#tüm mavinin-hissiyati başlıkları

Mevcut tüm değerleri ve anlamları reddeden felsefi görüştür. Anlamın olmadığını savunmaz, anlamın henüz bilinmediğini savunur.
anlam, şeyin açıklaması, niteliği, özelliğidir.

"bardağın anlamı ne?" sorusu içinde bir sürü soru barındırır: "bardak nasıl görünür? bardak ne işe yarar? bardak nasıl imal edilir?" tüm bu soruların cevabı bardağın anlamını oluşturur.

biraz felsefeye kayalım:

"hayatın anlamı ne?" sorusunun cevabını yine hayata dair tüm soruların cevabı oluşturur: "hayat neden var? hayat nasıl başladı? neden hayatı bu bedenden algılıyorum?"

nedensellik ilkesinin var olduğu bir evrende her mantıklı sorunun bir cevabı olmak zorunda olduğu için hayatın anlamını tanımlayamasak bile hayatın anlamı olmak zorundadır. fakat insanlar çok saçma bir hataya düşüyor. hayatın anlamını oluşturan cevaplar istediğimiz gibi olmayınca hayat anlamsız diyoruz. halbuki hayat anlamsız değil, hayat istediğimiz anlama sahip değil(belki, muhtemelen, olabilir de). Anlamı hiç yok etmedik ama tarih boyunca sayısız defa hem toplumsal, hem kişisel olarak değiştirdik.

Hiçbir felsefi akım anlamın olmadığın savunamaz. Bu çok dayanaksız olacaktır.

Bir diğer değinmek istediğim ayrıntı ise şu:
Hayatın anlamını bulamayan veya değişen anlamdan memnun olmayan kişiler çoğu zaman depresyona girebiliyor, hatta anlamsızlığı sebep gösterip intihar eden kişiler bile oluyor.
Bunun sebebinin direkt olarak anlamı bulamamaktan ya da anlamın tatmin etmemesinden kaynaklandığını düşünmüyorum. Bunu basit bir örnekle açıklayayım: Çocuğunuza "seni yarın lunaparka götüreceğim" diyip ertesi gün götürmezseniz çocuğunuz üzülür. Halbuki lunaparktan hiç bahsetmeseydiniz çocuğunuz üzülmeyecekti.
İşte bu kişiler de sırf bu yüzden depresyona giriyorlar. Çocukluktan itibaren onların beyinlerine sürekli "hayat çok anlamlı, ölünce cennete gideceğiz, iyilik yapmak çok önemli, etik ve ahlak diye şeyler var, bizi yaratan çok merhametli ve mükemmel bir tanrı var..." diye anlamlar kazındı fakat gün geldi ve kendi fikirlerini oluşturup bu anlamların doğru olmadığını düşündüler. İşte bu yüzden tıpkı lunaparka gitmek için umutlandırılmış ama gidememiş çocuk gibi üzüldüler. Bu gerçekten çok doğal bir tepki.


Hiçbir kimseye terk edince üzüleceği anlamlar vermeyin.
Allergodil, aerius, crebros en az yan etki/performans değerine sahiptir. Allergodil burna uygulanan spreydir. Yıl boyu süren alerjik burun tıkanıklığınız varsa çok tavsiye ederim. Topikal kortikosteroidler daha fazla yan etkiye sahiptir ve çok uzun süre kullanılamazlar.

Sabah akşam her burna birer defa allergodil sıkın. 3 gün içinde geçmesse bunu devam ettirip öğlen de crebros ya da aerius ekleyin. 5. gün de değişiklik olmassa bir doktora gidin. İlaçları aile hekimine yazdırabilirsiniz. Sorarsa daha önce kullanıyordum diyin.

Doktor değilim tecrübeliyim. İlaçların yan etkisi olmadığı için de söylerken içim rahat. Çok sorunlu bir hasta değilseniz bunların büyük oranda size yardımcı olması gerekir. Şu an açık burnumla derin derin nefes alarak yazıyorum bu entryyi :D

ayrıca alerji bagısıklılık sistemiyle çok ilgilidir. doğru beslenmeyi öğrenin ve muhakkak spor yapın.

gluteni, süt ve süt ürünlerini tüketmeyi bırakınca alerjisi geçen kişiler varmış. Bi araştırın.

hadi geçmiş olsun.
ilk sezonlarını çiğ bulsam da 7. sezondan sonra iyi ve ilgi çekici fikirlerinin olduğunu düşündüğüm youtube video bloggerı.
(bkz: mavi)

ortaokul zamanlarımda, kendi alışverişimi kendim yapmaya başladığım zamanlar her kıyafet almaya gittiğimde mavi ve tonlarında kıyafet seçiyordum. başta fark edemedim ama dolabım maviyle dolmaya başlamasıyla ve benim çoğunlukla mavi giyinmemle birlikte hem ben hem çevrem fark etti bunu. o zamanlar bana en sevdiğin ne renk diye sorsalar bi on saniye düşünüp bi renk sallardım. farkında bile değildim maviye olan aşkımın.

daha sonraları bulutsuz günlerde gökyüzüne baktıkça bunun ne kadar muhteşem olduğunu düşünüyordum. başımı havaya kaldırdıkça içimde hoş bir şeyler kıpraşıyordu.

mavinin bu kadar karşıma çıkışı tabii ki en sonunda kafamda fikirsel olarak somutlaştı. "evet ben mavi renginden hoşlanıyorum" diyebiliyorum. peki iyi ama bu hoşlanma göz zevkiyle alakalı değil. yani benim maviden hoşlanmamın sebebi asıl olarak gözüme hoş gelmesi değil. çoğu zaman diğer renkler de gözüme hoş geliyor. sarı, turuncu, kırmızı... işte bu yüzden bunun sebebini aramaya başladım.

renklerle psikoloji arasında bir bağlantı var. özellikle pazarlama, reklam gibi sektörlerde bu bağlantıya dikkat ediliyor. mesela fast food şirketlerinde mavi rengi pek kullanılmaz çünkü mavinin açlık hissini azalttığı bilinir. buna karşın mavinin arttırdığı his, yani benim maviye olan düşkünlüğümüm sebebi
(bkz: özgürlük)