye çevrildiği adıyla yaşam şifresi. duncan jones'in yönetmenliğini üstlendiği 2011 yapımı gerilim, bilim kurgu film. genel olarak filmde bir trenin içinde ne olduğundan habersiz şekilde uyanan yüzbaşı colter stevens'ın sürekli olarak 8 dakikalık bir patlamayı yaşadığı ve bu süre zarfında bombacıyı bulmak zorunda olduğu bir görev anlatılmaktadır. enfes bir yapımdır.
otistik bir gencin kız arkadaşı edinme çabasını anlatan netflix dizisi. ilk bölüme bayıldım, sam’in penguenlere olan ilgisi o kadar hoşuma gitti ki anlatamam. bölüm boyunca dizinin her kısmı ayrı hoşuma gitti. casey karakterinin sert ve kardeşi sam’e karşı olan korumacı tavrına bayıldım. sam ve casey rollerinin hakkını fazlasıyla veriyor.
Nefesimi içime çekiyorum fakat ciğerlerime dolan oksijen değil demir yığınlarıymış gibi. Yaşamak ile yaşamamak arasında gidip geliyorum. İçimden kilometrelerce koşup içimdeki boşluğu gören o adama sarılmak geliyor. Yapamıyorum. Korkuyorum, daha fazla incinmek istemiyorum. Fakat her korku bana kaçtığım o incinmişliği altın tepside sunuyor. Yaşamaktan korktukça yaşama batıyorum sanki. Bir bataklığın içindeymişim gibi hissediyorum. Kurtuluş korkmadan yaşamak mı yoksa yaşamaktan korkmamak mı bilmiyorum. Sadece içimdeki o korkak koz çocuğundan bir türlü kaçamıyorum. Peşimi bırakmayan bir gölge gibi çocukluğum hep ardımdan geliyor.
Kesinlikle uzaya gitmek.
İkinci olarak uzaydan yeryüzüne paraşütle atlamak. Birde şey, Antarktika’da penguenlerle sohbet etmek. Ha ayrıca dünya üzerindeki her noktaya ayak basmış olmak. Şimdilik bunlar.
Yanlış bir düşüncedir. Saraybosna’ya kışın gitmiştim ve fazlasıyla keyif alarak gezmiştim. Ayrıca hadi diyelim Antarktika’ya gideceksiniz o zaman ne yapacaksınız. Buzulların erimesini filan mı bekliyorsunuz? Biraz uç bir örnek oldu ama neyse. İster yazın gidin ister kışın, yeterki keyif ala ala gezin. Kalıpları boşverin gezmenize bakın.
Gezgin ya da değil fark etmez bence birine alınabilecek en mükemmel hediye kitaptır. Benim için ondan ötesi sadece hediye veren kişinin kendi emeğiyle yaptığı herhangi bir şeydir. Bu ikisinden daha anlamlı başka bir şey yok.
Bir yaya olarak tabiki gereksiz korna çalan agresif tipler. O kornayı zırt pırt çalsınlar diye koymamışlar oraya. Acil durumlar için koyuldu o. Yeşil yanar yanmaz basmak ya da tıkalı trafiği korna gücüyle açmak için filan değil yani.
Edit: Ayrıca annem 10 yıllık motorsiklet sürücüsüdür ve bir kez bile kaza yapmamıştır. Fakat bir gün kırmızı ışıkta beklerken öküz herifin teki kuralları çiğnerken aynı zamanda annenim ayağını da çiğnemiştir. Bu sebeple üst entrydeki yazarın kadınlara yönelik bu genelleyici tavrının saçmalığını belirtmek isterim. Ayrıca trafikte erkekler daha agresif olduğu için sakin kadın sürücüler kendilerine sinir bozucu geliyor. Yani bunun tek nedeni kendi agresiflikleridir. Editim entrymden daha uzun oldu fakat yazmazsam içimde kalırdı. Kusura bakabilirsiniz.
Ne adminim ne de moderatör. Burada bir şeyler yazmak hoşuma gittiği için bir süredir yazıyorum. Gerçekten keyif aldığım şeylerden biri oldu gezgin sözlük. Esasında bir arkadaşımın ekşi sözlükte yazsana tavsiyesi sebebiyle bir sözlükte yazma düşüncesine kapılmıştım ama ekşi sözlük itici geldiğinden gezgin sözlüğü tercih ettim açıkçası. Çünkü ruhuma daha çok hitap etti buradaki atmosfer.
Gereksiz bir korkudur. Çünkü ölüm hayatın gerçeğidir. Tabi ölümün belirsizliğinin çoğu insanda tedirginlik yaratması kaçınılmazdır. Fakat ölümden kaçamayacağımız için kendisini kabullenirsek ortada sıkıntı kalmaz. Bu korku büyük ölçüde insan ırkının ölümsüzlük hevesinden kaynaklıdır. Halbuki bir sonu olduğunu bildiğimiz şeyler daha kıymetlidir. Çünkü biriciktir. İnsan yaşamınada bu gözle bakılırsa o korku ortadan kalkar.