#tüm jackie-brown entry'leri

imdat freni adlı grubun devamı olarak 1994 yılında kurulmuş sokak müziği yapan bir grup. sokak müziği tabiri ne kadar doğru onlar için bilmiyorum ama kendileri de zaten “sokak müziği yoktur, müzik sokakta olmalıdır” demişlerdir. eski bohemlerin ve gezginlerin pek sevdiği bir gruptur. şimdiki popüler gezgincikler manuş baba dinliyor.

plak kayıtlarını binbir punduna getirip doldurtmuş, istiklalin sokaklarında polisle kovalamaca yaşayarak ömür tüketmişlerdir. grubun kurucularından bizon murat geçtiğimiz aylarda tüberküloz teşhisiyle hastaneye kaldırılmıştı. hatta kadıköy’de bir mekanda kendisi için dayanışma gecesi düzenlenip para falan toplanmış. facebook sayfalarında hesap numaraları var, isteyen yardım edebilir. ayrıca (bkz: anadolu rock)
bir dönem önce yüksek lisans tüm derslerimi ve tezimi verdiğimden dolayı beni etkilemeyen durum. dönem sonuna kadar sistemde öğrenci gözüküyorum. iş yerim yol ücreti her ay 260 lira yatırıyor, ben ise hep 50 - 60 liralık dolduruyorum bir ay her türlü yetiyor.
tehlikeli olması sebebiyle 1 mt uzağa kadar bile gidemeyeceğiniz denize sahip koy. plajı ücretsiz olup, şezlong bedeli geçen sene 15 liraydı. ayrıca buradan kelebekler vadisine yarım saatte bir tekneler kalkar.
kavga diyemeyeceğim ama barcelona’daki son günümüzde tibidabo’ya çıkmaya gözüm kesmediği için 35 yaşındaki arkadaşımın kız gibi trip yapması sonucu bir daha kendisiyle yurdışı tatiline çıkmadım.
son 2 yılda çevremde popüler kültüre ve yavşaklığın dibine batmış kim varsa diline pelesenk olmuş laftır. sıralasam bu kişiliklerin hepsinin de benzer özellikleri var. kolpaçino tayfası diyorum ben bunlara.

örnek teşkil etmesi bakımından ortaya bir karikatür bırakıp çıkıyorum.

genç yaratmak
eğitim diyenler olmuş ama eğitim zorunlu olduğu yere kadar ücretsiz olmalı ama üniversite ve sonrası zorunlu değil, kişinin tercih ve seçimlerine bağlı olduğu için ücretli olmalı. unutmayalım, dünyanın hiçbir yerinde eğitimin amacı size diploma verip iş sahibi olmanızı sağlamak değildir.
dünyada pek çok konuda kalitesizlikte uzak ara birinci olan ülkemizde gün geçmiyor ki yeni kalitesizlikler de gün yüzüne çıkmasın. bu sefer gezginlerin kalitesiz olanlarından bahsedeceğiz.

avrupa’da birkaç şehirde rastladığım ve özellikle yalnız olan türk ve çinli gezgin kızlarında gözlemlediğim şeyler var mesela. bunların en belirgin özelliklerinden birkaçı;

- gün boyu cebinde para olan erkek avına çıkıp geziyi daha ekonomik hale getirmek.

- ödünç aldığı ekipmanı kaybetmek, zarar verilmiş ya da kullanılamayacak hale gelmiş şekilde geri getirmek
yamulmuyorsam haklarının bir kısmını microsoft’un satın aldığı kripto para cinsidir. nesnelerin internetinin de ötesinde, artık nesnelerin birbirleri arasında para alışverişi ve ödeme sistemlerini kullanacağı, dolayısıyla microsoft’un da üreteceği donanımlar arası para alışverişini bu para cinsi üzerinden yapacağı söyleniyor.
4 yıldır içinde bulunduğum durum. bunun 2 yılı zaten yüksek lisans yaparak geçti. insanlıktan çıkmıştım ama benim tercihimdi. amaçlar ve hedeflerinize ulaşma konusunda hayatınızın bir bölümünde mutlaka ihtiyacınız olan şeydir yalnızlık. kendinize yetebilecek kadar “capable” ve küçük şeylerden de mutlu olabiliyorsanız yalnızlık gibisi yoktur. bu kadar cıvık ve kalitesiz ilişkiler içerisinde altın gibi değerlidir üstelik.